Sonay Görkem
👑Efsanevi Grafiker👑
- Katılım
- 27 Kas 2007
- Mesajlar
- 3,149
- Tepkime puanı
- 187
Ortaçağın sonlarına doğru Avrupa’da okuryazarlık oranındaki hızlı artışın,
matbaanın icadına mı bağlı olduğunu sanıyordunuz? Bazı tarihçilere göre,
pek öyle değil. Diyorlar ki, kağıt bu açıdan matbaadan daha önemli; kağıt
için önemli bir kaynak da iç çamaşırlarıydı!
Nasıl derseniz,
Hollanda’nın Utrecht Üniversitesi’nde tarihçi ve bu yıl ıngiltere’nin Leeds
Üniversitesi’nde gerçeklefltirilen Uluslararası Ortaçağ Kongresi’nin düzenleyicilerinden Marco Mostert, sorunuzu şöyle yanıtlıyor:
“Okuryazarlığın artışında kağıdın devreye girmesinin kesinlikle büyük bir payı var. Kağıdın o dönemlerde yapıldığı malzeme de temelde giysi artıkları ve paçavra. Bu kumafl parçalarının en büyük kaynağı, çoğunlukla atılmış giysilerdi. Bunlarla üretilen kağıdın maliyeti, kitap yapımında daha önce yararlanılan ve
oldukça da pahaı olan parşömenle kıyaslandığında çok daha düşüktü.
13. yüzyılda, kentlere göçen insanların sayısı arttıkça, iç çamaşırı kullanımı da arttı; ve tabii beraberinde kağıt yapımında işe yarayacak paçavralar da.”
Mostert, Ortaçağda okuryazarlığın sanılandan daha yaygın olduğunu
söylüyor. “Gerçi okuryazarlık oranını % 100’e çıkarma hedefi ancak 19.
yüzyıda ortaya çıktı; ama 12. yüzyıl bafllarında, toplumlarda okuma yazma gereksinimi kararlı biçimde artma eğilimi göstermeye bafllamıştı bile. 13.
yüzyıldan başlayarak da okuryazarların oranı, kentsel alanlarda görülen okul artışıyla birlikte, çarpıcı biçimde arttı.” Bu artış, ızlanda gibi kalabalık yerleşim
yerlerinden, dolayısıyla da okullardan neredeyse yoksun olan ülkelerde bile
yaflanmıştı. “Birçok çocuk, özellikle de annelerinin yardımıyla, okumayı evde
öğreniyordu” diye anlatıyor Mostert. Bu arada Ortaçağın en çok satan kitaplar listesi nasıldı dersiniz? Listebaşının değişmezleri, din içerikli kitaplar. ıncil, ıncil’den bölümler ya da dinsel fliir kitapları gibi. Tarih kitaplarının da oldukça popüler olduğu anlaşılıyor. Bu arada, Romalı İmparatorlara ait çeşitli
öyküler içeren kitaplardan yaklaşık 400 kopya; zamanın din adamlarından
Geoffrey Monmouth’un kaleme aldığı ve Britanya krallarının tarihini anlatan kitabınınsa 200 kadar kopyası günümüze ulaşmayı bafşarmış Anlaşılan, yazdıklarını ‘yayımlatmak’ için yazarlar o zamanlar da şimdi olduğu kadar uğraş vermek zorunda kalıyorlarmış. Matbaanın icadedildiği 15. yüzyıl ortalarına kadar kitaplar ancak elyazması biçiminde ortaya çıkabildikleri için de, yayımlamaktan
kasıt, aslında çoğu zaman yazarın, yazdıklarını belli bir kalabalığa yüksek sesle okuması. Tabii o kalabalğın ağırlanması da kendi cebinden. “Gallerli James, İrlanda Topografisi kitabını Oxford’da tam üç gün boyunca okutmuş” diyor Mostert; “Bunun için de tam bir servet harcamış zavallı; ama gelin görün ki
kitabı ilk 10’a bile girememiş!”
matbaanın icadına mı bağlı olduğunu sanıyordunuz? Bazı tarihçilere göre,
pek öyle değil. Diyorlar ki, kağıt bu açıdan matbaadan daha önemli; kağıt
için önemli bir kaynak da iç çamaşırlarıydı!

Nasıl derseniz,
Hollanda’nın Utrecht Üniversitesi’nde tarihçi ve bu yıl ıngiltere’nin Leeds
Üniversitesi’nde gerçeklefltirilen Uluslararası Ortaçağ Kongresi’nin düzenleyicilerinden Marco Mostert, sorunuzu şöyle yanıtlıyor:
“Okuryazarlığın artışında kağıdın devreye girmesinin kesinlikle büyük bir payı var. Kağıdın o dönemlerde yapıldığı malzeme de temelde giysi artıkları ve paçavra. Bu kumafl parçalarının en büyük kaynağı, çoğunlukla atılmış giysilerdi. Bunlarla üretilen kağıdın maliyeti, kitap yapımında daha önce yararlanılan ve
oldukça da pahaı olan parşömenle kıyaslandığında çok daha düşüktü.
13. yüzyılda, kentlere göçen insanların sayısı arttıkça, iç çamaşırı kullanımı da arttı; ve tabii beraberinde kağıt yapımında işe yarayacak paçavralar da.”


Mostert, Ortaçağda okuryazarlığın sanılandan daha yaygın olduğunu
söylüyor. “Gerçi okuryazarlık oranını % 100’e çıkarma hedefi ancak 19.
yüzyıda ortaya çıktı; ama 12. yüzyıl bafllarında, toplumlarda okuma yazma gereksinimi kararlı biçimde artma eğilimi göstermeye bafllamıştı bile. 13.
yüzyıldan başlayarak da okuryazarların oranı, kentsel alanlarda görülen okul artışıyla birlikte, çarpıcı biçimde arttı.” Bu artış, ızlanda gibi kalabalık yerleşim
yerlerinden, dolayısıyla da okullardan neredeyse yoksun olan ülkelerde bile
yaflanmıştı. “Birçok çocuk, özellikle de annelerinin yardımıyla, okumayı evde
öğreniyordu” diye anlatıyor Mostert. Bu arada Ortaçağın en çok satan kitaplar listesi nasıldı dersiniz? Listebaşının değişmezleri, din içerikli kitaplar. ıncil, ıncil’den bölümler ya da dinsel fliir kitapları gibi. Tarih kitaplarının da oldukça popüler olduğu anlaşılıyor. Bu arada, Romalı İmparatorlara ait çeşitli
öyküler içeren kitaplardan yaklaşık 400 kopya; zamanın din adamlarından
Geoffrey Monmouth’un kaleme aldığı ve Britanya krallarının tarihini anlatan kitabınınsa 200 kadar kopyası günümüze ulaşmayı bafşarmış Anlaşılan, yazdıklarını ‘yayımlatmak’ için yazarlar o zamanlar da şimdi olduğu kadar uğraş vermek zorunda kalıyorlarmış. Matbaanın icadedildiği 15. yüzyıl ortalarına kadar kitaplar ancak elyazması biçiminde ortaya çıkabildikleri için de, yayımlamaktan
kasıt, aslında çoğu zaman yazarın, yazdıklarını belli bir kalabalığa yüksek sesle okuması. Tabii o kalabalğın ağırlanması da kendi cebinden. “Gallerli James, İrlanda Topografisi kitabını Oxford’da tam üç gün boyunca okutmuş” diyor Mostert; “Bunun için de tam bir servet harcamış zavallı; ama gelin görün ki
kitabı ilk 10’a bile girememiş!”
Son düzenleme: