Neler yeni

Yeni mesajlar Yeni konular En çok mesaj En çok tepki En çok görüntülenen

Atatürk'ün Tabutunun Açıldığı Gün 9 kasım 1953

Feride ATAMER

⭐Deneyimli Tasarımcı⭐
Katılım
22 Şub 2008
Mesajlar
228
Tepkime puanı
8
Kefen sıyrıldı ve...

Özel solüsyonla ıslatılmış pamuk kitlesi kaldırılınca
Ata'nın
yüzü ortaya çıktı. Derisi kahverengi bir hal almış, ama hatları
bozulmamıştı.Sanki uyuyordu...

8 Kasım 1953 Pazar gecesi saat 23.00'da Prof. Dr. Kamile
Şevki
Mutlu'nun ev telefonu çaldı. Prof. Mutlu, Ankara Tıp Fakültesi
Histoloji ve Ambriyoloji Kürsüsü Başkanı'ydı.Patalogdu . Arayan
ise
Ankara Valisi Kemal Aygün'dü...
Aygün, "Hocam" dedi, "10 Kasım günü Atamızın naaşını
Anıtkabir'e taşıyacağız. Bunun için bir komite kurduk. Naaşı
geleneklere uygun olarak toprağa defnedeceğiz. Ancak bozulmadan
korunduğunu belgelemek için muayene etmenizi rica
ediyoruz."Prof. Mutlu
önce reddetti. Mutlu, o sırada 40 derece ateşle yatıyordu.
Hastalığını
gerekçe göstererek bu görevi bir başka meslektaşının yapmasını
rica
etti.Ancak Vali Aygün ısrarcıydı: "Ben sizi sarar sarmalar
götürürüm,
bu tarihi bir görev" dedi. Mutlu kabul etti ve 9 Kasım sabahı
Etnografya Müzesi'ne gitti. Başbakan Adnan Menderes oradaydı.
Meclis
Başkanı Refik Koraltan ve eski başkan Abdülhalik Renda
da...Mutlu,
görevden affını istemekle ne büyük hata ettiğini o zaman anladı.
Gerçekten
tarihi bir tanıklıktı bu...
Ata'nın gül ağacından tabutu, 4 Kasım günü, geçici
kabrinden
çıkarılıp müzenin holündeki mermer katafalka konulmuştu. Bir
hafta
boyunca sırayla öğrenciler, subaylar ve generaller katafalk
başında
nöbet tutmuştu. Nihayet tabutun açılma günü gelip de komite
üyeleri
tamam olunca Prof. Kamile Mutlu "Başlayın" talimatını verdi.
Bunun
üzerine tabutun vidaları söküldü. Tahta tabutun içinde madeni
bir
sanduka bulunuyordu. Bu sandukada gaz birikmiş olma ihtimali
düşünülerek önce bir burgu ile delik açıldı. Gaz ya da koku
çıkmadı.Sanduka
talaş doluydu.
Sandukanın içi, muhafaza solüsyonu ile ıslatılmış tahta talaşı
doluydu.
Bu talaş, naaşın ayak yönüne doğru toplandı. Talaşın arasında,
ağzı
kapalı ve içi sıvı dolu bir şişe bulundu. Bu,cesedi muhafaza
için
kullanılan solüsyondan bir numuneydi. Üzerinde terkibi
yazılıydı.Ata'nın naaşı beyaz kefene sarılmış, sonra kahverengi
bir
muşambayla kaplanmıştı.Sargıları açmaya başladılar. Herkes
nefesini
tutmuştu. Çünkü, "Naaş çürüyüp bozulmuş, çıkan gazlar tabutu
patlatmış,
nöbetçi er, kokudan bayılmış" diye bir sürü söylenti
geziniyordu. Ve 15
yıl sonra ilk kez Ata'nın yüzünü göreceklerdi.Kefenin sargıları
aralanınca Prof. Kamile Şevki Mutlu, orada bulunanların
yardımıyla
katafalka çıktı ve Atatürk'ün yüzüne baktı. Ata'nın derisi
kahverengi
bir hal almış, ama yüz hatları bozulmamıştı. Menderes sapsarı
olmuştu
Prof. Mutlu, gördüğü tabloyu daha sonra şöyle
anlatacaktı:"Yüzünü örten
ıslak pamuk kitlesi kaldırılınca Ata'nın heykel gibi duran yüzü
ile
karşılaştım. Uzun sarı saçlarından ince bir tutam, sol göz
kapağının
üzerine düşmüştü. Atatürk, Dolmabahçe Sarayı'ndaki yatağında
uyuyor
gibiydi."
Prof. Mutlu, kenarda bekleyen komite üyelerini tabutun
başına
çağırdı. Onlar da tek tek tabutun içine baktılar.En başta
Başbakan
Adnan Menderes vardı. Koyu renk takım elbisesi içindeki Menderes
