Perspektif ve Havai Perspektif
Yaşamının bir döneminde resim yapmış, ya da resimle biraz ilgilenmiş herkes bilir ki; perspektif yaşamın üç boyutunun iki boyutlu yüzeyde gösterilmesi sanatıdır.
Üç boyutlu varlıkları iki boyutlu kağıtta gösterirken renkleri ve çizgileri kullanırız.
çizgilerle oluşturduğumuz derinlik duygusuna çizgisel perspektif, renklerle oluşturduğumuza da havai perspektif deriz.
Önümüzde uzayıp giden bir yola baktığımızda bizden uzaklaştıkça daraldığı, hatta ufuk çizgisinde yolun iki kıyısının bir noktada bitiştiği duygusuna kapılırız. Tren rayları da bir noktada birleşir, aslında eşit aralıklı olduğunu bildiğimiz traversler giderek sıklaşır ve yan yana görünür. Bunu kağıt üzerinde çizmek ve çizgilerle göstermek çok kolaydır.
işte istasyonda çekilmiş bir fotoğraf, ana çizgiler bize uzaklık duygusunu eksiksiz algılatıyor. Artık biz ekranımızın düz yüzeyinde uzaklaşan bir yolun derinliğini görebiliyoruz. Son istasyona değin eşit aralıkla gideceğini bildiğimiz raylar gözümüzün önünde birleşiyor ve hepsinin aynı genişlik ve boyda olduğunu bildiğimiz döşeme taşları daralıp kısalıyor sanki… bizden uzaklaştıkça boyları kısalan elektrik direkleri de bu derinlik duygusunu destekliyorlar.
Peki ama biz renkli bir resim yapmak istiyorsak üçüncü boyutu nasıl vereceğiz?
Elbette renk değerleri, ışık ve gölge ile oynayarak.
Çizgisel anlatımda cisimler bizden uzaklaştıkça, küçülüyor, paralel çizgiler birleşiyorsa; renkler de soluklaşıyor ve parlaklıklarını yitiriyorlar, ayrıntılar yok oluyor. Canlı ve parlak renkler ön planda, kırılmış ve solgun renkler arka planda kullanılarak bu derinlik etkisi sağlanıyor. Buna renk perspektifi ya da havai perspektif diyoruz.
şimdi yukarıdaki suluboya çalışmayı inceleyelim: Uzayıp giden bir yol ve yolun iki yanında çalılıkla ağaç arası bitki toplulukları var. Burada yolun uzayıp gittiği duygusu verilmek için çizgisel perspektifin olanaklarından yararlanılıp yol çizgisi bir noktada daraltılmış, ağaçlar giderek boylarından kaybetmişler. Bu derinlik duygusunun güçlendirilmesi için ön planda ağaçlar, yeşilin ve kırmızının en koyu tonlarıyla belirtilmiş; yer yer bu yeşil ve kırmızının oluşturduğu kahverengi ve haki rahatça kullanılmıştır. Yine ön planda ağaç gövdeleri ve dallar daha koyu ve sakınmadan vurgulanmış. Arka plana baktığımızda ayrıntıların gerçekten de azaldığı, nefti yeşilin neredeyse sarıya yakın bir limon küfüne döndüğünü görüyoruz. Yalnızca ileriye doğru değil, sağ ve sol arka planlarda da aynı soluklaşıp ayrıntıları azaltma numarasına başvurulmuş. Bu da yüzeye bir oylum katarak orman içinde yürüdüğümüz duygusunu güçlendiriyor. Yolun ön kısımlarının daha koyu, uzaklaşan bölümlerin açık boyandığı dikkatinizden kaçmasın.
Bunun gibi ön plandaki ayrıntılarda açık koyu arasındaki farklar çoğalırken arka planda tonlamalar da azalır.
Şimdi bir başka resme bakalım; tek renkte havai perspektifin nasıl verildiğini görelim.
Raylar ve elektrik direkleri örneğinde gördüğümüz gibi bu resimde de önce çizgisel perspektifin olanakları kullanılmış. Fakat açık koyu kullanımında koyu renkler ve ayrıntılar ön planda. Arkaya doğru gittikçe yol daralırken soluklaşıyor, ağaçlar boyca kısalıp soluklaşırken ayrıntılarını yitiriyor. Ön plandaki koyulukla arka plandaki açıklığın farkı resmin derinliğini oluşturuyor.
Tabii bu kuralların işlemediği yerler de var. Bir deniz manzarası yapıyorsak unutmamalıyız ki, deniz kıyıya yaklaştıkça derinliğini yitirir maviliği azalır. Ufuk çizgisine doğru renk en koyu halini alır. Yine gökyüzü yükseldikçe mavileşir.
Resimde çalkantılı bir deniz görüyoruz. Deniz bize en yakın olduğu yerde en koyu fakat ufuk çizgisine doğru açılmamış. Gökyüzü bulutların üzerinde atmosfer katmanlarının üst üste bindiği yerlerde koyu. Kayalar uzaklaştıkça küçültülüp ayrıntısızlaştırılarak derinlik duygusu verilmeye çalışılmış. Bazen de öyle görüntüler yakalarız ki denizin üzerinde, dalgalar, güneş sis oyunlar oynar bize.
Öyle yansımalar ve parlamalar vardır ki; ufuk çizgisi kaybolur gider. deniz nerde biter gökyüzü nerede başlar bilemeyiz. Yani kurallarla başlayabiliriz ama kurallara sığdıramayız sanatı.
Yaşamının bir döneminde resim yapmış, ya da resimle biraz ilgilenmiş herkes bilir ki; perspektif yaşamın üç boyutunun iki boyutlu yüzeyde gösterilmesi sanatıdır.
Üç boyutlu varlıkları iki boyutlu kağıtta gösterirken renkleri ve çizgileri kullanırız.
çizgilerle oluşturduğumuz derinlik duygusuna çizgisel perspektif, renklerle oluşturduğumuza da havai perspektif deriz.
Önümüzde uzayıp giden bir yola baktığımızda bizden uzaklaştıkça daraldığı, hatta ufuk çizgisinde yolun iki kıyısının bir noktada bitiştiği duygusuna kapılırız. Tren rayları da bir noktada birleşir, aslında eşit aralıklı olduğunu bildiğimiz traversler giderek sıklaşır ve yan yana görünür. Bunu kağıt üzerinde çizmek ve çizgilerle göstermek çok kolaydır.

