Önder Adem
👑Efsanevi Grafiker👑
Bu konuyu ayrı bir başlık altında incelemek çok doğru olacak çünkü günlük hayatta en sık rastladığımız hatalar anlatım bozukluğu ile ilgili oluyor.
Peki nedir anlatım bozukluğu? İnsanlar duygu ve düşüncelerini aktarmak için cümleler kurar. Kurulan cümlenin, aktarılmak istenen duygu ve düşünceleri açık ve anlaşılır bir biçimde ifade etmesi gerekir. Aksi halde tam olarak ifade edilememiş bir cümle sonunda "Beni yanlış anladınız" diyeceksinizdir. O zaman doğru anlatmalıyız. Doğru anlatılamayan, gereksiz unsurlar içeren ve yanlış anlaşılmalara sebep olabilecek cümlelere bu durumuna anlatım bozukluğu içeren cümle denir.
Benzetmek gerekirse Cümleyi bir araba farzedin ve tek farının yanmadığını düşünün. Araba gider ama gece sizi tek farınızdan dolayı motosiklet sanabilirler
Şimdi en çok karşılaşılan anlatım bozukluklarına örneklerle bakalım:
Cümlede gereksiz yere kullanılan kelimelerden kaynaklanan anlatım bozuklukları
Bu tip cümlelerde gereksiz olduğu düşünülen sözcük cümleden çıkarıldığında eğer cümlenin anlamı bozulmuyor veya anlatılmak istenen eksik kalmıyorsa sözcük fazla kullanılmış demektir.
-Durup dururken bana yüksek sesle bağırdı.
Bağırmak zaten yüksek sesle olur. "Yüksek sesle" sözü fazla.
-Takriben 10 km. kadar yol aldık.
Takriben kelimesi zaten cümleye "yaklaşık" anlamını katıyor. Kadar kelimesi gereksiz.
-Toplantıya Selim ile birlikte katıldı.
ile edatı cümleye birliktelik anlamı kattığından, birlikte kelimesi gereksiz yere kullanılmıştır.
- Kocası ile karşılıklı bağrıştılar.
İnsan tek başına bağrışamaz, bağırır. "Karşılıklı"kelimesi gereksiz.
- Ailenin kilosu en ağır çocuğuydu.
Ağır kelimesi burada kilonun fazlalığını anlattığından "kilo" kelimesi fazla.
Eş anlamlı kelimelerin aynı cümlede kullanılmasından kaynaklanan anlatım bozuklukları.
- Göstermiş olduğunuz ilgi ve alakanız beni çok mutlu etti.
- Çok ketum ve sessiz bir yapıya sahiptir.
- Adam çok gülünç ve komik bir duruma düştü.
- Bu sıcaklar galiba, sanırım 3 gün daha sürecekmiş.
- Bu malları geri iade edeceğim.
- Bugün çok sevimli, şen ve neşeli gibisin.
Bir kelimenin yerine yanlış anlam verecek şekilde başka bir kelime kullanımından kaynaklanan anlatım bozuklukları.
-Yaptığı operasyonla hastanın yaşamasına sebep oldu.
Sebep olmak deyimi cümleye olumsuz anlamlar verecek şekilde kullanılır. Hastanın yaşaması olumlu bir durumdur. Dolayısıyla "yaşamasına sebep oldu" yerine "yaşamasını sağladı" deyimi kullanılmalıydı.
-Bu maçı kaybetme şansımız kalmadı arkadaşlar.
Burada da tam tersi bir durum var. Yani olumsuzluk bildiren bir cümlede olumlu anlam katan "şans" kelimesi kullanılmış. "Kaybetme ihtimalimiz" doğru deyim olurdu.
- Müzakerelerde milletvekillerinin etken bir rolü vardı.
Etken yerine "etkin" kelimesi kullanılmalıydı.
- Görmeyeli boyun büyümüş.
Boy büyümez, uzar.
- Beceriksiz olmasını annesinin davranışlarına borçludur.
Borçlu olmak olumlu anlam katıyor.
- İşyerine gelen kız bugün çok çekimserdi.
Çekingen olmalıydı.
Birbiriyle çelişen (zıt) ifadelerin kullanılmasından kaynaklanan anlatım bozuklukları.
- Hiç şüphesiz bu maçı İngilizler kazanabilir.
- Herhalde bütün sebzeler çürüdüğü diye tahmin ediyorum.
- Yaklaşık günümüzden tam 150 yıl önce yaşamış.
- Bugün kesinlikle okuldan kaçabilir.
