- Katılım
- 2 May 2007
- Mesajlar
- 14,551
- Tepkime puanı
- 112
Derleyen: Gülsüm Gülnaz GÜLTEKİN
RENKLİ BİR KİTABIN MATBAADAKİ ÖYKÜSÜ
Adını renkli bir kitap koyduk, ancak bu bir dergi, broşür, katalog, kurumsal kimlik çalışması, ambalaj, pul, afiş ya da aklınıza gelecek herhangi bir basılacak materyal olabilirdi.
Kitabımız, matbaamıza çeşitli kanallardan gelmiş olabilir. Bu kanallardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz: Yazarın kendisi, bir yayınevi, bir ajans, yazarı ya da konuyu destekleyen bir sponsor kişi ya da kuruluş, bir ticari işletme, bir kamu kuruluşu....
Müşterimiz bir yayınevi ya da ajans ise kitabımız muhtemelen baskıya hazır halde matbaamıza getirilecektir. Ancak, kitabın tasarımı ve üretimi basımevimiz bünyesinde yapılacaksa, geleneksel ofset baskı sistemiyle çalışan bir matbaada, kitabımızın aşağıdaki süreçlerden geçmesi gerekecektir.
Taslak çalışması:Kitap ebatı, kullanılacak kâğıt cinsi, renk sayısı vb. özellikler kararlaştırıldıktan sonra, kitaba girecek yazılı ve görsel unsurların sırasını, yerini belirten ve tipo grafik öğelerin kullanımına ilişkin (yazı puntosu, karakteri, sütun genişliği vb.) fikir verecek bir ön çalışma yapılması zorunludur. Bu ön çalışmalar kaba taslak diyebileceğimiz fikir taslaklarından, bilgisayar çıktıları üzerinde görülebilecek ayrıntılı taslaklara kadar bir dizi hazırlık aşamasını içerebilir. Taslak hazırlama süreci, tasarımın en önemli bölümlerinden birisidir.
Dizgi, grafik, tashih: Taslak mizanpajı hazırlanmış kitabımız için bilgisayar ortamında oluşturulacak bir şablon sayfa üzerinde yazıların, dilbilgisi kurallarına uygun bir şekilde ve hedef kitlenin özelliklerine, kitabın türüne uygun tipografi kullanımıyla yeniden yazılması işlemine dizgi diyoruz. Dizgi aşamasının ardından gelen ve düz metinler, başlıklar, spotlar vb. yazılı unsurların yanı sıra görsel unsurların (fotoğraf, resim, illüstrasyon, renk vb.) belli ilkeler gözetilerek düzenlenmesi işini ise grafik tasarım olarak adlandırıyoruz. Tasarım işi bitmiş sayfaların kâğıt üzerine alınmış çıkışlarında yapılan ve dizgi hatalarını, görsel düzenlemeye ilişkin yanlışlıkları düzeltme aşaması ise tashih adıyla anılıyor. Tashih aşamasında işin kâğıt çıktıları genellikle müşteri temsilcisi ya da müşteri tarafından ( yayınevlerinde düzeltmen) kontrol edilir, hatalar kalem ile belirtilir ve hatalı bölümler bilgisayar ortamında yeniden düzeltilir.
Film: Dizgisi, tasarımı tamamlanmış ve kontrol edilerek düzeltilmiş olan kitabımız artık baskıya hazırdır. Baskı için ise baskı makinesine bağlanıp zarar görmeden çalışacak bir baskı kalıbının hazırlanması gereklidir. Baskı kalıbının hazırlanması için öncelikle sayfaların filmlerinin (şeffaf) görüntülerinin elde edilmesi gerekir. Fotoğraf baskısı gerektirmeyen yani tamamı yazılardan oluşan kitaplar için çoğu kez aydınger adı verilen şeffaf kâğıtlara lazer yazıcıdan ters çıkış almak yeterli olmaktadır.
Kitabımız renkli olduğuna göre, CMYK kısaltması ile dilimize yerleşmiş olan Cyan mavisi, Magenta kırmızısı, Yellow (sarı) ve Kontrast olarak ifade edilen siyah renklerin filmlerinin elde edilmesi gerekecektir. Matbaacılıkta renkli bir fotoğrafın baskı yoluyla çoğaltılabilmesi için öncelikle o fotoğraf üzerindeki CMYK renklerinin ayrılması yani bu renkleri içeren dört ayrı filmin elde edilmesi, bu filmlerden dört montaj yapılması, dört kalıp çekilmesi ve her bir kalıbın ilgili renk ile kâğıt üzerine basılması söz konusudur. Filmlerde oranlarına göre ayrılmış olan renkler, baskı yoluyla teker teker kâğıt üzerine basılmakta, örneğin; önce mavi renk basılmakta, ikinci olarak sarı renk mavi baskının üzerine basıldığında mavi, sarı ve yeşil tonlar elde edilmektedir. Bunlar üzerine Magenta mürekkep basılınca morlar, lacivertler ve diğer ara tonlar oluşmakta, kontrast ile de fotoğraftaki derinlik ve netlik hissi arttırılmaktadır. Bu şekilde elde edilen baskıya trigromi baskı da denir.
Montaj: Kitabımız ofset matbaalarında sayfa sayfa değil, standart ebatlardaki tabaka kâğıtlara basılır. Burada öyle bir düzenleme yapılır ki, tabaka halindeki bu kâğıt uygun şekilde katlandığında birbirini takip eden sayfa numaraları ortaya çıkar. Burada en sık kullandığınız ölçü birimi formadır. 1 forma 16 sayfadan oluşur ve çok sayfalı (kitap, dergi gibi) işlerde planlama ve maliyet hesabı daima formalar üzerinden yapılır. İşte montaj işlemi, astrolog adı verilen ve saydam bir tabaka üzerine, basılacak işin filmlerinin forma düzeni esas alınarak yapıştırılmasından ibarettir. Basılacak iş iki renkli ise iki ayrı montaj, Trigromi ise 4 montaj yapmak gerecektir. Trigromi +özel gibi bir ifade dört renk haricinde, yaldız gibi özel bir beşinci rengin basılacağını anlatmak için kullanılır.
Ozalit prova: Montajı tamamlanan iş, ozalit kâğıdı üzerine pozlandırılıp, amonyak buharında bırakılarak baskı öncesi son kontrol için hazırlanır. Bu şekilde montaj üzerindeki iş ozalit kâğıdına aktarılır, ozalit kâğıdı forma düzenine göre katlanır. Burada amaç, kalıp çekimi öncesinde işin son kez kontrol edilmesi, sayfa numaralarının birbirini takip edip etmediğinin belirlenmesi ve hata riskinin azaltılmasıdır. Ozalit prova üzerine müşteri tarafından "basılabilir" onayı alındıktan sonra kalıp hazırlama işlemi başlar.
Kalıp: Montajlar, son olarak yüzeyi ışığa duyarlı hale getirilmiş m e t a l plakalar üzerine pozlandırılır. Ülkemizde yaygın olarak kullanılan ofset baskı plakaları ozosol ve tif olarak adlandırılır. Montajdaki görüntüler ışık yardımıyla m e t a l baskı plakalarına aktarıldıktan sonra bazı kimyasal işlemlerden geçirilerek, baskı kalıbı baskıya hazır hale getirilir.
Baskı Provası: Bir işin, basıldığı zaman nasıl görüneceğini kestirme yöntemidir. Prova, son çoğaltmada kullanılacak olan gerçek kâğıt, mürekkep setleri ve görüntüler ile çalışan baskıdan alınan bir örnektir. Günümüzde dijital prova sistemleriyle baskı öncesi renkli prova alınabilmektedir.
Baskı: Renk provası alınıp, renklerin uygunluğuna karar verildikten sonra kitabımızın seri baskısına geçilir. Baskı makinesinin özelliklerine bağlı olarak (tek renkli, iki renkli, dört renkli, altı renkli, ön arka baskılı gibi) baskının süresi ve kalitesi değişebilir.
Baskı koruma: Kitap, dergi kapakları, broşürler, ambalajlar, dosyalar gibi dış etkilere açık basılı materyallerin yüzeyine uygulanan; öncelikli amacı basılı yüzeyi yağ, nem, güneş ışığı gibi unsurlardan korumak, ikincil amacı ise baskı yüzeyine parlaklık ya da matlık etkisi vererek baskıya estetik özellik kazandırmak olan işlemlere baskı yüzey koruma işlemleri denir. En sık kullanılan baskı koruma şekilleri; vernik, lak ve selofan uygulamalarıdır.
Cilt: Kitap kapağımız ve formalarımız basıldıktan sonra kitap şekline dönüşmek için bazı işlemlerden geçer. Kapak, koniklenir. Yani sırta gelecek kısımlara iz açılarak, kitap sırt bölgesi netleştirilir. Tabaka halindeki iç sayfalar, kırım makinelerinde katlanır. Kırımı yapılmış formalar sırayla bir araya getirilir ve bu işleme "harman çekmek" denir. Harmanı yapılmış kitap formaları iplik dikiş, spiral ya da amerikan cilt denilen sistemlerle birbirine ve kapağa tutturulur. Kapak takma işlemleri tamamlandıktan sonra ağız kısımları tıraşlanır. Kitap pakete hazırdır.
Sayım ve şirink: Müşteriye teslim edilecek kitaplar istenilen sayılarda paketlenecektir. Bu iş ya el ile paketleme şeklinde ya da shirink (şirink) adı verilen paket makinelerinde yapılır. Shirink makineleri istenen sayıda kitabın dışına plastik folyo sarıp, folyo kenarlarını ısı ile yapıştırır ve basılı ürünlerin dağılması, ıslanması önlenmiş olur.
Teslimat: Pakete girmiş kitaplarımız için tesellüm fişi (sevk irsaliyesi) kesilir ve kitaplarımız nakil aracına yüklenerek müşterisine doğru yola çıkar.
