İSVİÇRE ÇAKISI İŞ MODELİ:
Ülkemizde iş yapan orta ve küçük ölçekli firmalarda uygulanan bir modeldir. Bu modelde, en başta yönetici olmak üzere, tüm personelin mümkün olduğunca fazla iş alanına hakim olma isteği yatar.
Bu iş örneğine kendi çevremden tanık olduğum bir şirketi örnek göstereceğim: Şirketin sahibi, aynı zamanda personel müdürü, aynı zamanda pazarlama elemanı olan arkadaşımın şirketi, bilgisayar, alarm ve güvenlik hizmetleri ve inşaat işleri yapar. Bu arkadaşım güne, çizdiği route üzerinde müşteri ziyareti ile başlar, eğer bağlantı yapmışsa anında malzemeler gelir, yine arkadaşım arabasında hazır montaj malzemeleri ile, malzemelerin montajını yaparak sistemi inşa eder. Bunu yaparken sadece bir yardımcıdan yararlanır. Bu arkadaşım günün geri kalanlarında ihale sistemi duyurularının yapıldığı sisteme girerek ihale ilanlarına bakar, sonra oturur ihale tekliflerini hazırlayarak ihalelere bizzat katılır. Ziyaret ettiği müşterileri eğer daha önceki iş yaptığı müşterisi ise, geri dönüşleri alır varsa sistemde bir arıza onarım ve bakımını yapar.
Bu sistemde arkadaşım hem patron, hem pazarlama elemanı, teknisyen, müstahdem, şöfördür. İşin diğer bir yönü bu anlayıştaki bir işvereninde kendine benzeyen personel arayışıdır. Bu arkadaşımın yanında çalışan personelde çok uzun bir süre bu işyerinde çalışamıyor.
Gelelim bu sistemin grafikerlik mesleğine uyarlamasına.
Grafikerlik mesleği çalışma şekli 2 şekilde olabilmektedir.
*Freelance yani serbest home office çalışma şekli
*Yerleşik bir kuruluşta çalışma şekli. (Ajans, Matbaa, Açık hava reklamcısı, Tekstil vb. )
Gerçekten kurumsallaşmış firmaları bu anlayışın dışında tutuyorum. Diğer firmalara gelince; Bu firmalar grafiker iş ilanlarında, en az 4 programı bilmesini şart koşuyor. İşte size isviçre çakısı gibi bir personel. Bu işletmeler önce kendilerine sorsunlar, bu kadar programı bildiğini varsaydığımız personel gerçekten kendilerine, bir fayda sağlayabilecekmidir? Program bilmek, tasarımcılığın ilk şartımıdır? Haydi bunları geçtik, bu personelin iş toplaması, tahsilat yapmasıi hatta ve hatta nerdeyse çay ve kahve yapabilmesi istenmektedir.
Ülkemizde iş yapan orta ve küçük ölçekli firmalarda uygulanan bir modeldir. Bu modelde, en başta yönetici olmak üzere, tüm personelin mümkün olduğunca fazla iş alanına hakim olma isteği yatar.
Bu iş örneğine kendi çevremden tanık olduğum bir şirketi örnek göstereceğim: Şirketin sahibi, aynı zamanda personel müdürü, aynı zamanda pazarlama elemanı olan arkadaşımın şirketi, bilgisayar, alarm ve güvenlik hizmetleri ve inşaat işleri yapar. Bu arkadaşım güne, çizdiği route üzerinde müşteri ziyareti ile başlar, eğer bağlantı yapmışsa anında malzemeler gelir, yine arkadaşım arabasında hazır montaj malzemeleri ile, malzemelerin montajını yaparak sistemi inşa eder. Bunu yaparken sadece bir yardımcıdan yararlanır. Bu arkadaşım günün geri kalanlarında ihale sistemi duyurularının yapıldığı sisteme girerek ihale ilanlarına bakar, sonra oturur ihale tekliflerini hazırlayarak ihalelere bizzat katılır. Ziyaret ettiği müşterileri eğer daha önceki iş yaptığı müşterisi ise, geri dönüşleri alır varsa sistemde bir arıza onarım ve bakımını yapar.
Bu sistemde arkadaşım hem patron, hem pazarlama elemanı, teknisyen, müstahdem, şöfördür. İşin diğer bir yönü bu anlayıştaki bir işvereninde kendine benzeyen personel arayışıdır. Bu arkadaşımın yanında çalışan personelde çok uzun bir süre bu işyerinde çalışamıyor.
Gelelim bu sistemin grafikerlik mesleğine uyarlamasına.
Grafikerlik mesleği çalışma şekli 2 şekilde olabilmektedir.
*Freelance yani serbest home office çalışma şekli
*Yerleşik bir kuruluşta çalışma şekli. (Ajans, Matbaa, Açık hava reklamcısı, Tekstil vb. )
Gerçekten kurumsallaşmış firmaları bu anlayışın dışında tutuyorum. Diğer firmalara gelince; Bu firmalar grafiker iş ilanlarında, en az 4 programı bilmesini şart koşuyor. İşte size isviçre çakısı gibi bir personel. Bu işletmeler önce kendilerine sorsunlar, bu kadar programı bildiğini varsaydığımız personel gerçekten kendilerine, bir fayda sağlayabilecekmidir? Program bilmek, tasarımcılığın ilk şartımıdır? Haydi bunları geçtik, bu personelin iş toplaması, tahsilat yapmasıi hatta ve hatta nerdeyse çay ve kahve yapabilmesi istenmektedir.