Neler yeni

Yeni mesajlar Yeni konular En çok mesaj En çok tepki En çok görüntülenen

"Hocam iş çok acil!..."

muhendisane

🏅Acemi Tasarımcı🏅
Katılım
6 Kas 2009
Mesajlar
75
Tepkime puanı
3
Marka kimliği, ilk günden itibaren, onun için çalışacak herkesin katkısıyla ortaya çıkmalı. Bu, yorucu bir çalışmadır ve çok zaman alabilir. Ama markayı diğerlerinden bir adım öteye götürebilecek o temel fikrin tam ve tutarlı olması, harcanan tüm çabalara değer.

Herkesin kafasında aynı resim oluştuktan sonra, artık birbirinizi çok sık görmeseniz bile bir ‘ekip’ olmuşsunuzdur. Ekibin her üyesi, neyi, niçin, nasıl yapacağını daha iyi bilir ve daha hızlı yapar. Hem tasarım için harcayacağınız zaman azalır, hem de uzun tartışmalardan, çatışmalardan, düzeltmelerden ve yeniden tasarlamalardan kurtulursunuz.
En önemlisi; marka için yapılan her şey, kim tarafından yapılırsa yapılsın, aynı marka kimliğini, aynı marka vaadini anlatır. Ki bu da markanın ‘olmazsa olmaz’ıdır.
GENNARATION – Marka, kendisi için tasarlananların toplamıdır

Peki, bir müşteri, olması gerektiği konusunda ikna olduğu kurumsal kimlik çalışmasını kime yaptırabilir? Tabii ki ilk danışması gereken birim, çalıştığı ajanstır. Ajansının bünyesinde, böyle kapsamlı bir çalışma yapacak yetkin kişiler varsa, iş ajans içinde çözülecek; yoksa, ajansı onu ilgili firmalara yönlendirecektir. Burada müşterinin bilmesi gereken, kurumsal kimlik çalışmasının, sadece ajansın değil, aynı şekilde müşterinin de ödevi olduğudur. Yani, bu çalışma içinde, şirket yetkilileri de üzerlerine düşen görevleri yerine getirmek durumundadırlar. Öncelikle, şirketlerinin felsefesini net bir şekilde aktarmaları gerekir. Bu noktada danışmanlardan da faydalanabilirler. Ardından, bunun uzun soluklu bir iş olduğunu, öyle iki ay içinde çözülebilecek bir çalışma olmadığını bilmeliler. Ve doğal olarak, böyle bir emeğin maddi karşılığı da olacaktır. Bu yüzden müşteri, bu tür bir çalışma yaptırmanın şirketi için gerekliliğine, mutlak surette inanmalıdır. Aksi takdirde, yapılan her iş, ona gereksiz bir külfet gibi gelecektir. Özellikle, işlerini, şirketindeki satın almacının tavsiye ettiği tabelacılarla çözmeye alışmışsa...
https://www.marjinal.com.tr/ebulten/devamizle.asp?nid=89&hid=455&uid=0

2. Bir tasarım çalışmasının beyninizde biçimlenmesi, olgunlaşması, araştırma yapılması, fotoğraf, illüstrasyon gibi çalışmaların ısmarlanması, tasarımın tamamlanması ve kontrol edilmesi için ihtiyacınız olan süre bellidir. Bu süreden daha önce çalışmayı bitirmeniz için, yapılacak işlerin bazılarından vazgeçmeniz ya da kaba deyimle 'şişirmeniz' gerekir.
Ortak Payda - Makaleler - Raftaki Ürünün Tek İletişim Aracı Ambalaj İlhan BİLGE Mimar Sinan Üniversitesi Ambalaj Tasarımı Öğretim Görevlisi

Ekonomik nedenler bahane edilerek, daha iyisi için gerekli ustalığa sahip insan kaynağına önem verilmiyor. Zanaatın koşulu olan “çırak, kalfa, usta” hiyerarşisi yok sayılıyor. Sanat yönetmenliği kavramının içi boşaltılıyor! Zanaatkârın ihtiyacı olan sürece, araştırma-geliştirmeye de önem verilmiyor. Her konuda “uyanık” davranmaya çalışan reklamveren, reklam zanaatkârlığı konusunda da hassas olmalı.
GENNARATION – Ömer Durmaz: Kavramsal düşünmeden özgün iş üretilemez