TEMEL KAVRAMLAR
Matbaa: Diğer adı basımevi olan matbaalar, çeşitli baskı tekniklerini kullanarak gazete, kitap, dergi, broşür, ambalaj gibi her türlü basılı materyalini üretmek ve çoğaltmak görevini üstlenmiş kuruluşlardır. Matbaalar hizmet götürdükleri sektörlerin talepleri doğrultusunda, başta kâğıt-karton sanayinin ürünleri olmak üzere, plastik, teneke, kumaş gibi ürünler üzerine baskı yaparlar.
Matbaacı:
1- Matbaa ve baskı işlerinin hazırlanma ve basılmaları ile uğraşan ve bu işi kendine meslek edinen kimse. Bu çerçevede matbaacılık ana mesleği altında çok sayıda meslek mensubu görev yapmaktadır. Bunların başlıcaları; dizgici, grafiker, filmci, montajcı, kalıpçı, baskıcı, mücellit (ciltçi), matbaa müşteri temsilcisi, matbaa yöneticisidir.
2- Basımevi sahibi.
Matbaacılık:1.Basılması istenen bir materyale ilişkin yazılı ve görsel materyallerin belirli sanatsal özellikler gözetilerek bir araya getirilip düzenlenmesi, baskıya hazırlanması ve çoğaltılması işlemlerinin tümüne matbaacılık denir. 2.Basımevi işletme işi. Matbua: Basılmış olan, basılı. Matbu evrak: Daha çok resmi nitelik taşıyan işlerde kullanılmak üzere basılmış evraklara denir.
Ajans: Basım sanayiinde ajans kavramı, daha çok basılacak materyallerin baskı öncesi hazırlık işlemlerini yürüten, fiziki üretimden çok düşünce üreten ve satan kuruluşları ifade eder. Ajanslar, resmi ve özel kuruluşların hizmet ya da mallarını tanıtmaya, sevdirmeye, sattırmaya yönelik reklâm/tanıtım kampanyalarını organize eder ve yürütürler. Bu işleri yaparken de kampanya sırasında kullanılacak basılı materyallerin (afiş, broşür, billboard, reklâm panoları, kitap, el ilanı, kurum kimliği çalışmaları vb.) tasarım ve baskıya hazırlık işlerini bizzat yürütürler. Reklâm ajanslarının kapasiteleri ölçüsünde eleman sayıları ve çalıştırdıkları elemanların nitelikleri değişebilir. Büyük ölçekli reklâm ajanslarında görev alan uzman meslek mensupları genel olarak şunlardır: Sanat yönetmeni, grafik tasarımcılar, fotoğrafçı, dizgici, metin yazarı, müşteri temsilcisi
Yayınevi:Belirli uzmanlık alanları için kitapların üretim, dağıtım ve pazarlamasını takip eden kuruluşlara yayınevi denir. Yayınevleri de ajanslar gibi matbaaların en önemli müşterileridir. Yayınevlerinin büyük bir kısmı, bastıracakları kitapların dizgi ve tasarımını kendi bünyelerinde yaptıktan sonra film, montaj, kalıp, baskı ve cilt işlemleri için bir matbaa ile çalışırlar.
Servis Büro: 1980li yıllardan itibaren bilgisayarların basım sektöründe etkin kullanılmaya başlanmasının ardından, bilgisayar destekli film çıkış hizmetleri vermek üzere kurulmuş profesyonel kuruluşlara servis büro denmiştir. Servis bürolar, film çıkış makinelerine büyük yatırımlar yapmak istemeyen ajans ve matbaalar arasında köprü görevi gören kuruluşlar olup, günümüzde yavaş yavaş doğrudan kalıba pozlandırma sistemlerini de bünyelerine almaya başlamışlardır.
Selefoncu, lakçı: Baskısı tamamlanan broşür, dosya, kitap kapağı, karton ambalaj gibi bazı işlerin yüzeyine hem estetik kaygılarla, hem de daha dayanıklı olması, sudan, yağdan, güneş ışınlarından etkilenmemesi için ciltleme öncesi selefon veya lak uygulayan işletmelere denir.
Mücellithane (Ciltevi): Baskısı tamamlanan işlerin kesim, kırım, harman, dikiş, kapak takma vb. İşlemlerinin yapıldığı işletmelere denir. Pek çok matbaanın kendi bünyesinde mücellithanesi bulunmakla birlikte, özel kapak takma, varak yaldız vb. işlemler konusunda hizmet veren cilt eveleri bulunmaktadır.
DİZGİ TERİMLERİ
Aksan: Özellikle yabancı dillerden dilimize geçmiş bazı sözcüklerin söylenişinde yol gösterici olarak görev yapan ve bazı harflerin üzerinde bulunan işaretlerdir.
Alt başlık: Büyük yazıları yutulabilir parçalara bölmek için kullanılan, sundukları yazının reklâmını yapan, göz gezdiren insanları okumaya sevk eden ve ana başlığın altında bulunan başlıklardır.
Ara başlık: Bir haberin ya da yazının belirli bölümlerine dikkat çekmek için metin aralarında kullanılan yazı dizgisinden çok az büyüklükteki punto ile dizilmiş ve genellikle daha kalın (bold) olan başlıklardır.
Asıl başlık: Bir gazete ya da yayın tarafından kurumsal tanımlama olarak kullanılan tasarım ya da logo. Örneğin, Hürriyet Gazetesi'nin logosu
Basan malzeme: Sıcak dizgide harf, işaret, çizgi, süs gibi baskı işlemi sonucu sayfada görülecek malzemeler
Basmayan malzemeler: Sıcak dizgide espas (ara boşu), kadrat, anterlin, garnitür, klişe altlığı gibi baskı kalıbında yer alıp mürekkeple temas etmeyen malzemelerdir. Espaslar, kelimelerin arasında; kadratlar, yarım kalan (dul) satırların tamamlanmasında veya kelime/satır ortalamada; garnitürler, sayfadaki büyük boşlukları oluşturmada; klişe altlıkları, klişeleri yazı yüksekliğine getirmede kullanılır.
Başlık: Metnin başına büyük punto harflerle konunun adını belirtmek amacıyla konulan yazı
Baştan blok yazı:Satırları sağdan başlayıp son kısmı serbest biten dizgi türü... Soldan blok da denilebilir.
Başvuru İşaretleri: Okuyucuyu metinden dipnota ya da diğer başvurulara yönlendirmek için kullanılan işaretler
Blok paragraf:Paragraf başındaki satırı içeri almadan, satırbaşı boşluğu olmadan yapılan dizgi.
Bloklama:Yazının düşey olarak, sağdan ve soldan düzgün şekilde dizilmesi. Tam blok ve yarım blok olabilir. Tam bloklamada dul satırlardaki harf araları gereğinden fazla açılarak istenmedik bir görünüm sergileyebilirler.
Bold: Normal yazı karakterinden daha kalın gövdeye sahip olan daha siyah yazı karakteri veya stili
Bold-italic: Eğik karakterleri ve kalın çizgileriyle zor okunmasına rağmen (burada olduğu gibi) pek çok dizgici tarafından kullanılan yazı stili. Bu stil daha çok alt başlıklarda tercih edinmelidir.
Çift:Tipo baskıda m e t a l harfleri dizerken kolaylık olsun diye kullandığımız cımbıza benzer ince uçlu alet.
Decoratif yazı: Dekoratif yazı tipleri özel imajlar için tasarlanmışlardır. Genelde metinlerde değil başlıklarda ve sanat çalışmalarında tercih edilen yazı tipidir.
Dizgi operatörü: Dizgi makinelerinde dizgi işini yapan kişi... Günümüzde yayınevleri dışında dizgi operatörlüğü mesleği yerini hem dizgi tasarım yapabilen yardımcı grafikerlere bırakmaktadır.
Dizgi: Basım yoluyla çoğaltılması düşünülen yazılı bir metnin belirli standartlar gözetilerek matbaa harfleriyle yeniden yazılması işlemi
Dizgici:Kurşun harfleri, harf kasalarından tek tek alarak kumpas üzerine dizen elle dizen kişiye mürettip; linotype, entertype, monotype gibi kurşun dizgi makinelerinde klavye yardımıyla dizen kişiye dizgi operatörü denir. Günümüzde, masaüstü yayıncılık sistemi içersinde bilgisayarda dizgi yapan elemanlar da bilgisayar dizgi operatörü olarak anılmaktadır.
Dul:Bir paragraf sonunda yarım kalmış satır.
Düzeltmen: Genel tashih kurallarını bilen, metnin yazıldığı dile hâkim olan, bu çerçevede dizilmiş bir metindeki dizgi ve yazım hatalarını düzeltmekle yükümlü kişi.
Eğik Yazı: Normal yazının bilgisayar tarafından hafif eğilmiş türüdür. İtalic olana göre daha iyi okunur.
Elle dizgi: Daha önceden dökümü yapılmış ve hurufat kasalarında yerlerini almış kurşun harflerin mürettipler tarafından teker teker el ile alınarak bir araya getirilmesi yoluyla yapılan dizgi işlemi
Entertype: Kurşuna dayalı dizgi sisteminde som (tek) satırlar dizen mekanik dizgi makinesi.
Font:Belli bir adı ve sabit görünümü bulunan harf, sayı, noktalama işaretleri ve diğer yazı simgelerinin kümesi.
Foto Dizgi:Bilgisayarların matbaacılık sektöründe kullanılmaya başlanmasından önceki yıllarda kullanılan ve compugrafic adıyla da anılan foto grafik temelli dizgi makinelerinde yapılan dizgi sistemi. Bu sistemde dizgi makinelerinin ekranlarında sınırlı sayıda satır görülebilir; dizilen satırlar bir kayıt biriminde saklanarak dizgi bitiminde pikaj yapılmak üzere rulolar şeklindeki ışığa duyarlı kâğıtlara ışınsal aktarım yoluyla pozlanırdı. Bu kâğıtlar tıptı fotoğraf baskısı gibi belli kimyasal
işlemlerden geçirildikten sonra yazılar görünür hale gelirdi. Bu kâğıtlardan pikaj yapılır ve pikajlı sayfaların filmi çekilerek baskıya hazırlık süreci devam ederdi.
Gale: Kenarlarından ikisi üzerinde bir gönye bulunan ve üzerine elle veya mekanik olarak tipografi dizgi satırları yerleştirilen madeni levha.
