Hani biraz sert ve acımasız bir eleştiri olabilir ama ben bu yaptığınıza karşıyım. İnsanlar Grafikerlik, Grafik tasarımcı her nasıl ifade ederseniz artık dışardan hoş geldiği için hiç alakaları olmadığı halde bu mesleğe atılıyorlar. Gerçekten sağlam alt yapıları olmadan piyasaya atılıyorlar. Bunun çok yanlış olduğunu düşünüyorum. Birikimi, tecrübesi ve yeteneği doğultusunda maaşı belirlenince bu tip zırt diye piyasaya çıkan kimseler bizim talep ettiğimiz ücretlerin (Hakkımız olduğunu düşündüğümüz, Herkezin kendince fiyatı vardır) neredeyse yarısına işe giriyorlar.
6. Kesin olarak başarılı olmak istiyorum, ne yapmalıyım? Bir işi 70 milyon kişiden daha iyi yapın.
Başarı için şaşmaz kural, bir işte açık ara en iyi olmaktır. Bir iş seçin, kafayı o iş ile bozun. İnsanlar dizi izlerken siz o işi daha iyi nasıl yapacağınıza kafa yorun. İnsanlar maç izlerken, siz işinize kafa yorun. İnsanlar siyasi söylenmeler halindeyken, siz mesleğinizdeki ustalığınıza odaklananın.
Önce o işi en iyi bilen olun, sonra da en iyi bilen olarak bilinen. Önce gerçekten en iyi olun. Tost yapıyorsanız, insanlar büfenizin önünde kuyruk olmuyorsa, en iyi değilsinizdir.
Kuyruk oluşması, iyi bir standart yakaladığınızı gösterir. Ondan sonra ölçek genişletip, başarınızın ebatlarını büyütmeniz gerekir.
7. Bir işte en iyi olmak için ne kadar süreye ihtiyaç var? Yurt dışında yapılan birkaç araştırmada, kendi alanında çok iyi olan insanların, mesleklerinde bu ustalık seviyesine ulaşmadan önce en az 10.000 saat sırf o işe odaklı yaşadıklarını ortaya çıkarmıştır. Normal mesai saatleriyle yaklaşık beş yılı bulan bir süredir bu.
8. Yeni bir alanda kariyer yapıyorum, çok şey veriyorum ama geri dönüş alamıyorum. Yanlış yolda mıyım, acele mi ediyorum? Yeni bir alanda kariyer yapıyorsanız, hayatınızın yaklaşık 10 yılını gözden çıkarmalısınız. ilk yıl 10 verseniz de, bir alabilirsiniz. İkinci yıl, yine 10 verirseniz, bu defa iki geri dönüş alırsınız. Üçüncü yıl 10 vermeye devam ederseniz, üç alırsınız.
Aradaki farklar aslında boşa gitmez, o alanda başarılı olunca, bir noktadan sonra bir verip on almaya başlayabilirsiniz. bu konuda akademik araştırmalar olmasa da, inanıyorum ki, bir insan 10 yıl oyunca bir alanda sürekli çaba gösterirse, o alanda gelebileceği yer, o kişinin o alandaki kapasitesini yeterince gösterir.
https://www.muminsekman.com/makaleler.php?s=1&m=42 Insanları eyleme geçme şekillerine göre 4 gruba ayırabiliriz:
1. Bilen ve yapanlar (profesyonelce başaranlar)
2. Bilen ama yapmayanlar (ataletliler)
3. Yapan ama bilmeyenler (amatörler)
4. Yapmayan ve bilmeyenler (baarısız kişiler)
Eğer 1. grupta yer almak istiyorsanız aşağıdaki “ipuçlarını” izleyebilirsiniz.
1. Ataletten kurtulmanın ilk adımı atalet halinde yaşadığını fark etmektir. Bu kadar yoğun ve yaygın olarak atalet içerisinde yaşadığımız halde atalet algılamamızın olmaması ataletlerimize kalıcılık kazandırmaktadır.