Müşteri replikleri 7: (Saat 18.00) Bu ilanı yarın sabah yollamanızı istiyorum, genel müdüre sunacağım. (Biz reklamcılar bilindiği üzere uyumayız. Bizim mesleki bir tavrımızdır bu. Bu nedenle 7 gün 24 saat çalışırız. Doğal olarak müşteri akşam işten çıkıp kendisi evine giderken yeni işi ister ve sabah uyanıp ofisine geldiğinde de işi görmeyi arzu eder. Haklı.)
Müşteri replikleri « Marka Günlüğü
https://www.facebook.com/BulentFidanMarkaGunlugu

Akşam gönderdiği mailde, yarın sabaha acilen yetişmesi gereken bir kurumsal kimlik tasarımı beklentisinden söz edene ben de rastlamış biriyim! Kıvırmadan söyleyelim, böyle sürekli acele iş beklentisi içinde olanlar; iyi tasarım süreçlerinden habersiz, yalancı (acilmiş falan, hep palavra), câhil ve ucuzcu işverenlerdir. Bu tipler boş yere vaktinizi çalar ve tasarımın hak ettiği bedeli de asla ödemezler (hattâ bazılarının ismine vurgun operasyonlarında bile rastlamanız mümkündür). Bilmezler ki; özgün bir fikir üretmek, deneye deneye olgunlaştırmak ve nihayetinde içinden saf tasarımı süzmek, öyle resmî dairede mühür basmaya, tuğla örmeye veya direksiyon salmaya falan hiç benzemeyen gayet sancılı süreçlerdir. Üstelik tasarımcılar, aksaklıkları fark edebilmek için gözlerini dinlendirmeye, “tasarımın demlenme süresi” de diyebileceğimiz duraksamalara da ihtiyaç duyan kişilerdir.

İşletmene paldır küldür bir logomsu tasarlattın ama üç beş ay dolmadan çöp oldu, langır lungur afiş tasarımları yaptırdın ama kimsenin fark ettiği yok… Ee, ne anladık?..
İbrahim Ergüden: GRAFİK TASARIM ve TASARIMCIYA DAİR

KURUMSAL KİMLİK / LOGO TASARIM SÜREÇLERİ:
2x2 cm boyutlarında "küçücük ve yalın" bir logoyu görür görmez, "ne lan bu, daha iyisini bile yaparım!" diye cahil cesaretiyle atılan câhil ve ahmaklar çoktur... Halbuki, mesela TV kanalında günde bilmem kaç kere/kare geçen CNBC logosunu gözümüz önüne getirelim:
1- Öncelikle uzun uzun düşündük, taşındık ve nihayetinde tavuskuşu simgesinde karar kıldık. Peki bitti mi?..
Kuş ve tüyleri nasıl bir tarzda ve seviyede stilize edilmelidir?.. Mesela kaşlı-gözlü yapsak laubalileşir mi, çocuksu olmaz mı, uyar mı?..
https://logopond.com/logos/4dbbd98edd818d0be7dfe9b72425b5f2.png
2- Kaç tane tüy/renk olmalıdır?
3- Tüylerin aralıkları, sıkışık veya kopuk görünmemesi için ne kadar bırakılmalıdır?
4- Sıcak renkler ne tarafta, soğuk renkler ne tarafta olmalıdır? Öyle ya; her bir sıcak ve soğuk rengin karşıt ton değeri hangisi olmalı ki dengeli görünebilsin?
5- Kuşun gagası sağa mı, yoksa sola mı bakmalı, dikkati ne tarafa vermeli?
gibi pek çok sorunun cevabını doğru vermek, dolaysıyla sayısız deneme yapmak gerekecektir. Yani hassastır, meşakkatlidir ve zaman ister… Bu çerçevede, oldu bitti şeklinde değil de, tedricî bir çalışma metodu takip edilmelidir. Yani parçadan bütüne, bütünden parçaya git-gellerle; her adımda tüm biçim, renk ve kompozisyon ilişkilerini tekrar tekrar kontrol ederek ve bütünü gözden kaçırmadan tasarım neticelendirilmelidir.
Hiçbir tasarım elemanı ham/default haliyle bırakılmamalı; mevcut biçimler ve yazı karakterleri gözden geçirmeli, gerektiğinde dönüştürmeli, icabında takviye edilmelidir. Öylece kalakalmış, araya sıkışmış, karambole gitmiş, bütüne bağlanmamış ve hiyerarşiye girmemiş hiç bir nokta, çizgi, kıymık vs. bulunmamalıdır.
Making of Rio 2016 on Vimeo
Re-branding Undersea Productions | Siah Design
Logo of the month #4 | David Airey, graphic designer
Best Graphic Design: Logo design for Davidson Locksmith
Typejockeys - Cleaning Up
ITV logo creation | Logo Design Love
Pony Jewelry | Logo Design Love
Klim Type Foundry - The Air New Zealand Logotype Design Process
Logo Design: Start to Finish / chopeh
White Rhino Productions ( logo case ) | Logoblink.com