Harf Kasası: Belirli bir düzeni olan, içinde m e t a l harfleri(hurufat) barındıran, çok çekmeceli bir kasa.
Harf: Tipografik düzenlemenin en temel öğesidir ve alfabenin her bir simgesini belirtir.
Hat Sanatı: El ile güzel yazı yazma sanatı
Hattat: El ile yazı yazmayı sanat olarak uygulayan kişi.
Hurufat: M e t a l harfler. Kurşun, antimuan ve kalaydan kimi zaman da, bakır alaşımından dizgi dökümü için kullanılan m e t a l.
İnisyal Harf: Paragraf başındaki büyük ve çoğunlukla süslü baş harf
İtalik: Hümanistik küçük harften türemiş ve matbaacılıkta 1500e doğru Aldo Manizionun girişimiyle benimsenmiş, okuyana göre sağ üst köşeye doğru hafif eğik olan basım harfidir. El yazısına benzetilmek için tekrar tasarlanıp eğilmiştir. İnceliği ve açısı yüzünden okunaklığı azdır.
Kaligrafi: Güzel, şık el yazısı
Karakter: Veri ve bilgileri işleme ya da iletme amacıyla göstermede, uzlaşmalı olarak kullanılan rakam, harf, noktalama işaretleri ya da herhangi bir başka simge.
Klişe: 1. Tipo baskıda kullanılmak amacıyla, üzerine kabartma olarak bir kompozisyon ya da resim kopya edilmiş madeni levha. 2. Çukur baskıda, fotoğraf negatifi ve pozitifi.
Komut ya da İşlev Karakteri: Verileri kaydetme, işleme, iletme ya da yorumlama gibi işlemlerin yürütülmesi, başlatmaya, değiştirmeye ya da durdurmaya yarayan ve bir veriyi gösterme karakterinden ayrılması gereken karakter.
Kumpas: M e t a l dizgi düzenlemesinde elle dizilecek harflerin birleştirilmesi için kullanılan m e t a l bir alet.
Linotype: Tekli bir kurşun çubuk olarak bir tam-bütün dizgi satırını dizen satır döküm makinesi için yaygın olarak kullanılan ticari marka adı.
Ludlow: Başlıkların ilanların dizgisinde kullanılan makine. (Karakter matrisleri, satırın tek blok olarak döküldüğü özel bir kumpasta elle birleştirilir.)
Majüskül: Büyük harf veya büyük harflerle yazılmış yazı, kapital veya uppercase adıyla da bilinir.
Matris: Sıcak dizgide döküm için kullanılan dişi harfler
Mekanik dizgi: Basılacak matbaa harflerinin mekanik (Linotype, monotype gibi yöntemlerle) olarak dizilmesi.
Miniskül: Küçük harf veya küçük harflerle yazılmış yazı.
Monotype: Tek tek harflerden boyları ayarlanmış satırlar dizen mekanik dizgi makinesi.
Otomatik Satır Aralığı: Yazı tipine, yazı büyüklüğüne ve stiline dikkat etmeden kelime işlem programlarının satır arası boşluklarını otomatik olarak ayarlaması.
Pi Fontları: Daktiloda olmayan simgesel karakterlerle klavyedeki Alt, Option ile elde ettiğimiz sembollerde yüklü bulunan simgeler veya özel olarak üretilmiş simge fontlarına verilen isim.
Pika: Pika tasarımcısı ölçüm birimi. 12 punto = 1 pika, 6 pika = 1 inch
Prova tezgâhı: Foto gravürcülerin deneme provalarını çıkarmasına ya da tipo işçisinin ilk prova baskılarını ya da sütun tashihleri yapmasına olanak veren baskı makinesi.
Punto: Harf büyüklüklerinin tanımlandığı temel ölçü birimidir.
Regular: Yazı ailesi mensuplarından biri. Daha çok ana metin dizgisinde kullanılan, okunurluk açısından en uygun yazı şekli.
Sans serif yazı: Genellikle eşit ağırlıklı çizgilerden oluşan, açıklığı en iyi olan ve tırnak adını verdiğimiz bitiş vurguları olmayan yazı tipleridir. Arial, Helvetica, Univers sans serif yazı tipi örnekleridir.
Sayfa başı derinliği: Sayfanın üstünde, üst marja eklenen fazladan boşluk. Bu boşluk genellikle bölüm başlığını belirginleştirmek için yeni bir bölümün ilk sayfasında bulunur. Sayfa başı derinliği tüm kitap boyunca aynı kalmalıdır.
Sayısal (dijital) dizgi: Günümüzde bütün kişisel bilgisayarlarda gerçekleştirilebilen; çok sayıda yazılım ve font üreticisi firma tarafından desteklenerek her geçen gün daha da geliştirilen dizgi sistemi
Script yazı: El yazısına benzeyen yazı tiplerine verilen addır. Resmiyetten uzak samimi bir hava oluştururlar. Dizgide bazı harfler birleşirken bazıları birbirlerine dokunmazlar. Davetiye gibi az yazı gerektiren samimi yazışmalarda kullanılırlar.
Serif yazı: Tırnaklı yazı tipi olarak da anılan serif yazı tiplerinde her harfin bitiş noktalarında küçük yatay çiziler vardır. Bu çizgiler her harfin şeklini ayrı tutar ve harfler arası geçişi kolaylaştırır. Dikey çizgileri yatay çizgilerinden daha kalındır. İnce ya da kalın, eşit kalınlıkta, incelen şekilde veya yuvarlak olabilirler. Okunurluğu en iyi yazı tipleridir.
Sıcak dizgi: Tipo baskı sistemini destekleyen linotype, entertype dizgi makinelerinde kurşun harflerin dizilip, döküm makinelerinde dökülmesiyle gerçekleştirilen dizgi sistemi. Gutenberg teknolojisi de diyebiliriz. Kurşun harflerin ya tek tek ya da satır halinde dökülmesi esasına dayanır. Bu dizgi sistemi yüksek baskı sistemlerinden tipo baskı sistemini destekler.
Soğuk dizgi: Genel olarak kurşun döküm yoluyla elde edilen diğer harf dizgisi için kullanılır. Foto dizgi ya da sayısal (dijital) dizgi ile karıştırılmamalıdır. 1990 öncesinde IMB vb. firmaların üretmiş olduğu top şeklindeki m e t a l karakter kümelerinden oluşmuş kalıplarla çalışan daktilolar mevcuttu. Her bir top farklı bir karakter içerirdi. Topları değiştirerek değişik karakterlerde dizgi yapmak mümkündü. Sıcak dizginin yaygın olduğu o dönemde bu sistem soğuk dizgi olarak adlandırılmıştı.
Sondan blok: Satırların sağa dayalı olduğu dizgi türü.
Tashih: Dizgi yanlışını düzeltme işi. Tashih konusunda ortak bir dil oluşturulmuş olup, belli işlemler belli sembollerle gösterilir.
Tipografi:
1. Kabartma kalıplar (tek tek karakterler, gravürler, klişeler) üzerinde dizgi ve baskı yöntemi.
2. Grafik tasarımda yazılı unsurların (yazı karakteri, yazı büyüklüğü vb.) sanatsal bir bakış açısı ile düzenlenmesi işi. Günümüzde bilgisayarlı tipografinin gelişmesi ile beraber yazı aileleri zenginleşmiş yeni Tipografik türler oluşturmak kolaylaşmıştır.
Tipometre: Dizgicilerin kullandığı taksimatlı cetvel. Üzerinde iki ayrı taksimat bulunan düz bir cetveldir. Bunların birisinde metre sisteminin ondalık bölümleri (santimetre, milimetre), ötekindeyse on iki eşit parçaya bölünen ve birimi tipo puntosu olan tipografi sistemi yer alır.
Tire:1.Çizginin eş anlamlısı 2.Hiçbir yumuşak tonu olmayan ve yalnızca iki uç yoğunluğu bulunan fotoğraf. 3. Tire klişesi ya da filmi, yalnızca düz beyazları ve siyahları olan bir belgeden hareketle elde edilmiş baskı kalıbı parçası(Tramlamanın karşıtı olarak)
Trutype: Apple ve Microsoft tarafından sunulan yazı tipi düzeni. Trutype yazı tipleri çoğu zaman lazer yazıcılarda çok daha hızlı çıktı alınmasını sağlar.
X-yüksekliği: Latin Alfabesi'ndeki küçük x harfinden adını alan X-yüksekliği kavramı a, e, o, u, ı gibi küçük ünlülerin yüksekliği anlamına gelir ve önemli tasarım özelliğidir. Aynı puntodaki az x yüksekliğine sahip yazı karakteri, çok x yüksekliğine sahip yazı karakterinden daha az yer kaplar. (12 punto Times ile 12 punto Arial'i karşılaştırdığımızda Arial daha çok yer kaplar.)
ABCÇDEFGĞHIİJKLMNOÖPRSŞTUÜVYZ (Arial-Regular 12 punto)
ABCÇDEFGĞHIİJKLMNOÖPRSŞTUÜVYZ (Times-Regular 12 punto)
Yazı Ailesi: Bir tipografik karakterin değişik et kalınlıklarında ve daraltılmış, genişletilmiş, eğimli, çizgili gibi çeşitlemelerinden oluşan gruba denir. Helvetica, Arial, Garamond, Times aileleri gibi
Yazı kalınlığı: Yoğunlaştırılmış yazı karakterleri çok yer harcamadan başlıkların etkisin artırmaya yarar. Yoğunlaştırılmış; sıkıştırılmış veya bozulmuş demek değildir. Bunlar daha çok etki için tasarlanmışlardır. Her karakterin içindeki boşluğun artması için x- küçüklüğü yükseklikleri artırılmıştır. Buda yazıya açıklık sağlar. Harf, satır ve paragraf arası boşlukları hem okunurluğu hem de açıklığı etkiler. Hem metinde, hem de başlıklarda harf arası boşluklarını ayarlayarak büyük farklılıklar oluşturulabilinir. Harf satır ve paragraf arası boşluklarını hesaplarken iki kavramı unutmamak gerekir. İzleme ve ayarlama (İzleme; Bütün doküman da ki harf arası boşlukların aynı olması demektir. Ayarlama ise; Sola bloklu yazının, bloğundan daha az resmi görünüm verdiği kabul edilir.