2. Prof. Dr. Ali Fuat Başgil’in deyişiyle “Üşenmeyin, Ertelemeyin, Vazgeçmeyin”. Atalet düşmek istiyorsanız önce hedefler belirleyip planlar yapın, sonra da üşenin, erteleyin, vazgeçin!
3. Umutlarınızı yüksek sabit giderlerinizi düşük tutun. Atalete düşmek istiyorsanız umutlarımız düşük, sabit giderlerinizi yüksek tutun!
4. Geniş düşünün, dar başlayın, çabuk bitirin. Atalete düşmek istiyorsanız “dar düşün, geniş başla, geç bitir” tarzında çalışın!
5. Her alanda birşeyler öğrenin, bir alandaki her şeyi öğrenin. Atalete düşmek istiyorsanız her alanda yüzeysel birşeyler (“televole bilgileri”) öğrenin.
6. Panonuza şu soruyu yazın: Bugün yapmadıklarımın gelecekteki sonuçları neler olacak?
7. Hayatta başınıza gelen olaylardan daha çok, o olaylara verdiğiniz anlamların sizi atalete düşürdüğünü unutmayın. Önemli olan size neler olduğundan daha çok sizin nasıl biri olduğunuzdur.
8. Eyleme geçmek için mükemmel hale gelmeyi beklemeyin. Özellikle küçük işlerde kervanı yolda düzeltecek şekilde harekete edin.
NOT: Bu makale "Kişisel Ataleti Yenmek" (Alfa yayınevi) kitabımdan özetlenmiştir.
https://www.muminsekman.com/makaleler.php?s=2&m=16 Hedefe ilerlemek hedefi düşünüp durmakla, yapacağım edeceğim diye yumruğunu sıkıp bağırıp çağırmakla olmaz. Merdivene tırmanmanın yolu, basamaklara basarak gitmektir. Şoförlük öğrenmeyen araç kullanabilir mi? Yüzme bilmeyen yüzebilir mi? Bu yetenekleri hocalar anlatarak da kazandıramazlar. Anlaşılmaz olan burada: Bir şeyi eğitimini kazanmadan, hele o konuda tam yetenekli hale gelmeden o şeyi yapabileceğimizi sanarak en büyük hataya düşüyoruz.
Öğrendiklerimiz bize doğru kararlar alma becerisi kazandırır; ama başarıyı öğrendiklerimiz değil, yeteneklerimiz belirler. Dünyanın tüm bilgilerini bilsek dahi, yetenek geliştirmemişsek bir şey başaramayız. Yetenek ise, bilgiden farklı bir özelliktir; o dinleyerek, okuyarak kazanılamaz. Onun tek yolu, yaşanması, hayatın içerisinden, tekrarlanarak geliştirilmesidir. Öğretici nezaretinde olursa daha hızlı ve profesyonel olacaktır.
Kendimize şunu sormamız gerekir: İstediğim noktaya gelmem için hangi yeteneklere ihtiyacım var. Bilinçsiz yeteneksizlik aşamasında, neye ihtiyacımız olduğunu bile bilmeyiz. Ama konu hakkında okudukça, gözlemledikçe, basit bir hedefin bile onlarca küçük yeteneği geliştirmeyi gerektirdiğini keşfederiz ki, işte en önemli sıçrama bu farkındalıktır. Bundan sonrası bol egzersiz, çaba, azim olacak ve sonuç kendiliğinden gelecektir.
Şu halde, hedeflerinizi fethetmek istiyorsanız, onları gerektirdikleri yeteneklerle kuşatarak işe başlamalısınız. Eğer aranan yetenek sizde varsa, mutlaka sizi bulurlar. Ama siz bir de proaktif davranırsanız, sizi daha iyiler keşfederler.
https://yetenek.com/articles_detail.asp?id=379 https://yetenek.com/items_detail.asp?id=1047 https://yetenek.com/items_detail.asp?id=1048