İLLÜSTRASYON - ÇİZGİ ROMAN ÜRETİM SÜREÇLERİ:
"O önyargı, başlıkta belirttiğim, "noolucak canım, iki dakikada çizersin" önyargısıydı.

Nah çizilir iki dakikada!

Tam çeyrek asır boyunca siz değerli okurlarımın beş on saniye -bilemedin üç beş dakika- bakıp geçtiği o karikatür ve çizgi romanlar için dirseklerim masaya dayalı, sırtımın kamburunu çıkara çıkara göz nuru döktüm. Bazen hiç bir şey yapmadan, hatta su içmeye, çişe gitmeye bile üşenerek, sekiz on saat boyunca bomboş kâğıtlara bakıp durduğum, hafakanlar bastıran bir gerilime, sıcağa, soğuğa, uykusuzluğa, ama en berbatı da yanlış anlaşılmaya, bazen hiç anlaşılamamaya katlanarak, her gün bir öncekinin fevkinde eserler üretmek için yürek tükettim.

Asla, ama asla iki dakikada hapşırır gibi çırpıştırılan bir şey değildi karikatür ve çizgi roman; o eğri büğrü çizgilerin ardında adanmış hayatlar vardı. Sokakları unutması gerekiyordu yeteneğine tutsak çizgi roman sanatçısının; bitmek bilmiyordu iş. Tam o haftanın (ya da günün) çizgilerini teslim ettim rahatladım derken, aklına bir sonraki günün (ya da haftanın) sorumluluğu geliyor ve huzur falan kalmıyordu.

Mozart'ın bestelerine, Yahya Kemal'in, Nazım'ın şiirlerine (hatta budalalık katsayın müsaitse) Picasso'nun resimlerine baktığında "bunu ben de yapabilirim" duygusuna kapılırsın. Beatles'ın besteleri de bu duyguyu verir insana; çünkü yalındır. Karikatür de aynı duyguyu verir; o kadar az şey vardır ki orada, sanatçı mürekkebi savurmuş, kağıdın üzerinde karikatür hasıl olmuş sanırsın.

Yok mu sahiden böyle yapanlar? Olmaz olur mu? Sürüyle.

Yıllarca çöp adamlar çizerek toplumun bu konudaki cehaletini istismar eden bir yığın şarlatanla paylaşmak zorunda kaldım dergi ve gazete sayfalarını. Onlar gerçekten de iki sigara arasında berbatın berbatı şeyler çiziktiriyor, ama toplumun genel ahmaklığıyla atbaşı bir koşutluk içinde oldukları için gerçek sanatçıya göre daha kolay kabul görüyorlardı."
Noolucak ki canım, iki dakikada çizersin - Necdet Şen - Derkenar

Türkiye'deki çizgi romanlar hep eksik ve düzeysiz. Ya konudan ya çizgiden, bir hafta olmazsa öteki hafta falso veren, istikrarsız bir romancılık furyası almış başını gidiyor. Buna ben de dahilim ama mücadele halindeyim. Şöyle film gibi, adamakıllı başlayıp adamakıllı biten romana pek rastlamadım. Galip Tekin'in bir iki romanı ve benim Kuvvacı’m, Sultan Ahmet'in Kamburu ve albümündekiler, İlban Ertem'in Milli Piyango’su, belki Nuri Kurtcebe'nin eski Gaddar’ları ise iyi birer örnek sayılabilir. Oğuz Aral'ın eski Utanmaz Adam'ları da istikrarlı birer roman örneği... Şu sıra senaryosunu baştan sona bitirip, dokümanını toplayıp, baştan sona eskizini kareleyip, sonra da kâğıda geçme disiplini ile roman yapan adam yok. Avrupa'da bu disiplin olmadan çizilen bir çizgi romanın ise hiç şansı yok.
https://www.seruven.org/roportaj.php?id=19
https://www.facebook.com/SUATGONULAYSAYFASI