Yazı Karakteri Takımı (Font): Bir harf biçiminin bütün alfabesidir. Diğer bir deyişle aynı dizide aynı ölçüde ve aynı hizada sayıları, noktalama işaretlerini de içeren bütün parçalarıyla özel harflerin uygun toplanmasıdır.
Yazı Stili: Bir yazı tipinde farklı yerlere vurgu yapmak için kullanılan değişiklerdir. Normal, kalın, italic, kalın-italic, altı çizgili, gölgeli vb. yazılardır.
Yazı Tipi Ayarlaması: Varolan yazıt iplerini düzenleyerek yenilerini yaratmanızı sağlayan etki. Bu etkiye sahip yazılımlarda harflere ince bitiş çizgileri ekleyebilir, harfleri bastırabilir, gerebilir ve her iki tarafına da boşluk ekleyebilirsiniz. Yazı tipini temelden değiştirmek istiyorsanız x-yüksekliği ile oynayabilir ve logo olarak kullanılabilecek değişik semboller bulabilirsiniz
Yazı tipi: Temel olarak aynı özelliklere sahip karakter setleri Artık kelime işlem programlarıyla büyüklükler ayarlanabildiğinden yazı tipi terimi, aynı çizgi oranlarına sahip karakter setleri için kullanılmaktadır. Çoğu yazı tipi normal ve kalından daha çok alternatif sunarlar. Mesela sans serif yazıların büyük bir kısmı hafif ve ağır yazı seçeneklerini içerirler. Bunlar genel metin yazısından kullanılmaya elverişli olmamakla birlikte; başlıkları renklendirir. Hareket katarlar. Light, Regular, Bold, Black, Ultra Black gibi seçenekler mevcuttur.
GRAFİK TASARIM TERİMLERİ
Grafik: Harfleri, sözcükleri, tümceleri, fotoğrafları, biçimleri, renkleri kâğıt üzerinde bir zevk ve oranla yerleştirme ve bu yerleştirmede yenilik ve çekicilik oluşturma sanatına grafik denir. Eski Yunancadaki "Grapnein" (yazmak) kelimesinden dilimize geçmiştir.
Tasarım:Planlamaya dayalı belirli bir amaç gözeten yaratıcı bir eylemdir.
Grafik Tasarım: Okunan izlenen görüntülerin tasarımı şeklinde tanımlanır. Grafik tasarımda görsel unsurlar kenar çizgileri ile aynı yönde yerleştirildiklerinde düzenli ve durağan, karşıt yönde yerleştirildiklerinde dinamik ve enerjik bir yapı oluştururlar.
İletişim: Gönderici ve alıcı olarak adlandırılan iki insan ya da insan grubu arasında gerçekleşen bir duygu, düşünce, davranış ve bilgi alış verişidir.
Grafik İletişim: Görüntülerden oluşan bilgilerin değiş-tokuşu olarak tanımlanır. Yazılar, resimler ve fotoğraflar başlıca grafik iletişim araçlarıdır. Bir mesajın açık, ekonomik ve estetik yollarla üretilmesi, grafik iletişimin başlıca amacıdır. Grafik iletişimin ekonomik olması demek, mümkün olan en az sayıda görsel imgenin, mümkün olan en yüksek sayıda bilgiyi aktarabilmesi demektir. Örnek: Erkek/kadın tuvaletlerini ya da giriş çıkışı grafik imgelerden anlarız.
Grafik Tasarımın Öğeleri: Çizgi, ton, renk, doku, biçim, ölçü, yön olarak ifade edilebilir. / Çizgiler karakterlerine göre ve konumlarına bağlar olarak bazı mesajlarda iletirler. Örneğin; yatay çizgi durgunluk, dikey çizgi saygınlık, diyagonal çizgi canlılık, kıvrımlı çizgi zarafet ifadesi verir./ Tonlar genellikle görsel imgenin yarım ton reprodüksiyon tekniği ile tamlanması yoluyla elde edilir. Ton ve çizgi tasarımda kontrastlığı oluşturan elemanlardır. / Renk, bir tasarımı meydana getiren yapı taşlarından biridir. Renkler, izleyen üzerinde değişik etkiler uyandırırlar. Bunların bir bölümü kişisel, bir bölümü ise genellenebilir duygulardır. Örneğin; sıcak renklerin uyarıcı, soğuk renklerin ise gevşetici, dinlendirici olması renklerin genellenebilir etkileri olarak değerlendirilebilir. / Doku, bir yüzey üzerinde tekrarlara dayalı biçimsel bir düzen olarak adlandırılabilir. Örneğin zeminde kullanılan bir ahşap, mermer vb. dokusu... / Bir grafik tasarım ürünü, farklı ölçülerdeki görsel unsurların bir araya gelmesiyle oluşur. / Bir tasarım yüzeyi üzerinde bulunan çizgisel, tipografik ve görsel unsurların yönü önemlidir. Örneğin: Bir gazete haberinde yer alan insan fotoğrafı ilgili habere doğru bakmalıdır.
Mesaj: Bir kimseye verilen, gönderilen iletilen bilgi, haber.
Hedef Kitle: İlgi alanları ve özellikleri ayrıntılı bir biçimde tanımlanmış bir kitledir. Bir kişi ya da kurumun davranışlarından, kararlarından, uygulamalarından dolaylı ya da dolaysız olarak etkilenen grup olarak ifade edilebilir.
Sanat Yönetmeni: Reklâm ajanslarında metin yazarı, fotoğrafçı, uygulamacı grafiker, müşteri temsilcisi vb. elemanlarla çalışan, etkili reklâm üretimi ve tasarımından sorumlu kimse.
Grafiker:Görsel sanatlar alanındaki ressam, heykeltıraş gibi meslek mensuplarından biri olan grafikerler, basılması istenen materyali estetik kurallar çerçevesinde baskı için düzenleyen; yazıları ve görsel unsurları işin niteliğine uygun bir grafik dili kullanarak çekici hale getiren ve bu yolla etkili iletişim ortamı yaratan sanatçılardır. Günümüzde grafikerlerin sanat bilgisi ve el becerisi yanında, psikoloji ve iletişim bilimleri ile de yakından ilgilenmesi gerekmektedir.
Gün geçtikçe matbaalarda, reklâm bürolarında, yayınevlerinde grafikerler daha önem kazanmışlardır. Grafikerlik önemli bir sanat dalı haline gelmiştir. Dünyada ve ülkemizde; güzel sanatlar bölümlerinde grafik ana sanat dalları açılmıştır. Günümüzde kartvizitten günlük bir gazete sayfasına kadar, baskıya girecek her ürün bir grafikerin oluşturacağı taslaktan geçmelidir.
Eskiz (Taslak):Çeşitli unsurların sayfa üzerinde nasıl yerleştirileceğini gösteren karakalem ya da kör yazı ve resimlerle oluşturulmuş taslak çalışmaları. Taslaklar, fikir taslakları ve geliştirilmiş taslaklar olarak iki aşamada ele alınabilirler. Fikir taslakları, basılacak ürünle ilgili olarak otobüste, evde, parkta ya da herhangi bir yerde üretilmiş kabataslaklara verilen addır. Geliştirilmiş taslaklar ise, fikir taslakları içinden seçilen birkaç örneğin, işin gerçek ebatlarında bilgisayar ortamında gerçek baskı materyalleri ile ya da uygun bir baskı altı malzemesi üzerine ışıklı masalarda kör yazı ve resimlerle oluşturulmuş taslaklardır. Bu taslaklarda kullanılacak yazı karakteri ve puntosu, varsa fotoğrafın yeri ve büyüklüğü, zemin rengi vb. unsurlar basılacakmış gibi düzenlenir ve müşteriye sunulur.
Mizanpaj: (Düzenleme) Grafik öğelerinin belirli bir çerçeve içinde dengeli olarak yerleştirilmesi. Bir çeşit taslak... Sayfa düzenlemesi, sayfa planı... (La mise en page)
Pikaj: Grafik için hazırlanmış; resim, yazı, amblem ve fotoğrafların, milimetrik kâğıt ya da resim kâğıdı üzerine, gönyeli bir şekilde kesilerek yapıştırılması. Bu işlem bilgisayarların basım dünyasına girmesinden önce yapılırdı. 1990lı yıllara kadar pek çok matbaa ve yayınevi pikajörleri çalıştırırdı. Günümüzde pikaj işlemi yapılmamaktadır.
İllüstrasyon: Başlık, slogan ya da metin gibi sözel unsurlardan çok görsel unsurların ağırlıkta olduğu; görsel anlatım öğelerinin etkin kullanıldığı grafik tasarım unsurlarının bütünü.
Slogan: Genellikle hafızada kalıcılık için ise ideali 23 kelimeden oluşmasıdır.
Amblem: tek satırdan oluşan, bir ürün, hizmet ya da fikri tanıtmak amacıyla yazılmış çarpıcı metinlerdir. Sloganlarda sözcük sayısı 5-6'yı geçmemelidir. Özellikle afiş tasarımında, vurgulama ve Ürün ya da hizmet üreten kuruluşlara kimlik kazandıran sözcük özelliği göstermeyen soyut ya da nesnel görüntülerle ya da harflerle oluşturulan simgelerdir.
Logo: İki ya da daha fazla tipografik karakterin sözcük halinde okunacak biçimde bir araya getirilmesiyle oluşturulan ve bir ürün, kuruluş ya da hizmeti tanıtan marka ya da amblem özelliği taşıyan simgeler.
Simgesel İşaret: Ürün, hizmet, düşünce ya da nesneyi simgeleyen işaretler. Trafik işaretleri, ulaşım, hastane, sigara içilmez levhaları, bayrak ve flamalar simgesel işaretlere örnektir.
Ticari Marka: Bir ürünün benzer ürünlerden ayrılmasını sağlamak amacıyla üreticiler tarafından kullanılan tanımlayıcı simgelerdir.
Format:Biçimin, ölçümün ya da bir yayının görünüşü için kullanılan genel bir terim.
