herkesin hayatına damgasını vurmuş bir kitap vardır kapaklarına açmaya caserat edemediğimiz kitap dolabının bir köşesinde...
zaman zaman bir şeyler aramk için dolabın kapağını açıp bakarız da, türlü bahanelele öne sürdüğümüz vakitsizlik nedeniyle okuyamadığımızı dile getirdiğimiz kitapların haykırışını duymayız...
işte vakit bulduğumuz zamanlarda okuduğumuz ya da her ne olursa olsun okumaktan vezgeçemem dediğiniz dönemlerde okuduğunuz ve başucu kitabım diyebileceğiniz bir eser olmuştur mutlaka...
şimdi bu eserin kimliğini ve sizi etkileme yönünü,özelliklerini bizlerle paylaşmanızı bekliyoruz...
konuyu açan ben ama o seçkin eserler arasında birini ayıramayan yine ben...
ama yinede isim vereyim:
1.cemil meriç "Bu Ülke" bu eser anlatılmaz yaşanır. orhan velini dediği gibi kelimeler kifayetsiz kalır anlatmaya tek kelimeyle muhteşem eser neden mi okuyunca anlarsınız...
“‘Bu Ülke’, yarım asırlık bir araştırmanın, bir sanatçı mizacından süzülen usaresi (öz suyu). Bir mesaj, daha doğrusu bir çığlık… kesif, dertli, derbeder…
Bu Ülke’nin ne kadar ciddi bir çalışmanın sonucu olduğu isminden de anlaşılıyor.okuyunuz.
2.Reşat Nuri Güntekin "Akşam Güneşi" öyle bir eser ki sizi kolunuzdan tutup bambaşka bir aleme götürüyor.evet bir roman ama romandaki kahramanlarla adeta bütünleişyorsunuz.duyguların anlatımı ve okuyucuya verilişi dokunulmaz güzellikte.üslup muhteşem...yazarın kalemine bir kere daha hayrankalıyor, bir başka eserini yine bir solukta bitirebilmek düşüncesiyle kitapevine yöneiyorsunuz...
3.ve Nazan Bekiroğlu "Yusuf ile Züleyha" Hikaye bildik; konu, kahramanlar tanıdık ama bir de üsluba kelime guruplarına cümlelere o bizim bildiğimiz öyküyü bir de bilmediklerimizle görmeye bakın derim.şimdiye kadar okuyupta etkilenmeyenini beğenmeyenini görmedim.(geçen yıl bir arkadaşa bu eserden hediye edeyim dedim bir tane .kitap yaşadığım şehirde yok satıyordu eski baskı olmasına rağmen.yalnız laf aramızda üzüldüğüm nokta arkadaş kitabı hala okumamış.)
zaman zaman bir şeyler aramk için dolabın kapağını açıp bakarız da, türlü bahanelele öne sürdüğümüz vakitsizlik nedeniyle okuyamadığımızı dile getirdiğimiz kitapların haykırışını duymayız...
işte vakit bulduğumuz zamanlarda okuduğumuz ya da her ne olursa olsun okumaktan vezgeçemem dediğiniz dönemlerde okuduğunuz ve başucu kitabım diyebileceğiniz bir eser olmuştur mutlaka...
şimdi bu eserin kimliğini ve sizi etkileme yönünü,özelliklerini bizlerle paylaşmanızı bekliyoruz...
konuyu açan ben ama o seçkin eserler arasında birini ayıramayan yine ben...
ama yinede isim vereyim:
1.cemil meriç "Bu Ülke" bu eser anlatılmaz yaşanır. orhan velini dediği gibi kelimeler kifayetsiz kalır anlatmaya tek kelimeyle muhteşem eser neden mi okuyunca anlarsınız...
“‘Bu Ülke’, yarım asırlık bir araştırmanın, bir sanatçı mizacından süzülen usaresi (öz suyu). Bir mesaj, daha doğrusu bir çığlık… kesif, dertli, derbeder…
Bu Ülke’nin ne kadar ciddi bir çalışmanın sonucu olduğu isminden de anlaşılıyor.okuyunuz.
2.Reşat Nuri Güntekin "Akşam Güneşi" öyle bir eser ki sizi kolunuzdan tutup bambaşka bir aleme götürüyor.evet bir roman ama romandaki kahramanlarla adeta bütünleişyorsunuz.duyguların anlatımı ve okuyucuya verilişi dokunulmaz güzellikte.üslup muhteşem...yazarın kalemine bir kere daha hayrankalıyor, bir başka eserini yine bir solukta bitirebilmek düşüncesiyle kitapevine yöneiyorsunuz...
3.ve Nazan Bekiroğlu "Yusuf ile Züleyha" Hikaye bildik; konu, kahramanlar tanıdık ama bir de üsluba kelime guruplarına cümlelere o bizim bildiğimiz öyküyü bir de bilmediklerimizle görmeye bakın derim.şimdiye kadar okuyupta etkilenmeyenini beğenmeyenini görmedim.(geçen yıl bir arkadaşa bu eserden hediye edeyim dedim bir tane .kitap yaşadığım şehirde yok satıyordu eski baskı olmasına rağmen.yalnız laf aramızda üzüldüğüm nokta arkadaş kitabı hala okumamış.)