PF075.jpg (image)
CGSociety - Farewell Kiss
CGSociety - Auditions
CGSociety - THE MOUNTAIN PASS
Tony Weinstock: When it rains in L.A., my blog gets updated.
Tim Mcburnie: Homepage - Blog - Almost made it to a*year...
bunny_process%255B5%255D.jpg (image)
Site officiel de Rgis Loisel - Bienvenue
ACM_T04_e.jpg (image)
acm_no01_v1_x5f_e.jpg (image)
https://mandrykart.files.wordpress.com/2012/06/processgif.gif?w=627
https://www.dodecaden.com/Files/file/faun/FaunGabrielWIP_p13.gif
Michael Knapp.com » My Process for Out of Picture 2
Daily Peril: Dead Man's Duel.
The Illustration Academy, San Francisco
Gary Kelley Demonstration
https://youtu.be/XLbf4A0wyGM

KONSEPT - PRODÜKSİYON TASARIM (film - animasyon - oyun) SÜREÇLERİ:
Molyneux, "Fable 3'e bakıyorum ve insanları gücendirmeden oyun hakkında dürüst olmak imkansız gibi görünüyor. Fakat bir incelemeyi okurken oyunun yeterli kaliteye sahip olmadığını söyleyenlere sonuna kadar katılıyorum ve çok utanıyorum."

"Gelin görün ki oyunu 2 yıla sıkıştırmak zorunda kaldığımız için bu kadar kalitesiz olduğunu söyleyebilirim. Lionhead Studios ve ben hiçbir oyunu iki yıldan kısa sürede hazırlamadık. Bu ilk kez oldu ve sanırım son kez olacak."

"Bütün sorumluluğu ben üzerime alıyorum ve ekibin bu sorumluluğu kabul etmesini istemiyorum. Metacritic'ten alınan 80 puan benim için çok utanç verici ve bu tamamen benim utancım" diyerek açıklamasını noktalamış.
Peter Molyneux: Fable 3'ten utanyorum - Fable 3 - Merlin'in Kazan

Star Wars Episode I: Thousands Of Things Webisode - YouTube
Star Wars Episode II: Wedgie 'Em Out Webisode - YouTube
Star Wars Episode I: Design Featurette - YouTube
DC Studio

CGSociety - HALO 4: Spartan Ops
Animation, Concept Art, CG, Computer Graphics, Video Games, VFX, Visual Development, Comics, Illustration, Toys, Entertainment, Galleries, Images, Wallpapers ? CGHUB.com Galleries
Animation, Concept Art, CG, Computer Graphics, Video Games, VFX, Visual Development, Comics, Illustration, Toys, Entertainment, Galleries, Images, Wallpapers ? CGHUB.com Galleries
Josh Kao's blog
THE HUBBELL TELESCOPE

Interview with Darksiders artist Paul Richards | CG Channel
autodestruct.com - The Online Operations of Paul Richards

ENDÜSTRİYEL TASARIM SÜREÇLERİ:
Volkswagen Golf VII: design gallery - Car Body Design
Mercedes-Benz C-Class Coupe Design Sketches - Car Body Design
FORD EVOS CONCEPT on Behance
Making of Ford Iosis X - YouTube
Audi A7 - Behind The Scenes - YouTube
CNBC Satoshi Wada Audi design - YouTube
Portfolio « Studioclues
 
Son düzenleme:

Yunusercin

🏅Acemi Tasarımcı🏅
Katılım
18 Ocak 2013
Mesajlar
70
Tepkime puanı
0
• “Marka kimliği, ilk günden itibaren, onun için çalışacak herkesin katkısıyla ortaya çıkmalı. Bu, yorucu bir çalışmadır ve çok zaman alabilir. Ama markayı diğerlerinden bir adım öteye götürebilecek o temel fikrin tam ve tutarlı olması, harcanan tüm çabalara değer..............

Bu kadar kalabalığa sebep nedir ?
 