Perspektif: Cisimleri, bir yüzey üzerine görüldükleri gibi çizme tekniği.
Orijinal:Baskı yoluyla çoğaltılmak üzere tarayıcılarda taranarak film çıkışa hazırlanan ya da reprodüksiyon atölyesinde filmi çekilen tire veya yarı ton resim.
Degrade: Siyahtan beyaza giden tram; koyu renkten açık renge ya da bir renkten başka bir renge geçiş işlemi. Daha çok değişik zemin denemelerinde tercih edilir.
Kurum Kimliği: Bir kurumun ya da şirketin kartvizit, yazışma, iş gazetesi gibi kâğıt baskı dokümanlarında sürekli aynı stili kullanmasıyla oluşan ve diğer şirketlerden ayrılmasını sağlayan imaj. Tutarlı olmak için bütün dokümanlarda aynı yazı tipi, stili, harf ve satır arası boşlukları aynı tür boşluklar kullanılır. Bu parçalar bütün yayınlarda aynı yerlerde olur.
Kurum Kimliği Dosyası: Bir kurumun imajını güçlendirmek için hazırlanan ve sürekli kullanılacak basılı evraklara (logo, amblem, fatura, irsaliye, makbuz, zarf, antetli kâğıt, kartvizit gibi) ilişkin örneklerin bulunduğu dosya.
Broşür: Tanıtım amacı taşıyan renkli veya tek renk olarak hazırlanan kitapçık ya da tek, iki, üç ya da akordeon kırımlı föy
Afiş: Kâğıdın yalnız bir yüzüne siyah/beyaz veya renkli olarak basılıp duvarlara asılan bir çeşit duyuru. Afişler hedef kitle ile buluştukları çevreye bağlı olarak iç ve dış mekân afişleri olarak ikiye ayrılır. Dış mekân afişleri, büyük boyutları ile duvar yüzeylerinde ilan panolarında hedef kitleyle karşılaşırlar. İzlenme süreleri kısadır. İç mekân afişleri, salonlara, lobilere ve koridorlara asılır. Bu nedenle de uzun süre izlenme şansına sahiptirler. İzlenme süresini dikkate almak gerek.
Billboard: 70x100 boyutunda en az 4, en çok 10 parçadan oluşan ve daha çok açık havada hedef kitle ile buluşan büyük boy afiş.
El İlanı: Bir ürün ya da hizmeti duyurmak, tanıtmak amacıyla çok sayıda bastırılıp dağıtılan genellikle 1/2 ya da 1/4 A4 boyutundaki basılı materyal.
Ambalaj: Bir ürünü dış etkilerden korumak, tanıtmak, ürünle ilgili imaj yaratmak ve kullanıcıyı bilgilendirmek amacıyla kâğıt, karton, cam, plastik, teneke, kumaş, ahşap, strafor vb. malzemelerden yapılan ürün tamamlayıcısı.
Prospektüs: Bir ilacın kullanımına ilişkin bilgileri içeren ve ilacın karton ambalajı içinde sunulan basılı materyal
Recto: Bir açık kitabın süreli yayın ya da benzerlerinin sağ taraf sayfası. Sayfa 1, sürekli olarak Recto üzerindedir ve rectolar sürekli tek sayfa sayısını taşır.
Verso: Bir kitabın sol taraftaki sayfası.
Dia pozitif: Saydam, slâyt Görüntünün film üzerinde net olarak göründüğü bir fotoğraf türü olup, matbaacılıkta görüntü kalitesi açısından tercih edilen orijinaldir.
Opak: Işık geçirmeyen ve saydam olmayan, ışığı yansıtan. Fotoğrafçılıkta karta basılmış fotoğraflar Opak olarak adlandırılır.
Animasyon: Hareketsiz resimleri canlandırma, çizgi film tekniği.
Cilt payı: Basılı alanla, sayfanın ciltlenecek kenarı arasındaki iç marj.
Donuk sayfa: Sayfa düzeninde tek düze görünen, hareketsiz sayfa. Örneğin; roman, hikâye sayfaları
Doyma: Bir renk şiddetinin ölçüsü. Örneğin pembe kırmızıdan, gökyüzü mavisi lacivertten daha az doymuştur.
İsim Plakası: Yayının başlığının konulduğu grafiksel özelliklerle desteklenen bölge ( isim plakası genellikle bir arka plan, yatay çizgiler, bir alt başlık ve bir açıklama satırı içerir. Yönetici listesiyle (künye) karıştırılmamalıdır.)
Künye: Bir yayının adı, adresi, sahibi, yöneticisi, telefonu, e-mail v.b bilgileri içeren bölüm.
Piktogram:Nesnelerin stilize edilmiş siluetlerindendir. Kolay algılanır, çabuk öğrenilirler. Mektup, telefon işareti, sigara içilmez v.b işaretler.
Düz Anlam: Bir sözcük işaret ya da imgenin doğrudan anlamıdır. Örneğin sarı renk dolgulu bir daire, sarı renkli bir dairedir.
Yan Anlam: Anlamın ikinci aşamasıdır. Yan anlam ancak düz anlamın bulunduğu bir yerde değer kazanır, etkili olur ya da önerilir. Örneğin, sarı renk dolgulu bir daire görünümü bir güneş olarak algılanabilir.
Görsel Malzeme: Basılacak her türlü malzeme görsel malzeme olarak adlandırılır. Örnek olarak fotoğraf, slâyt, resim ve yazı verilebilir.
Simetri: 1- Tasarımda iyi orantılanmış ve dengelenmiş parçaların oluşturduğu genel yapı 2- Hayali bir çizgi ya da düzlemde ayrılmış iki yönlü biçim benzerliği. Örnek insan vücudu, dergi ve kitap sayfaları
Asimetri: Tasarımda, simetrinin tersine orantısızlığa dayalı parçalardan oluşan yapı. Modernist akımlar asimetriyi birbirine benzemeyen ya da eşdeğer olmayan görsel unsurlar arasında dinamik bir denge ya da düzen sağlayan bir kavram olarak ele alıp kullanmışlardır. Asimetrik denge, birbirine benzemeyen ya da eşdeğer olmayan görsel unsurlar arasında dinamik bir denge ya da düzen sağlayan bir kavram olarak ele alınmaktadır. Asimetride büyük yazı küçük yazıyı, büyük görsel öğe küçük görsel öğeyi ezer ancak sayfada yinede bütünlük hâkimdir.
Sızma: Tasarımda basılı alanın bir kısmının örneğin fotoğrafın sayfanın dışına taşması
Silme: Baskı tasarımında görsel malzemenin sayfa kenarlarında hiç boşluk kalmayacak şekilde sayfanın tamamına yerleştirilmesi.
Siluet: Arka plandan soyutlanmış bir görüntü veya bir fotoğrafta bir anahtar öğeyi soyutlama amacıyla arka planın kaldırılması.
Görsel Hiyerarşi: Tasarım içinde vurgulanmak istenen mesaja göre görsel unsurların ölçümlenmesi anlamına gelir. Kimi tasarımlarda fotoğraf öne çıkarken, kimisinde de tipografik unsurlar, kimisinde renk, hatta bazılarında tasarım yüzeyindeki beyaz boşluk öne çıkabilir.
Forma: Kâğıt tabakaları genellikle 4,8.16 ya da 32 sayfadan oluşan birimlere bölünmektedir. Bu birimlere forma denir. Kitap, dergi gibi çok sayfalı basılı materyallerin planlanması forma üzerinden yapılır.
Reklâm: Bir ürün ya da hizmetin basın ve yayın araçlarına para karşılığında tanıtılarak kamuoyuna iletilmesine yönelik faaliyetlerin tümü.
Reklâm Ajansı: Bir ürün ya da hizmetin tanıtım faaliyetlerini yürütebilecek bilgi ve yeteneğe sahip uzmanların oluşturduğu topluluk.
Ajans: Bünyesinde ajans yöneticisi, müşteri temsilcisi, sanat yönetmeni, pazar araştırmacısı, metin yazarı, medya sorumlusu, trafik sorumlusu, üretim sorumlusu, tasarımcı, illüstratör, fotoğrafçı, dizgi operatörü, endüstri tasarımcısı, personel sorumlusu gibi elemanları barındıran; bir ürün ya da hizmeti tanıtmak, duyurmak, sattırmak için reklâm, pazarlama ve tanıtım faaliyetleri yürüten işletme.
Vinyet: Dizgi ve sayfa düzenleme işlerinde zemin ve aralarda, köşelerde kullanılan ve sistematik parçalar halinde imal edilen süsler, figürler, çiçekler vb. Günümüzde vinyetler bilgisayar ortamında clipart dosyalarında hazır olarak bulunmaktadır.
MASA ÜSTÜ YAYINCILIK TERİMLERİ
MÜY Donanımı (Çevre Birimleri)Bilgisayar: Verilerin üstünde işlem yaparak bunları okunabilir ve görüntülenebilir hale getiren teknolojik makineler.
Bilgisayardan Baskıya Sistemleri: Bu sistemde bilgisayarda hazırlanan bir iş, direk olarak kalıba potlanır ve arkasından baskıyı gerçekleştiren bir sistemdir. Bunun kolaylığı montaj ve kalıp hane probleminin kaldırmaktır.
CCD: (Charged Coupler Device - Yüklü Kuplaj Aygıtı) CCD, tarayıcılar ve dijital kameralar gibi cihazlarda ışığı ölçmek için kullanılan elektronik bir aygıttır.
Dijital Fotoğraf Makinesi (giriş ünitesi) : Resimleri kendi bünyesinde direk sayısallaştırabilen ve bu görüntüleri bilgisayar ortamına aktarabilen fotoğraf makinesi çeşidi. Bu sistemde fotoğraf filmi ve film banyo işlemleri yoktur. Görüntüler doğrudan fotoğraf makinesinin hard diskine ya da hafıza kartına yazımlanır. Buralardaki görüntüler kişisel bilgisayarlarda yeniden düzenlenip baskıya hazırlanabilir.
