Neler yeni

Yeni mesajlar Yeni konular En çok mesaj En çok tepki En çok görüntülenen

Ebru - Kültürel Çeşitlilik Üzerine Yansımalar

mavitayfa

🏆Pro Tasarımcı🏆
Katılım
30 Tem 2007
Mesajlar
575
Tepkime puanı
11
Attila Durak

Ebru


Kültürel Çeşitlilik Üzerine Yansımalar
Yayına Hazırlayan: Ayşe Gül Altınay John Berger’in Önsözü ile
Yayınevi: Metis Yayınları


ebru2ww3.jpg



Attila Durak, Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nde ekonomi bölümünde okuduğu yıllarda notlarını yükseltmek amacıyla fotoğraf dersi almaya karar verir. Ama bu karar onun notlarını artırıp iktisatçı olma planlarını suya düşürür. Çünkü fotoğraftan başka bir şey yapamaz, yapmak istemez olmuştur.
Mısır'a yaptığı yolculukla farklı insanların fotoğrafını çekmekten büyük keyif aldığını keşfeden Attila Durak, mezun olunca soluğu Hindistan'da alır. Derken Türkiye turları, sonra New York yıllarında ve farklı ülkelerden ve kültürlerden gelen milyonlarca insanın bıraktığı izlenim girer kadrajına. Artık Türkiye'nin kültürel çeşitliliğini anlatma arzusu, bir düş lolmaktan çıkıp bir tutkuya dönüşmüştür.
New York'ta fotoğraf eğitimi alan, pek çok gazete, dergi ve kataloglarda fotoğrafları yayımlanan, farklı kentlerde kişisel ve karma sergilere katılan Durak, 2000'lerin başında büyük projesi için çalışmalarına başlar. Beş yıl boyunca minübüsüne atlayıp gezer, farklı dinlerden hatta dillerden ailelere, yaşamlara misafir olur onların fotoğraflarını çeker. Sonra bu on binlerce kare bir kitaba ve sergiye dönüşür, adı Ebru.
Attila Durak'ın projesi, kültürel çeşitliliğin bazı kesimlerce ayakbağı olarak görüldüğü bir dönemde gün yüzüne çıkıyor. Türkiye'nin çokkültürlü yapısını 'mozaik' değil özellikle 'ebru' sözcüğüyle tanımlıyor bu proje. Çünkü Yezidilerden Çingenelere, Süryanilerden Sünnilere, Kürtlerden Alevilere kimlikler birbiri içine geçerek, birbiriyle ilişkiye girerek yaşıyor ve biçimleniyor.
Attila Durak'ın 'Ebru' adlı kitabında yaklaşık 300 fotoğraf var. Kitabın ön sözünü John Berger yazmış.
Aralarında Sezen Aksu, Ara Güler, Elif Şafak, İshak Alaton, Nebahat Akkoç, Murat Belge, Şeyhmuz Diken, Fethiye Çetin, Herkül Milas, Tosun Terzioğlu, Ruşen Çakır gibi isimlerin de bulunduğu 24 yazar, fotoğrafların kendilerinde bıraktığı izlenimi kaleme almışlar. Metis Yayınları tarafından hazırlanan kitapta Kalan Müzik tarafından derlenen ve müzikal zenginliği yansıtan 21 parçalık özel bir CD de yer alıyor.




İçindekiler

Teşekkür, Attila Durak
Sanatçının Açıklaması, Attila Durak
Yüz Dediğimiz….., John Berger
Ebru: Sudaki Yansımalar, Ayşe Gül Altınay
Ebru: Bir Yolculuğun Öyküsü, Attila Durak
Ebruli Türkiye, Sezen Aksu
Turnaların Semahı, Zeynep Türkyılmaz
Deq, Şeyhmus Diken
Güzellik ve Hakikat, Leyla Neyzi
Melez Yaşamlar, Giydirilmiş Kimlikler, Fethiye Çetin
Akışkan Kimlikler, Alan Duben
Hareket İçinde Huzur, Akif Kurtuluş
Yemeğin Milliyeti Olur mu? , Musa Dağdeviren
“Yan”lı Hikâye, Takuhi Tovmasyan Zaman
E, Elif Şafak
Seyirlik-Seyircilik, Ayşe Erzan
Aile Albümleri ve Hüzün, Ayşe Öncü
Neden Bizim Köyümüz Yok, Nebahat Akkoç
Babamın Öyküsü, Ara Güler
Farklılıklarımızla Zenginiz, Tosun Terzioğlu
Türkiye’nin Renkleri, İshak Alaton
Rastlantı ve İrade, Herkül Millas
Türk Ama Aynı Zamanda Laz, Ruşen Çakır
Bir Roman’ın Romanı, Aydın Elbasan
“ben buyum” ve “hadi birlikte!”, Feryal Öney (Kardeş Türküler)
Mozaik ve Eritme Potası, Murat Belge
Fotoğraflar
Bibliyografya
Yazarlar
Teşekkürler