de
yanındakilerin yardımıyla katafalka çıktı,ürkek bir şekilde
aşağı,
tabuta doğru baktı.
O an ne olduğunu Prof. Kamile Mutlu'dan
aktaralım: "Menderes çok heyecanlandı.Rengi sapsarı oldu. Bir de
baktım
ki, müzenin kapısına doğru gidiyor. Atatürk'ün yüzüne bakmadı.
Tahmin
ediyorum, kendinde o kuvveti bulamadı. En sona Abdülhalik Renda
kalmıştı. O da Ata'yla karşı karşıya gelir gelmez tabutun yanına
yığılıverdi.
Salondaki herkes Atatürk'ü tek tek gördükten sonra naaş,
tekrar
solüsyonla ıslatıldı. Ata'nın başı pamuklarla örtüldü ve vücudu
beyaz
kefenle sarıldı. Bu sırada bir komiser,orada görevli adli tıp
doçenti Dr.
Cahit Özen'in yanına yaklaşıp avucunda taşıdığı bir kâğıdı
gösterdi ve
şöyle dedi:"Bu kâğıdı,Atatürk'ün hemşiresi Makbule Hanım
gönderdi.Kefenin içine Atatürk'ün göğsü üstünekonmasını
istiyor."Doç.
Özen, kâğıda bir göz attı. Eski Türkçe bir şeyler yazılıydı.
"Böyle bir
kâğıdı Atatürk kabul etmez. Bize kızar, darılır" dedi.Komiser
kâğıdı
katlayıp cebine koydu ve uzaklaştı. Bütün işlemler bittikten
sonra
salonda bulunanlar naaşın iki yanından geçip hep bir ağızdan
besmele
çektiler ve cesedi yeni tabuta yerleştirdiler. Bu tabut da 15
yıl
içinde yattığı büyük gül ağacı tabutun içine konuldu. Üzeri
bayrakla
örtüldükten sonra kapağı kapatıldı.
Ve 10 Kasım sabahı, Ata'nın naaşı 15 yıl önce onu
Dolmabahçe'den Ankara'ya taşıyan top arabasına yerleştirilip son
durağı
olacak Anıtkabir'e taşındı. Artık ebediyen orada kalacaktı...
Atatürk'ün tabutu, Menderes'in huzurunda açılmıştı
Ata'nın 15 yıl Etnografya Müzesi'nde bekletilen naaşı,12
askerin
omuzları üzerinde oradan alınmış ve 136 asteğmenin çektiği bir
top
arabası ve matem marşı eşliğinde Anıtkabir'e taşınmıştı.Radyodan
naklen
yayımlanan o görkemli tören, en az 15 yıl önceki kadar
hüzünlüdür.
Ancak
o törenden hemen önce yaşananlar, tarihçilerin pek ilgisini
çekmemiştir. Bilindiği gibi, Anıtkabir yapılana dek, Atatürk'ün
naaşının korunabilmesi için "tahnit" denilen bir işlem
yapılmıştı.
Gülhane Patolojik Anatomi profesörü Dr. Lütfi Aksu tarafından
gerçekleştirilen bu işlem sırasında naaşa, şırıngayla özel bir
formül
enjekte edilmiş ve üzerine formüllerin yapıştırıldığı iki küçük
ilaç
şişesi, Ata'nın koltuk altlarına yerleştirilmişti. Bu işlem
sayesinde
Ata'nın naaşı da -diyelim bugün Lenin'in mozolesinde olduğu gibi
-
öldüğü günkü haliyle korunabilirdi. Ancak İslam dini, ölünün
defnini
şart koştuğundan,geçici tahnitin bozulması şarttı.
Nakilden önce, bu işlem için bir komite kuruldu. O
komite,törenden bir gün önce, Başbakan Adnan Menderes'in
huzurunda
Atatürk'ün tabutunun açılmasını kararlaştırdı.Tabut açılınca
tahnit
bozulacak ve ceset çürümeye başlayacaktı.Bir başka deyişle
Atatürk'ün
(mumyalanmış gibi) korunmuş naaşını son görenler, o törene
katılanlar
olacaktı. Atatürk'le ilgili belgesel çalışmaları sırasında o
törene
katılanların bir kısmıyla konuşmuştuk.Bu yazıda yer alan
bilgilerin bir
kısmı o tanıklıklara, önemli bir bölümü ise değerli Atatürk
araştırmacısı Prof. Dr. Utkan Kocatürk'ün, Prof.Dr. Kamile Şevki
Mutlu
ile yaptığı sohbetten aktardıklarına dayanıyor.
Ata'nın yarım asır önceki son yolculuğu, sanırım bu
ayrıntılarla
daha da ilginç bir boyut kazanıyor.