Yunusercin

🏅Acemi Tasarımcı🏅
Katılım
18 Ocak 2013
Mesajlar
70
Tepkime puanı
0
kendini istediği mesleğe adamış kişilerin okuması için. arkadaşı tebrik etmek gerekiyorken..:[ ahh cahil grafiker görmeye dayanamıyorum

Birinin cahil olup olmadığını böylemi idrak ediyorsunuz ?
Arkadaşın konu başlığıyla içeriğinin alakasını idrak edememişsiniz ve cahillikten bahsediyorsunuz..İş çok acil ile Tasarım süreçlerinin ne alakası var ?
İnsanlar bu konuya belkide bir iş var yapılacak diye girdiklerinde bunu görünce kaç kişi okuyacaktır? Cehalet çok farklıdır.Cahil olan cahilliğini kabul etmez.Çok iyi değilim belki bu konuda ama en azından insanlara cahil demeyecek kadarda bilgiliyim.;)
 

bogurtlenlicay

🏅Acemi Tasarımcı🏅
Katılım
7 Mar 2013
Mesajlar
34
Tepkime puanı
0
Birinin cahil olup olmadığını böylemi idrak ediyorsunuz ?
Arkadaşın konu başlığıyla içeriğinin alakasını idrak edememişsiniz ve cahillikten bahsediyorsunuz..İş çok acil ile Tasarım süreçlerinin ne alakası var ?
İnsanlar bu konuya belkide bir iş var yapılacak diye girdiklerinde bunu görünce kaç kişi okuyacaktır? Cehalet çok farklıdır.Cahil olan cahilliğini kabul etmez.Çok iyi değilim belki bu konuda ama en azından insanlara cahil demeyecek kadarda bilgiliyim.;)
"kalabalık" tan başlığı kastetmiş olmanız çok ilginç. eğer zahmet edip metnin içeriğini okusaydınız belki de başlığı saçma bulmazdınız.
 

yazarcizer

🏆Pro Tasarımcı🏆
Katılım
2 Mar 2009
Mesajlar
657
Tepkime puanı
26
Marka Yaratmak Sabır İşi

Kızım beş yaşındayken bir öğle yemeğinden hemen sonra ona akşam yemeğinde ne yemek istediğini sormuştum. Bana “Benim karnım tok, ben yemeyeceğim.” diye cevap vermişti. Çocuklar anı yaşarlar. Büyüdükçe “geleceğin” farkına varırlar.

Gelecekteki ihtiyaçlarımızı bugünden öngörmek ve geleceği planlamak insanı insan yapan özelliklerin başında gelir.

İnsan büyürken gelecek için hazırlıklı olmayı da öğrenir. Gelecek için bugünden hazırlıklı olmak insandan insana değişebileceği gibi toplumdan topluma da değişir. Bazı toplumlarda “gelecek” duyarlılığı diğerlerine göre daha fazladır. Bu toplumlar kendi geleceklerini kendilerinin belirleyeceğini düşünürler.

Bazı toplumlar ise “bugün” odaklı toplumlardır. Bu toplumlar, gelecek üzerinde kendilerinden çok “kısmetin”, “kaderin” etkili olacağını düşünürler. Gelecek üzerinde kendi etkilerinin çok sınırlı olduğuna inanırlar.

“Uzun vadeli düşünme” de “kısa vadeli çözümlere yönelme” de iki farklı kültürün, iki ayrı zihniyetin sonucudur.

Hofstede, bu iki kültürü kıyasladığında, gelecek vizyonuyla hareket eden kültürlerde bireylerin, kendi ömürlerinden daha uzun bir geleceği planladıklarını söyler.

Gelecek odaklı kültürlerde, bireyler sadece bugünü değil yarını da düşündükleri için tasarruf oranları yüksektir. “Har vurup harman savurmak”, bu toplumlara yabancı bir kavramdır.

Kısa döneme odaklı kültürler, plan yapmak yerine bir an önce sonuç almak için hemen işe koyulurlar. “Günü kurtarmak”, kısa döneme kilitlenen kültürlerin özelliğidir.

Uzun dönem odaklı kültürler, kalıcı bir çözüm bulmak için uğraşırlar. Bugünü kurtarırken aldıkları önlemin ya da buldukları çözümün kalıcı olmasını isterler.

Hızın ve belirsizliğin arttığı bir çağda yaşadığımız, “kaçmaktan kovalamaya” fırsat bulamadığımız doğrudur. Bu zamanın bir hız zamanı olduğunu kabul etmemek mümkün değil. Ancak ben yine de telaşlı, aceleci davranıp kısa vadeli çözümlerle yetinmek yerine hızlı ama uzun dönemi öngören kararlar almanın mümkün olduğuna inanıyorum.