1185481828assyrianmidyafu4.jpg




Önsöz


Yüz Dediğimiz…
John BERGER


Bu kitapta karşıma çıkan her şey –Attila’nın fotoğrafları, Attila’nın yedi yıl süren yolculuğu, karşılaştığı bütün insanlar, yüzlerini ona doğru çevirenler ve çevirmeyenler, yaşlılar, gençler ve yaşı olmayanlar, yumuşak tenliler ve teni yılların izini taşıyanlar, çantasını koyduğu bütün yerler, davet edildiği bütün evler ki kimse bir eve davet edilmeden giremez, girerlerse orası ev olmaktan çıkar, insanların omuzlarına sardığı yerler, sanki bu yerler birer pelerinmiş gibi, ve bir sonra gelecek olanı bekleyen terk edilmiş yerler, terk edilmiş denen çünkü kimse bekleyişin dakikalarca mı binyıllarca mı süreceğini bilemez, Attila’nın fotoğraf makinesinin belleğine aldığı binlerce kumaş, onlardaki nakışlar, boyalar, çiçekler, bir renk vermesi için seçilmiş, bir arzuya isim verir gibi, renk ve arzu birbirinden ayrılamaz, ilksel hikâyedir onlar, dövme onlara bir ses vermeden önce sesi olmayan bir hikâye, yüz bir başkasının saçlarına gömüldüğünde yüzdeki gözlerin bulduğu karanlığın adı olan Deq*, ve varolmasa hayvanlarda acıma duygusu olmayacak -ki vardır- tüm o acı, ve çizgi çizgi iz bırakan bütün acılar ki görü sahibi olanlar onları okuyarak geleceği söylerler, ayrıca dişlerin arasında bir taşla katlanılmış acılar, ve gürültülü kahkahalarla gelen rahatlama anları, kahkaha ki peşine düşülmüşlerin peşine düşenleri bütün bütüne değil şimdilik atlattığını söyleyen seslenişleridir, ve sonra bütün beklentiler, ümitler değil çünkü onlar ruha aittir, beklentiler ise bedene, bir üçüncü gözün ayırt edemeyeceği beklentiler ki onlar her şeyi tek bir arzuya sıkıştırırlar, bir fotoğraf makinesinin tetikleyebileceği hatıralara eşlik eden beklentiler, büyümedeki beklenti, sadece gözlerin ilettiği dile dökülmemiş bütün cevaplardaki buluntular, sonra kardeş yazarların yazdığı sayfalar, bu uzun yolculuğun ırmağında birer yüzücü olan bizler, dişlerimizin arasında kâğıt parçalarına karalanmış notlar taşıyan -bu kitapta karşıma çıkan her şey, her şey gidip Ebru adında tek bir hikâye kişisinde birleşiyor, Ebru bir düşünür, günümüzde yaşlı birinden çok bir çocuk olması muhtemel, Anadolu’yu bir uçtan ötekine yeniden yeniden kat ederken Empedokles okuyan biri, ki Empedokles iki bin beş yüz yıl önce Sicilya’da yaşayan bir hekimken varolan her şeyin ateş, su, toprak ve hava adlı dört akıllı unsurdan oluştuğunu ve, Aşk’ın ya da Kavga’nın önderliğinde, sürekli ya tek olmaya ya da çokluğa doğru bir çaba içinde olduğunu söylemiştir, ve işte bunun içindir ki her şey bütün farklılıkları ve benzerlikleri içinde ebediyen varolur ve varoluşları kutlanmalıdır.



“Öfke’de değişik biçimler alırlar ve birbirlerinden ayrıdırlar.
Ama Aşk’ta birleşirler ve birbirlerini arzularlar.
Çünkü varolmuş, varolmakta ve varolacak olan her şey onlardan gelir -
Ağaçlar boy atar, erkekler ve kadınlar
Ve hayvanlar ve kuşlar ve suda yaşayan balıklar
Hatta tanrılar, uzun ömürlü ve en çok saygıyı hak eden.
Çünkü bunlar kendi başlarına varolur ve birbiri içinden geçerken
Başkalaşırlar; birbirleriyle karışmaktır onları başkalaştıran.”


 

Benzer konular

Üst