Harici kayıt birimi (SCSI, CD-w - çıkış ve giriş ünitesi): Sabit disk gibi bilgileri hafızasında tutabilen fakat sabit olmayıp taşınabilen ve başka bir bilgisayara bağlanabilerek bilgi aktarmada yardımcı olan araçlardır. SCSI (skazi) taşınabilen bir harddisk formunda iken, CD-Writer, bilgileri compact diske (CD) yazarak, kopyalanmasını ve taşınabilerek diğer bilgisayar ortamlarına aktarılmasını sağlar.
Klavye (girdi ünitesi):Bilgisayarda, daktilo gibi yazı yazıp, resimler üzerinde ve veriler üzerinde değişiklik yapmanıza olanak tanıyan bir donanım parçası
Modem (çıkış ve giriş ünitesi) : Bilgisayarın Internet gibi iletişim ağlarına bağlanarak diğer kişisel bilgisayarlara veri göndermesini veya onlardan veri almasını sağlayan; bilgisayarın sayısal sinyallerini telefon sinyaline, telefon sinyallerini de sayısal sinyallere çeviren aygıt.
Monitör (çıktı ünitesi): Bilgisayardaki verileri görüntülemeye yarayan araç.
Mouse (fare - girdi ünitesi): Bilgisayar yazılımlarında seçme, kopyalama, kesme, çizme vb. gibi işlemleri yapan, bilgisayarın ünitesi. Kalem Mouse; bir nevi tarayıcı gibi işlem yapan, daha önceden çizilmiş nesnenin üstünden geçerek çizime yardımcı olan ya da elle serbest çizim yaparak görüntü oluşturmaya yarayan cihaz.
Printer (yazıcı - çıktı ünitesi) : Bilgisayar ortamında üretilen yazılı ve görsel materyallerin kâğıt üzerine aktarılmasını sağlayan dijital aygıt. Masaüstü yayıncılık donanımının en temel üyelerinden birisi Renkli ve siyah beyaz, nokta esaslı, mürekkep püskürtmeli ve lazer sistemiyle çalışan çeşitleri vardır.
Scanner (girdi ünitesi- tarayıcı) : Yazı, saydam veya Opak fotoğraf, resim, illüstrasyon gibi görüntüleri, 0 ve 1 kodları ile sayısallaştırarak bilgisayar ortamına aktaran parça. El tarayıcıları, masaüstü tarayıcılar, flatbed tarayıcılar ve tamburlu tarayıcılar gibi çeşitleri vardır. Tamburlu tarayıcılar ve flatbed tarayıcılar, reprodüksiyon atölyelerinde daha detaylı ve kaliteli tarama yapan cihazlardır. Diğerleri ise amatör tarama işlemlerinde kullanılırlar.
Masaüstü Yayıncılık: Kitap, dergi, gazete, broşür gibi yayınları kişisel bilgisayarlarda özel yazılımlar kullanarak hazırlama yöntemi
MÜY Yazılımlarıa) Nokta esaslı (bitmapped) : Yumuşak ve resimsel efektler için idealdirler. Bu programda oluşturulan görüntüler pixel noktacıklarından oluşur. Nokta esaslı tasarım programları şöyle sıralanabilir: Adobe Photoshop, Fractal Design Painter, Fractal Design Color Studio, Aldus SuperPaint.
b) Nesne esaslı (objectoriented) : Vektörel tabanlı programlar olarak da anılan bu yazılımlarda geometrik çizim, simge, logo ve diğer tipografik uygulamalar için gereken düzgün ve keskin kenarlı görüntüler üretilir. Bu programlar bütün imgeleri nokta yerine, çizgi ya da vektörler halinde depolar. Bu programlar arasında en yaygınları; Aldus Freehand, Typestyler, Fontographer...
c) Sayısal işlem: Sayısal hesaplamaları yapabildiğimiz, tablolar oluşturabildiğimiz yazılımlar. Bunlara Exell, Access gibi örnekleri verebiliriz.
d) Kelime işlem: Genellikle tez, rapor, resimsiz kitaplar gibi metin ağırlıklı sayfa düzenleme çalışmalarında kullanılan yazılımlardır. Örnek olarak Word, Write, Notepad
e) Sayfa mizanpaj: Dergi ve gazete gibi materyallerin sayfalarının tasarımında kullanılan programlardır. Bunlara örnek QuarkXpress, Pagemaker, Corelldraw, Indesign
f) Sistem Yazılımları:Masaüstü yayıncılık ile ilgili işlemlerin gerçekleştirilmesinde kullanılacak yazılım ve donanımın etkin çalışmasını sağlayan yazılımlar. MACOS, WINDOWS gibi
g) Donanım Yazılımları: Bunlar bilgisayarın donanımlarının sistemde çalışabilmesi için, sisteme tanıtılması ve kendi bünyesinde donanımın özelliklerini kullanabilmek için tasarlanmış yazılımları içerir. Örneğin yazıcınızı bilgisayarınıza bağlamanız yetmez, yazıcı bilgisini içeren bir programı da sisteminize yüklemeniz gerekir.
Genel MÜY KavramlarıAdobe Systems: Postscript dili, Adobe İllüstratör, Adobe Photoshop, Adobe acrobat gibi geniş bir yazı tipi yelpazesi ile profesyonel grafik sanatçıları ve iletişimcileri için tasarlanan diğer araçların yazılmasından sorumlu şirketin adı.
Anti-aliasing: Pikselleri karıştırma yoluyla verilen yumuşatma etkisi
Baskı provası: Bir işin, basıldığı zaman nasıl görüneceğini kestirme yöntemi. Prova, son çoğaltmada kullanılacak olan gerçek kâğıt, mürekkep setleri ve görüntüleri ile çalışan baskıdan alınan bir örnektir. Digital prova sistemleri gelişmiş MÜY donanımının bir unsuru olarak ele alınabilir.
Bellek renkleri: Doğada kolayca bulunan renkler; ten rengi tonları, mavi (gökyüzü) ve yeşil (bitkiler) gibi. Bu renklere referans renkler de denir.
Bezier eğrileri: Dört kontrol noktası kullanarak matematiksel olarak tanımlanan eğri. Photoshop'taki pen araç bezier eğrileri yaratır.
Birleşik: Birleşik bir görüntü, içindeki tüm renk elemanlarını aynı anda gösterir. Adobe Photoshop'ta çalışırken kanalları ayrı ayrı gösterebileceğiniz gibi, hepsini birden de gösterebilirsiniz.
CEPS:(Color Electronic Publishing System - Renkli Elektronik Yayın Sistemi) Genellikle, Scitex, Linotype/Hell, Crosfield ve diğerlerinin sunduğu özel görüntü düzeltme veya rötuşlama sistemlerini anlatmak için kullanılır.
Cromalin: Bir renk provası yaratmak için bir yöntem. Bu yöntem, sonradan lakelenerek yüksek kaliteli renk provası yaratan CMYK katmanlı hafif renk farkları kullanır.
Clip Art: Tasarımcıların kesip çıkartmaları ve tasarımlarına yapıştırmaları için kâğıda basılmış resimlemeler. Masa-üstü yayıncılıkta, clip art bir disketten kopyalanabilen ve diğerine yapıştırılabilen, kaydedilebilen elektronik resimlerdir.
Çözünürlük: Bir görüntünün piksellerle ölçülen eni ve boyudur. Buna bağlı olarak yüksek çözünürlüklü görüntü denildiğinde çözünürlüğü, çoğaltılacağı çizgili ekranın en az iki katı olan görüntü anlaşılır.. Örneğin 150 çizgilik bir ekrana basılan 300-dpi görüntü yüksek çözünürlüklüdür. Çözünürlüğü belirlemede kullanılan ölçütler dpi, lpi ve pikseldir.
DCS: (Desktop Color Seperation) Masaüstü renk ayrımı
Descreening: Operatörün, var olan yarım ton noktalarını yok ettiği bir işlem.Basılı malzemeden bir nesne taradığınızda descreening oluşur.
Dinamik Aralık: Belli bir görüntüde bulunan en düşük ve en yüksek yoğunlukları arasındaki fark Bu terim aynı zamanda bir tarayıcının veya dijital kameranın duyarlılığını anlatmak için de kullanılır.
Dpi:Bir inçteki tarama sayısıdır. Bir inç'teki tarama sayısı arttıkça görüntü daha detaylı taranır ve kalitesi de artar.
Filtre: Daha büyük bir uygulamanın içinde bulunan, görüntüleri değiştirmek için kullanılabilen küçük bir uygulama. Photoshop'ta, bir görüntünün görünüşünü keskinleştirmek, bozmak veya başka bir şekilde değiştirmek için birçok değişik filtre kullanabilirsiniz.
Fraktal:Matematikçilerin bilgisayarlarda, matematiksel formüllere dayanarak yarattığı desenlere verilen ad.
Frekans: Bir yarım tonda inch başına düşen nokta sayısı. Frekans ne kadar yüksek olursa, yarım ton noktası o kadar iyi (küçük) olur.
GATF:Pittsburghta bulunan The Graphic Arts Technical Foundation (Grafik Sanatları Teknik Kurumu). GATF, kar amacı gütmeyen, grafik endüstrisi için test imkânları ve standartlar sunan bir organizasyondur.
GCR:(Gray Component Replacement - Gri Bileşen Değişimi) Türkuaz, mor ve sarı tarafından oluşturulan gri tonlarının aynı miktar siyahla değiştirildiği bir işlem.
Genel Renk Düzeltmesi: Seçilmiş bir bölge yerine tüm görüntüyü etkileyen bir renk ayarı.
Gölgeler: Bir görüntünün, ayrıntı taşıyan karanlık bölgeleri.
Grayscale: Gri rengi oluşturan türkuaz, mor ve sarı miktarları.
İkili Ton (Duoton) : Farklı mürekkep renklerinden iki yarım tonu, her biri belli bir ekran açısıyla olmak üzere üst üste koyarak yaratılan bir görüntü.
Jaggies:Genellikle yüksek kontrastlı eserlerde, yazıda veya illüstrasyonlarda bulunan sivri kenarlar.
Kopya Çıkartmak: Tek veya birçok pikselin çoğaltılması Adobe Photoshop'ta kopya çıkartma işlemlerini Rubber Stamp aracı yapar.