Bir liderin görevi sadece bugünü yönetmek, günü kurtarmak değildir. Hayat ne kadar hızlı, günlük işler ne kadar yoğun olursa olsun sadece “yangın söndürmekle” uğraşmak, aslında bir şirketin geleceğini tehlikeye atmak demektir. (Kendi Geleceklerini Tayin Eden Şirketler)

Gerek kurumsal gerekse toplumsal liderlik, bugünü yönetmek kadar yarını yaratma işidir. Liderlik, “sürdürülebilir” bir büyüme sağlamak demektir.

Kısa dönemde kampanyalar ve promosyonlar yaparak bir şirketin satışlarını artırmak pekala mümkündür; ama satış yapmak şirketin marka değerini (brand equity) yükseltmeye yetmez. Esas önemlisi, kalıcı bir müşteri hacmi yaratmaktır.

Marka, taş taş üzerine koyarak; ilmek ilmek örerek yaratılır. Marka yaratmada, “şeytan ayrıntıda gizlidir". Çalışanından hissedarına, yöneticisinden dağıtıcısına kadar herkesin davranışı, marka üzerinde olumlu ya da olumsuz bir etkiye sahiptir. Marka yaratmak için, şirketteki her çalışanın aynı vizyon etrafında kenetlenmesi gerekir. Eğer bir şirketin vizyonu yoksa, o şirketten marka çıkmaz.

Bugün hepimizin çok önemle üzerinde durduğu “sürdürülebilirlik” anlayışı, şirketlere uzun dönemli bir bakış açısını aşılamayı amaçlayan bir anlayıştır. Marka yaratma da “sürdürülebilir” bir düzenin içinde vücut bulan bir iştir.

Çoğunluk iş hayatını, "avcılık" gibi algılar ve "hedefi vurmak", rakibi "yenmek" peşinde koşar. Oysa marka yaratmak, bana göre "çiftçilik" gibidir. Tıpkı iyi çiftçiler gibi iyi liderler de toprağı hazırlamayı, tohum atmayı, filizlenen bitkileri zararlılardan korumayı, ekinleri sulamayı, gübrelemeyi iyi bilirler. Güneşin doğup batacağını, yağmurun yağacağını, rüzgarın eseceğini ve zamanı geldiğinde hasadı toplayacaklarını bilirler. En önemlisi ne kadar aceleleri olursa olsun zamanından önce hasadın mümkün olmadığının bilincindedirler. Bir çiftçinin doğa kanunlarına gösterdiği saygıyı onlar da insan davranışlarına gösterirler: Marka yaratmanın zaman istediğini bilirler.

Onlar toprağa tohum attıkları gün, kupkuru toprağa bakıp yemyeşil ekinleri görebilen insanlardır. Marka yaratmak da böyle bir şeydir, kuru toprak üzerinde bir orman yaratmak gibidir. Marka bir fikirden servet yaratma işidir; bu nedenle hemen olmaz, zaman alır.

Marka yaratmak, bugün yatırım yapmayı; sonuç almak için sabretmeyi gerektiren bir süreç. Marka yaratma maalesef bizim gibi kısa zamanda sonuç almak isteyen, aceleci ve sabırsız toplumlara ters geliyor. Bu özelliğimiz belki de marka yaratma konusunda en önemli engelimiz.

Kolektif bilinçaltımıza yerleşmiş kısa döneme kilitlenme özelliğimiz, uzun dönemli planlar yapmamızı engelliyor. Yaptığımız her yatırımın sonucunu kısa zamanda almak istiyoruz. Kendi koyduğumuz kuralları kendimiz bozduğumuz için bir türlü tutarlı davranamıyoruz. Bu da bizi marka yaratma gibi uzun soluklu işlerde epeyce zorluyor.

Eğer karşımıza çıkan ilk zorlukta bir gün önce koyduğumuz kuralları bozarsak; satışlar arzu ettiğimiz gibi seyretmediğinde hemen fiyat ve promosyon taktiklerine başvurursak; müşteriye değer yaratmak yerine sadece kendi çıkarımızı düşünürsek marka yaratmanın yanından bile geçemeyiz.

Marka, uzun zamanda, istikrarlı olarak her çalışanın şirketin stratejisine uyması koşuluyla yaratılır.

Eğer sürdürülebilir başarılar elde etmek istiyorsak koyduğumuz kurallara uymak ve sabretmesini bilmek zorundayız.

Aksi takdirde “bu topraklardan marka çıkmayacak".

Temel Aksoy
 
Üst