- Bu hastalığın mutlaka bir çaresi olduğunu sanıyorum.
Devam edecek...
Peki nedir anlatım bozukluğu? İnsanlar duygu ve düşüncelerini aktarmak için cümleler kurar. Kurulan cümlenin, aktarılmak istenen duygu ve düşünceleri açık ve anlaşılır bir biçimde ifade etmesi gerekir. Aksi halde tam olarak ifade edilememiş bir cümle sonunda "Beni yanlış anladınız" diyeceksinizdir. O zaman doğru anlatmalıyız. Doğru anlatılamayan, gereksiz unsurlar içeren ve yanlış anlaşılmalara sebep olabilecek cümlelere bu durumuna anlatım bozukluğu içeren cümle denir.
Benzetmek gerekirse Cümleyi bir araba farzedin ve tek farının yanmadığını düşünün. Araba gider ama gece sizi tek farınızdan dolayı motosiklet sanabilirler
Şimdi en çok karşılaşılan anlatım bozukluklarına örneklerle bakalım:
Cümlede gereksiz yere kullanılan kelimelerden kaynaklanan anlatım bozuklukları
Bu tip cümlelerde gereksiz olduğu düşünülen sözcük cümleden çıkarıldığında eğer cümlenin anlamı bozulmuyor veya anlatılmak istenen eksik kalmıyorsa sözcük fazla kullanılmış demektir.
-Durup dururken bana yüksek sesle bağırdı.
Bağırmak zaten yüksek sesle olur. "Yüksek sesle" sözü fazla.
-Takriben 10 km. kadar yol aldık.
Takriben kelimesi zaten cümleye "yaklaşık" anlamını katıyor. Kadar kelimesi gereksiz.
-Toplantıya Selim ile birlikte katıldı.
ile edatı cümleye birliktelik anlamı kattığından, birlikte kelimesi gereksiz yere kullanılmıştır.
- Kocası ile karşılıklı bağrıştılar.
İnsan tek başına bağrışamaz, bağırır. "Karşılıklı"kelimesi gereksiz.
- Ailenin kilosu en ağır çocuğuydu.
Ağır kelimesi burada kilonun fazlalığını anlattığından "kilo" kelimesi fazla.
Eş anlamlı kelimelerin aynı cümlede kullanılmasından kaynaklanan anlatım bozuklukları.
- Göstermiş olduğunuz ilgi ve alakanız beni çok mutlu etti.
- Çok ketum ve sessiz bir yapıya sahiptir.
- Adam çok gülünç ve komik bir duruma düştü.
- Bu sıcaklar galiba, sanırım 3 gün daha sürecekmiş.
- Bu malları geri iade edeceğim.
- Bugün çok sevimli, şen ve neşeli gibisin.
Bir kelimenin yerine yanlış anlam verecek şekilde başka bir kelime kullanımından kaynaklanan anlatım bozuklukları.
-Yaptığı operasyonla hastanın yaşamasına sebep oldu.
Sebep olmak deyimi cümleye olumsuz anlamlar verecek şekilde kullanılır. Hastanın yaşaması olumlu bir durumdur. Dolayısıyla "yaşamasına sebep oldu" yerine "yaşamasını sağladı" deyimi kullanılmalıydı.
-Bu maçı kaybetme şansımız kalmadı arkadaşlar.
Burada da tam tersi bir durum var. Yani olumsuzluk bildiren bir cümlede olumlu anlam katan "şans" kelimesi kullanılmış. "Kaybetme ihtimalimiz" doğru deyim olurdu.
- Müzakerelerde milletvekillerinin etken bir rolü vardı.
Etken yerine "etkin" kelimesi kullanılmalıydı.
- Görmeyeli boyun büyümüş.
Boy büyümez, uzar.
- Beceriksiz olmasını annesinin davranışlarına borçludur.
Borçlu olmak olumlu anlam katıyor.
- İşyerine gelen kız bugün çok çekimserdi.
Çekingen olmalıydı.
Birbiriyle çelişen (zıt) ifadelerin kullanılmasından kaynaklanan anlatım bozuklukları.
- Hiç şüphesiz bu maçı İngilizler kazanabilir.
- Herhalde bütün sebzeler çürüdüğü diye tahmin ediyorum.
- Yaklaşık günümüzden tam 150 yıl önce yaşamış.
- Bugün kesinlikle okuldan kaçabilir.
- Bu hastalığın mutlaka bir çaresi olduğunu sanıyorum.
Devam edecek...