Lpi: (Lines Per Incah) İnç başına düşen satır sayısına masaüstü yayıncılıkta verilen isim. Bir lazer yazıcıdan basılacak olan fotoğraflar 75 lpi'ya kadar çıkabilmektedir. Gerçekten kaliteli ise Lpi değeri 500'e kadar çıkabilmektedir.
Madde imi sembolü: Listelerde asteriks yerine kullanılan sembol.
Piksel(Nokta): Tek bir resim elemanı... Ekranda ya da sürekli tonlu bir görüntüde bir tek nokta, bilgisayar monitörünün görüntüleyebileceği en küçük nokta
Densitometre:Bir sayfa üzerindeki mürekkebin yoğunluğunu veya bir görüntünün belirli bir bölgesinin yoğunluk değerlerini ölçmek için tasarlanmış bir alet.
High-key görüntü: Çok işleme maruz kalmış, soluk bir görüntü veya tarama işlemi sırasında detayları kaybolmuş bir görüntü.
HSL: (Hue, Saturation and lightness - Renk, doyma ve aydınlık) Doyma rengin derecesini ve tonunu; aydınlık ise o renkte ne kadar beyaz olduğunu gösterir.
İthal Etmek: Bir MÜY yazılımında üretilen bir görüntüyü, farklı bir uygulamada okumak. Mesela FreeHand programında üretilen bir görüntüyü uygun formatta kaydedip Photoshop programında okutabilmek.
Katman: Nesnelerin, görüntünün bütününü etkilemeden, ayrı düzlemler üzerine yerleştirilip düzeltilebilmesine imkan veren bir yöntem.
Kesmek: Bir görüntünün ya da yazının seçilmiş bir kısmının çıkartıp panoya kopyalamak.
Kontrast: Bir görüntünün en parlak ve en karanlık alanları arasındaki ilişki
Lüminans: Bir tonun, rengine veya doymasına bakmaksızın, parlaklık veya aydınlığının bir ölçüsü.
Madde imleri: Listelerdeki maddeleri sunmak amacıyla kullanılan tasarımsal semboller.
Maske: Bir nesnenin bir kısmını korumak veya yerinden çıkarmak için yaratılan başka bir nesne. Maskeyi bir şablon gibi de düşünebilirsiniz.
Nokta kazancı: Bir yarım ton noktasının, görüntünün üzerine basıldığı kâğıdın mürekkep soğutması nedeniyle genişlemesi. Gazete baskısının nokta kazancı çarpanı büyüktür, buna karşın yaldızlı kâğıtların nokta kazancı çarpanları küçüktür.
Nokta Şekli: Bir yarım ton noktasının şekli (yuvarlak, kare, baklava vb.) Adobe Photoshop, her biri basılmış görüntünün üzerinde farklı etkilere sahip olan birçok nokta şekli opsiyonu sunmaktadır.
Nokta: Tek bir yarım ton elemanı.
Opak: Tüm ışığı tutan bir ton (yüzde 100 siyah). Saydam olmayan, ışığı geçirmeyen
Ön İzleme: Bir dokümanın yazıcıdan nasıl çıkacağını ya da ayarlanmış kâğıt tipinde nasıl gözükeceğini gösteren yazılım fonksiyonu.
Parlaklık: Baskı terimi olarak parlaklık, kâğıdın yansıtma özelliğini anlatır. Adobe Photoshop' ta ise her bir pikseldeki ışık miktarının bir ölçüsüdür.
Pano: Belleğin sıralı geçici depolama için kullanılan alanı. Panoya her bilgi kopyalanışında bir önceki kopyalanan silinir.
Pikselleştirme: Pikselleri ayrı ayrı görünür kılmak amacıyla, görüntünün çözünürlüğünü azaltarak sağlanan özel efekt.
Renk Ayrımı: Bir görüntüyü, baskıda çoğaltmak üzere dört işlem mürekkep renklerine çevirme işlemi.
Rötuşlama: Dijital bir görüntünün, piksel değerlerini ayarlamak için tasarlanmış araçlarla değiştirilmesi.
RSI: Tekrarlamalı zorlanma sakatlığı. Doktorlar RSI denen bir rahatsızlığın her gün klavye ve fare ile çalışmaktan kaynaklanabileceğini düşünüyor. Bu hastalık en çok bilekleri, parmakları ve kolu etkiliyor.
Saydamlık: Işığın yüzeyinden geçmesine izin veren bir malzeme üzerindeki bir görüntü; bir görüntünün altındaki görüntüleri gösterebilme yeteneği
Screening açısı: Yarım ton noktalarının bir sayfanın üzerine yerleştirildikleri açı. Geleneksel renk ayrımlarında, dört ekran (CMYK) 30 derece arayla yerleştirilir. Değişiklik gizleme açıları yazılımla gerçekleştirilebilir.
Screening: Sürekli tonlu bir görüntünün, geleneksel matbaa makinelerinde çoğaltmak üzere yarım ton noktalara dönüştürüldüğü işlem.
Sürekli ton:Yarım ton noktaların ayrılması ve dönüştürülmesinden önceki dijital görüntü.
Substrat: Bir görüntünün üzerine basıldığı veya tasarlandığı malzeme, baskı altı malzemesi
Swop: GATF tarafından belirlenen, renklerin standart opak kâğıtta nasıl çıktı vereceklerini tanımlayan bir standartlar kümesi. SWOP UN gazete kâğıtları, gloss ve kaplanmamış kâğıtlar için standartları vardır. SWOP mürekkepleri ise, o substrat üzerindeki çoğaltmalar için belirlenmiş standartlara uyar.
Şablon: Bitirilmeye hazır bir dokümanın bütün özelliklerini içeren salt okunur bir dosya. Şablonlar genelde yayınlarda isim plakaları ve adres bölgeleri gibi değişmeyen parçaları, sütun yapısı ve sayfa düzeni gibi özellikleri içerir. Şablonlar, MÜY uygulamalarında zamandan tasarruf edilmesini sağlarlar.
Taramak: Opak ya da saydam orijinalleri, tasarımlarda kullanılabilecek sayısal dosyalara dönüştürme işlemi. Tarama işlemi amacına göre, masaüstü ya da tamburlu tarayıcılarda gerçekleştirelibilir.
Ton aralığı: Verilen bir görüntüde siyahla beyaz arasındaki ton sayısı.
Ton:Parlaklığın veya aydınlığın bir ölçüsü
Trapping: Üst üste binmiş veya bitişik görüntülere, baskı işlemi sırasında substratta oluşan ufak kaymaları telafi etmek için yapılan ayarlar.
Type 1: Adobe'un profesyonel tasarımcılar tarafından evrensel olarak kabul edilmiş yazı tipi düzeni. Gelişmiş hizmet büroları daha çok bu yazı tipini tercih eder.
TrueType: Apple ve Microsoft tarafından üretilip tasarımcılarca evrensel olarak kabul edilmiş yazı tipi düzeni. Gelişmiş hizmet büroları daha çok bu yazı tipini tercih eder.
UCR (undercolor removal - alt renklerin çıkartılması) : İstenen gri tonunu yakalamak için yeterli siyah değerlerin bulunduğu bölgelerden değişik miktarlarda türkuaz, mor ve sarının çıkartılması.
Varsayılan Değer: Adobe Photoshop' ta araçlar, paketler ve diğer dosya tercihleri için ilk ayarlar. Prefences komutunu kullanarak varsayılan değerler değiştirilebilir.
Vektör Görüntü: İçindeki nesnelerin piksellerle değil, matematiksel olarak tanımlı oldukları görüntü.
Yarımton: Sürekli tonlu bir görüntüyü çeşitli büyüklüklerdeki bir dizi noktaya çevirme yoluyla oluşturulan bir görüntü.
Yoğunluk: Bir nesnenin, ışığı yansıtma veya soğutma yeteneğiyle ölçülen koyuluğu.
Yuvarlama Maskesi: Nesnelerin kenarlarında 'haleler' yaratarak görüntüyü keskinleştiren bir filtre. İnsan gözü, renkteki küçük değişimleri fark edecek kadar duyarlı değildir; bu işlem bu değişimleri daha görünür kılmak amacıyla arttırır.
MÜY de Kullanılan Format Çeşitleri:TIFF: (Tagged Image File Format - Etiketlenmiş Görüntü Dosya Formatı) Aldus Corporation tarafından bit-eşlemli görüntüleri depolamak için yaratılan bir dosya formatı.
PDF: Adobe Acrobat'ın Portable Document Format'ına (taşınabilir doküman formatı) göre düzenlenmiş dosya türleri. Bu dosyaların bütün biçim özellikleri dosyaya kaydedildiği için platformlar arası taşımada sorun olmaz.
PICT:Birçok program tarafından kullanılan bir dosya formatı. Pek çok mültimedya uygulaması, ekranda grafik göstermek için PICT formatını kullanır.
JPEG: Joint Picture Experts Group tarafından yaratılmış, dosyalının orijinal boyutunu küçülten bir sıkıştırma metodu.
EPS: (Encapsulated Postscript) Grafik ve görüntü dosyalarını depolamak için Adobe sistemi tarafından geliştirilen EPSF de denilen bir dosya biçemi standardı.)
MÜY' de Renkle İlgili Kavramlar24-bit renk: Her renk kanalı (kırmızı, yeşil, mavi) için 256 renk tonu sunan renk modeli
32-bit renk: Her renk kanalı (kırmızı, yeşil ve mavi) için 256 renk tonu ile birlikte 256 tonlu bir de maskeleme kanalı sunan renk modeli
8-bit renk: 256 (renkli bir monitörde gösterilen minimum renk sayısı) renkli bir palet sunan renk modeli
Ara tonlar: Siyah ve beyazın yaklaşık tam ortasında bulunan ton değerleri
Aydınlık: Bir rengin veya tonun parlaklığının bir ölçüsü
Çıkarmalı Renkler : (CMYK - Cyan, Magenta, Yellow, kontrast- siyah) Türkuaz, mor, sarı ve siyah baskı renklerinden oluşan renklerdir. Çıkartmalıdan kastedilen bu renkler belli % de oranları ile birleşince diğer renkleri oluşturuyor olmalarıdır. Bunlarla yapılan baskı işlemi dört renk işlemi olarak bilinir ve bir matbaa makinesinde renkli görüntüleri çoğaltmanın en çok kullanılan yoludur.