işte istasyonda çekilmiş bir fotoğraf, ana çizgiler bize uzaklık duygusunu eksiksiz algılatıyor. Artık biz ekranımızın düz yüzeyinde uzaklaşan bir yolun derinliğini görebiliyoruz. Son istasyona değin eşit aralıkla gideceğini bildiğimiz raylar gözümüzün önünde birleşiyor ve hepsinin aynı genişlik ve boyda olduğunu bildiğimiz döşeme taşları daralıp kısalıyor sanki… bizden uzaklaştıkça boyları kısalan elektrik direkleri de bu derinlik duygusunu destekliyorlar.
Peki ama biz renkli bir resim yapmak istiyorsak üçüncü boyutu nasıl vereceğiz?
Elbette renk değerleri, ışık ve gölge ile oynayarak.
Çizgisel anlatımda cisimler bizden uzaklaştıkça, küçülüyor, paralel çizgiler birleşiyorsa; renkler de soluklaşıyor ve parlaklıklarını yitiriyorlar, ayrıntılar yok oluyor. Canlı ve parlak renkler ön planda, kırılmış ve solgun renkler arka planda kullanılarak bu derinlik etkisi sağlanıyor. Buna renk perspektifi ya da havai perspektif diyoruz.

şimdi yukarıdaki suluboya çalışmayı inceleyelim: Uzayıp giden bir yol ve yolun iki yanında çalılıkla ağaç arası bitki toplulukları var. Burada yolun uzayıp gittiği duygusu verilmek için çizgisel perspektifin olanaklarından yararlanılıp yol çizgisi bir noktada daraltılmış, ağaçlar giderek boylarından kaybetmişler. Bu derinlik duygusunun güçlendirilmesi için ön planda ağaçlar, yeşilin ve kırmızının en koyu tonlarıyla belirtilmiş; yer yer bu yeşil ve kırmızının oluşturduğu kahverengi ve haki rahatça kullanılmıştır. Yine ön planda ağaç gövdeleri ve dallar daha koyu ve sakınmadan vurgulanmış. Arka plana baktığımızda ayrıntıların gerçekten de azaldığı, nefti yeşilin neredeyse sarıya yakın bir limon küfüne döndüğünü görüyoruz. Yalnızca ileriye doğru değil, sağ ve sol arka planlarda da aynı soluklaşıp ayrıntıları azaltma numarasına başvurulmuş. Bu da yüzeye bir oylum katarak orman içinde yürüdüğümüz duygusunu güçlendiriyor. Yolun ön kısımlarının daha koyu, uzaklaşan bölümlerin açık boyandığı dikkatinizden kaçmasın.
Bunun gibi ön plandaki ayrıntılarda açık koyu arasındaki farklar çoğalırken arka planda tonlamalar da azalır.
Şimdi bir başka resme bakalım; tek renkte havai perspektifin nasıl verildiğini görelim.

Raylar ve elektrik direkleri örneğinde gördüğümüz gibi bu resimde de önce çizgisel perspektifin olanakları kullanılmış. Fakat açık koyu kullanımında koyu renkler ve ayrıntılar ön planda. Arkaya doğru gittikçe yol daralırken soluklaşıyor, ağaçlar boyca kısalıp soluklaşırken ayrıntılarını yitiriyor. Ön plandaki koyulukla arka plandaki açıklığın farkı resmin derinliğini oluşturuyor.
Tabii bu kuralların işlemediği yerler de var. Bir deniz manzarası yapıyorsak unutmamalıyız ki, deniz kıyıya yaklaştıkça derinliğini yitirir maviliği azalır. Ufuk çizgisine doğru renk en koyu halini alır. Yine gökyüzü yükseldikçe mavileşir.

Resimde çalkantılı bir deniz görüyoruz. Deniz bize en yakın olduğu yerde en koyu fakat ufuk çizgisine doğru açılmamış. Gökyüzü bulutların üzerinde atmosfer katmanlarının üst üste bindiği yerlerde koyu. Kayalar uzaklaştıkça küçültülüp ayrıntısızlaştırılarak derinlik duygusu verilmeye çalışılmış. Bazen de öyle görüntüler yakalarız ki denizin üzerinde, dalgalar, güneş sis oyunlar oynar bize.
Öyle yansımalar ve parlamalar vardır ki; ufuk çizgisi kaybolur gider. deniz nerde biter gökyüzü nerede başlar bilemeyiz. Yani kurallarla başlayabiliriz ama kurallara sığdıramayız sanatı.