Atatürk'ü son görenler anlatıyor:

'Yüzünde iki günlük sakal vardı'
Osman Ersoy ve Halide İntepe, 10 Kasım 1953'te
Etnografya
Müzesi'nde asistan olarak çalışıyorlardı. O yüzden 50 yıl önceki
o
töreni ve tabutun içindeki Atatürk'ü son kez görme fırsatı
buldular.
İzlenimlerini şöyle anlattılar:
• OSMAN ERSOY: "Sağlığında görmemiştim Atatürk'ü... Korkunç
heyecanlıydım. Biz çalışanlar, asistanlar, memurlar sıra ile
katafalka
çıktık. Oldukça sararmış ve küçülmüş bir çehre... 1 - 2 günlük
sakalı
vardı. Kaşları fevkalade iyi şekilde fark ediliyordu."

' Gözleri aralıktı'

• HALİDE İNTEPE: "Tabut kapanmadan en son gittim baktım.
Başı yana
doğru eğikti. Yüzü hiç bozulmamıştı. Azıcık sakalları çıkmıştı.
Hani
insan hasret giderek ölürse, gözleri aralık kalırmış ya, öyle
aralıktı
gözleri... Ama bir ölü yüzü yoktu. Uyuyor gibiydi."

resim1lv4.png


Nefeslerin tutulduğu an...
Tarih: 10 Kasım 1953. Mermer lahit sökülmüş, betonlar kırılmış, tabutu kaldıracak zincirli makaralar lahit salonunun tavanına yerleştirilmişti. Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Meclis Başkanı Refik Koraltan, Başbakan Adnan Menderes ve devletin en üst düzeyi, tabutun çevresindeler...

resim2ph6.png


Kız kardeşinin gözyaşları
Atatürk'ün kızkardeşi Makbule Atadan, başını tabuta dayıyor ve dakikalarca öyle kalıyordu. Belki çok uzaklarda, Selanik'te kalan günleri yâd ediyor; belki de ağabeyinin ruhuna dualar gönderiyordu

resim3um0.png


Tabut ortaya çıkıyor
Lahtin üzeri tamamen açılmış, Atatürk'ün cenazesini 15 yıldan beri muhafaza eden kurşun tabut ortaya çıkmıştı

resim4du3.png


Dinler, Anıtkabir yolunda...
Türkiye'deki bütün dini cemaatlerin temsilcileri cenaze arabasını takip ediyorlar. Ermeni, Yahudi, Katolik ve Rum temsilcilerle beraber zamanın Diyanet İşleri Başkanı kortejle yürüyor.

resim5yz3.png


Makbule Hanım hıçkırıklar içinde takip ediyor.

Etnografya Müzesi'nden Anıtkabir'e doğru yol alan korteji, Makbule Hanım hıçkırıklar içinde takip ediyor.

resim6lv0.png


Son saygı duruşu
Üniversite gençliği, Atatürk'ün Etnografya Müzesi'nde son saygı duruşunu yapıyor.

alıntı...
 

Benzer konular

younus

🌱Yeni Üye🌱
Katılım
13 Kas 2008
Mesajlar
6
Tepkime puanı
0
feride çok tesekkur ederım bole bır konu actıgın ıcın neden cvp yazılmamıs bılmıyorum.bakıp da cevap yazmayanlar herhalde bunları bılmıyolar umarım okurlarda ogrenırler en azından
 

grafikeri-m

🌟Usta Tasarımcı🌟
Katılım
6 Ağu 2008
Mesajlar
390
Tepkime puanı
2
çok anlamlı ve önemli bi paylaşım teşekürler..
 

damla1

Kreatif Stratejist
👑Efsanevi Grafiker👑
Katılım
2 Ağu 2008
Mesajlar
5,055
Tepkime puanı
110
feridecim paylaşımın için teşekkür ederim fakat konu başlığındaki amaçsız gülümseme neden?onu merak ettim ve böyle önemli bir konunun başında gülümseme görünce gerçekten çok üzüldüm:(onun yerine unhappy olsaydı amacına ulaşırdı diye düşünüyorum...
 

MiRaY GÜÇLÜ

👑Efsanevi Grafiker👑
Katılım
13 May 2008
Mesajlar
2,356
Tepkime puanı
104
paylaşım için teşekkür ederim çok duygullandım o anı bende yaşamakk istedim bende görmek istedim paylaşım için teşekkürler.
 

tango-mm

🌟Usta Tasarımcı🌟
Katılım
18 Haz 2008
Mesajlar
420
Tepkime puanı
15
feridecim paylaşımın için teşekkür ederim fakat konu başlığındaki amaçsız gülümseme neden?onu merak ettim ve böyle önemli bir konunun başında gülümseme görünce gerçekten çok üzüldüm:(onun yerine unhappy olsaydı amacına ulaşırdı diye düşünüyorum...


Dikkatiniz ve bu konudaki Hassasiyetiniz icin kutlarim
 

Feride ATAMER

⭐Deneyimli Tasarımcı⭐
Katılım
22 Şub 2008
Mesajlar
228
Tepkime puanı
8
teşekkürler arkadaşlar. bu önemli konuyu sizlerle paylaşmak istedim...yorumlarınız için teşekkürler



feridecim paylaşımın için teşekkür ederim fakat konu başlığındaki amaçsız gülümseme neden?onu merak ettim ve böyle önemli bir konunun başında gülümseme görünce gerçekten çok üzüldüm:(onun yerine unhappy olsaydı amacına ulaşırdı diye düşünüyorum...


damlacım ilginden dolayı teşekkürler. Ben burada bi amaç sağlamak için açmadım bu konuyu zaten bunu her türk vatandaşının bilmesi gerken birşey. Konu başlığımdaki gülme ifadesi ise en çok sevdiğim karakterlerden biri eğer benim açmış olduğum konulara bakarsanız hepsin de bunu kullanıyorum. lütfen açmış olduğum konu ile sembol ifadelerini bir olarak görmeyin.
 

younus

🌱Yeni Üye🌱
Katılım
13 Kas 2008
Mesajlar
6
Tepkime puanı
0
actıgın konuların hepsınde kullanmak demek bole bır konuda kullanman anlamına gelmez kı bıde normal bır gulumseme olsa anlıcamda resmen sırıtıyo
 

creedwar

Kreatif Stratejist
👑Efsanevi Grafiker👑
Katılım
17 Haz 2008
Mesajlar
7,974
Tepkime puanı
104
Ruhu şad olsun..Çok Özlüyorum..
 

ZUCKER

♾️Grafik Gurusu♾️
Katılım
27 Nis 2008
Mesajlar
1,509
Tepkime puanı
39
güzel paylaşım arkadaşım...teşekkürler...öldüğüne insan ancak tabutunu görünce inanırdı heralde...varlığını bu kadar çok hissederken zor bizler için...
konu başlığının yanındaki gülümseme beni etkilemedi demeden geçemicem...biliyorum ki bazı insanlar açtığı konunun başına mutlaka en sevdikleri ifadeyi kullanıyo...başlık imzası olarak düşünüyorum ben...
tekrar teşekkürler Feride...
 

yasemin özbek

🏆Pro Tasarımcı🏆
Katılım
29 Ağu 2008
Mesajlar
751
Tepkime puanı
4
bu guzel paylasımın için ve bızı bılgılendırdıgın için çok tesekkrler
 

damla1

Kreatif Stratejist
👑Efsanevi Grafiker👑
Katılım
2 Ağu 2008
Mesajlar
5,055
Tepkime puanı
110
neresi önemli bu konunun?
Sevgili ikidebir;
Bugün bu vatan topraklarının üzerinde yaşıyorsan bunu önemsiz gördüğün konunun baş kahramanına ve silah arkadaşlarına borçlusun.Ve burada paylaşım için teşekkür etmen gereken yerde fütursuzca konuştuğun için seni şiddetle kınıyorum.
 

murart

🌱Yeni Üye🌱
Katılım
8 Kas 2008
Mesajlar
17
Tepkime puanı
0
Çok teşekkür ederim paylaşım için, cahillimi bağışlayın bu detayları bilmiyordum tekrar teşekkürler.
 

ikidebir

🌱Yeni Üye🌱
Katılım
8 Kas 2008
Mesajlar
11
Tepkime puanı
0
Web sitesi
kayip-hukumsuzdur.blogspot.com
Sevgili ikidebir;
Bugün bu vatan topraklarının üzerinde yaşıyorsan bunu önemsiz gördüğün konunun baş kahramanına ve silah arkadaşlarına borçlusun.Ve burada paylaşım için teşekkür etmen gereken yerde fütursuzca konuştuğun için seni şiddetle kınıyorum.

siz engin ardıç okur musunuz?

ben okurum.
onun tarzını beğeniyorum.
çünkü doğal.
beğeniyorum çünkü ben rol yapamıyorum.

ben bir soru sordum siz nağme düzdünüz.

sorumun cevabı değil, ayrıca zanda bulunuyorsunuz.

ama şunu söyleyebilirim.
benim hakkımda yanılmadınız.
 

damla1

Kreatif Stratejist
👑Efsanevi Grafiker👑
Katılım
2 Ağu 2008
Mesajlar
5,055
Tepkime puanı
110
siz engin ardıç okur musunuz?

ben okurum.
onun tarzını beğeniyorum.
çünkü doğal.
beğeniyorum çünkü ben rol yapamıyorum.

ben bir soru sordum siz nağme düzdünüz.

sorumun cevabı değil, ayrıca zanda bulunuyorsunuz.

ama şunu söyleyebilirim.
benim hakkımda yanılmadınız.
Engin ardıçı okumam ama tanırım Yazar, özellikle yazılarında kullandığı sert üslup ve argo kelimeler ile tanınmaktadır.Ben bana bir şeyler katacak yazarların yazılarını okurum.Birilerini kendine örnek alman güzel seninle bu konuda daha tartışmak istemiyorum çünkü bu konu uzar uzadıkça da cansıkıcı bir hal alır ama ben derim ki başkası olma kendin ol!!!
 

Burak OZYURT

🏅Acemi Tasarımcı🏅
Katılım
24 Eki 2008
Mesajlar
75
Tepkime puanı
1
Yaş
40
neresi önemli bu konunun?

O konu; senin, ailenin, sülalenin, tanıdıklarının, sevdiklerinin hayatta olmasını ve nefes alırken rahat dolaşabilmenizi sağlayan YÜCE ATAMIZIN DEFNIDİR...Önemi senin için olmuyosa Ecdadını bilmemendir !

sen bilsende bilmesende SENIN KURTARICINDIR !
 

Feride ATAMER

⭐Deneyimli Tasarımcı⭐
Katılım
22 Şub 2008
Mesajlar
228
Tepkime puanı
8
actıgın konuların hepsınde kullanmak demek bole bır konuda kullanman anlamına gelmez kı bıde normal bır gulumseme olsa anlıcamda resmen sırıtıyo



yorumunuz için teşekkürler. Bu önemli konuyu tartışma konusuna çevirmek istemiyorum...o sizin kendi görüş açınız saygı duyarım.

neresi önemli bu konunun?



lütfen yazmış olduğunuz yazının bile demek istemiyorum... bu nekadar rahatca söylenmiş ifade tarzı. siz türkmüsünüz.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Üst