Degrade: Bir renkten veya doymadan diğerine harmanlama, geçiş
Doyma: Bir rengin şiddetinin ölçüsü. Örneğin pembe kırmızıdan, gökyüzü mavisi de lacivertten daha az doymuştur.
Monokrom (Tek renk) : Genellikle siyah beyaz bir monitörü belirtir, ama siyah beyaz bir görüntü için de kullanılabilir.
Nötrler:Belirgin bir renkleri olmayan gri tonları.
Pantone: Belirli renkleri tutturmak için kullanılan ticari bir renk uyumlaştırma ve mürekkep karıştırma sistemi. MÜY yazılımları pantone sistemini desteklerler.
PMS: (Pantone Matching System) Tasarımcıların renkleri numaralarla ifade etmesini sağlayan sistem.
Renk tekerleği: Değişik renkleri ve bu renklerin birbirileriyle olan ilişkilerini gösteren pasta dilimi grafiklerine benzeyen şema Çoğu zaman renk tekerleği on renge indirgenmiştir: Başta kırmızı olmak üzere turuncu,sarı, açık yeşil, koyu yeşil, türkuaz, mavi, koyu mor
Renk uzayı: Renkli bir görüntünün tanımlanma ve depolanma biçimi. Renk uzayına örnek olarak RGB, CMYK ve Kodak YCC gösterilebilir.
RGB:(Red, Green, Blue) Renkli bir monitörde görüntünün gösterilmesi için kullanılan üç ana renk.
Spot Renk: (Özel Renk) CMYK sisteminin dışında özel olarak kullanılan mürekkep rengi. Örneğin: Pantone serisinden bir renk.
Toplamsal Renkler :(RGB - red, green, blue) Kırmızı, yeşil ve mavi ışığı anlatan bir kavram. Kırmızı, yeşil ve mavi ışık değişik yüzdelerde karıştırılınca, görünebilir renk yelpazesi oluşur. Bu renklerin her biri %100 kullanılınca beyaz ışık meydana gelir. Monitörlerde kullanılan renklerdir.
Yerel Renk Düzeltmesi: Görüntünün tamamı yerine, sadece seçilen bir kısmına yapılan ayarlama.
BİLGİSAYAR İLE İLGİLİ KAVRAMLAR
3.5 inçlik disket: 3,5 inçlik çapı olan sağlam bir plastik koruyucu içinde esnek plastik teker. Sürücü türüne ve biçimlendirme yönetimine bağlı olarak 1,4 MB, 800 K ve 400 K bilgi saklayabilir.
Bayt: Sekiz bitlik seriler halinde saklanan bilgisayar veri parçalarına denir.
Bellek: Sonra okunmak üzere bilgi saklanabilen bilgisayar donanım öğesidir.
Bit: 0 ve 1 den oluşan ikili sayı sistemidir. Bilgisayarda yapılan bütün işlemler, yazılar, resimler... Vb. 0 ve 1 lerden oluşan kombinasyonlar ile gerçekleşir.
CD: Compact Discin kısaltması. Bilgisayarda üretilen tasarımların saklandığı bir harici yedekleme ünitesi.
CPU: (Central Processing Unit - Merkezi İşlem Birimi) Bilgisayarda yapılan bütün işlemler CPU da yapılır, bir nevi bilgisayarın beyni diyebiliriz.
Desktop: Masaüstü bilgisayar
Disk sürücüsü: Disk üzerindeki bilgileri okuyan diske bilgileri yazan ve diskin takıldığı aygıt.
Disk: Bilginin küçük manyetik noktacıklar halinde kaydedildiği düz ve yuvarlak manyetik yüzey.
Dosya Biçemi (Formatı) : Görüntülerin depolanma yöntemi (EPS, JPEG, TIFF...)
ENIAC: (Electronic Numerical Integrator Analyzer and Computer - Elektronik Sayısal İntegral Makinesi ve Bilgisayar) Dünyanın ilk ve en ünlü hesap makinelerinden biridir.
Gigabyte: Bilgisayarla ilgili kapasite ölçü birimlerden biri. Bin megabayt.
Hardware: Bilgisayarın mekanik kısmıdır. Monitör, hard disk içindeki tüm elektronik aygıtlar ve devreler gibi.
Image Setter: Bilgisayar görüntülerinden çıktı alırken çok yüksek çözünürlüklere ulaşabilen çıktı aygıtı.
LAN: Yerel alan ağları, küçük bir alan içindeki (örneğin bir binadaki) bilgisayarlar birbirine bağlanabilir.
Laptop:(Notebook) Dizüstü bilgisayar, taşınabilir özellikte olup bir desktop'ta bulunacak bütün özellikleri taşıyabilir.
LCD: Sıvı kristal gösterge Bilgisayar ekranlarında kullanılan LCD teknolojisi, monitörlerin daha ince hale gelmesini sağlamaktadır.
MIPS: (Million Instruction Per Second - Saniyede milyon komut) Bilgisayarın bilgiyi işlediği hızı ölçmek için kullanılan terim
Palmtop: Avuç içi bilgisayar.
Ram: (Random Access Memory - Rasgele Erişimli Bellek) Bilgisayar açık olduğu sürece veri ve komutları saklar, geçici bir bellektir, bilgisayar kapandığında içindeki tüm veriler kaybolur.
Rom: (Read Only Memory - Salt Okunur Bellek) Bilgisayarın nasıl çalışacağını söyleyen programların kaydını tutar. Bilgisayar açıldığında ROM'daki komutlar CPU'ya neler yapması gerektiğini söyler. Sadece okunabilir bellektir, komutlar değiştirilemez ve bilgisayar kapandığında silinmezler.
Sabit disk: Sürekli kapalı bir sürücü ya da kartuş bölmesi içindeki m e t a l disk Sabit diskler büyük çapta bilgi taşırlar.
Sığa: Belleğe ya da bir diske kaydedilebilecek veri miktarı.
Sıkıştırma: Bir dosyanın daha küçük bir dosya oluşturmak için yoğunlaştırıldığı veya renk verisi saklamak amacıyla belli piksellerin ihmal edildiği yöntem.
Software: Bilgisayarın görevini yerine getirebilmesi için ona verilen tüm bilgiler ve komut listeleri. Yani programlar. Bir bilgisayar sistemi hardware ve software'den oluşur. Software olmazsa, donanım tek başına çalışamaz.
Veri Yolu:CPU ile bellek arasında ya da CPU ile girdi/çıktı aygıtı arasında veri taşır.
Virüs: Verilere zarar vermek ya da yok etmek amacıyla yazılmış olan programlar. Bir bilgisayardan diğerine ağlar ya da disketler aracılığıyla geçebilir.
WAN: Geniş alan ağları, çok geniş bir alandaki bilgisayarlar birbirine bağlanabilir (ATM ler-bankomat)
Yazdırma kuyruklayıcısı: Bilgisayar genellikle verileri yazıcının basabileceğinden daha hızlı işler. Bu durum, yazıcının kendisine yetişmesini beklemesi yüzünden, bilgisayarın diğer işlerini yapmakta geri kalacağı anlamına gelir. Yazdırma kuyruklayıcısı, yazıcıya veri gönderilirken veriyi tutar, böylece bilgisayar başka işler de yapabilir.
FOTOĞRAFÇILIK TERİMLERİ
Fotoğraf: Tabiatta mevcut varlıkların veya şekillerin görüntülerinin ışığa duyarlı kâğıt veya film üzerine ya da dijital ortamlara yazımlanmasıyla elde edilen ürün.
Obtüratör(Örtücü): Film düzlemine ulaşacak olan ışık miktarının filmi ne kadar süre ile etkileyeceğini belirleyen mekanik parça. Saniyenin kesirleri ile ifade edilirler. (T, B, 1 saniye, 1/2sn, 1/4sn, 1/8sn, 1/15sn, 1/30sn, 1/60sn, 1/125sn, 1/250sn, 1/500sn, 1/1000sn )
Objektif: Genellikle birden fazla mercek elemanından oluşan ve temel işlevi film düzlemi üzerine seçik görüntü düşürmek olan parça Dar açılı, normal, geniş açılı ve zoom olmak üzere dört tem başlık altında ele alınabilir.
Diyafram: Fotoğraf makinelerinin objektiflerinde açılıp kısılarak filme ulaşacak ışık miktarını ayarlayan parça.
Vizör (Bakaç):Makinede oluşan görüntünün olabildiğince aynını gösteren ve mercekler düzenine dayanan parça.
Flash: Kısa süreli fakat çok parlak ışık yayan yapay aydınlatma kaynağı.
Pozometre(Işıkölçer): Fotoğrafı çekilecek bir cisim üzerine düşen ya da ondan yansıyan ışık miktarını ölçmek amacıyla kullanılan elektronik araç.
Emniyet Işığı: Karanlık odada kullanılan film ve kartları etkilemeyen kırmızı, koyu yeşil ve turuncu çalışma ışığı
Tripot (Üçayaklı sehpa): Fotoğraf çekiminde ortaya çıkabilecek sarsıntıları önlemek için kullanılan araç.
CCD: Dijital fotoğraf makinelerinde görüntü yazımlamayı destekleyen teknoloji. Bu makinelerde, pozometrelerde kullanılan ve ışığa karşı çok hızlı tepki veren silikon hücrelerinin milyonlarcasının bir araya gelmesiyle oluşan CCD (Charged Coupled Device) teknolojisi kullanılmaktadır. Bu teknoloji ile görüntüler artık film gibi bir elemana değil, doğrudan sayısal ortamlara yazımlanmaktadır.
LCD (Liguid-Cyrstal-Display): Digital fotoğraf makinelerinin renk hassasiyetini gösteren ön izleme ekranıdır. Bununla görüntüler çekilirken izlenebilir ve gereken değişiklikler yapılabilir.
Digital Fotografçılık: Görüntüleri film yerine doğrudan dijital (sayısal) ortamlara kaydeden teknolojilerin genel adı.
Yarı digital fotoğrafçılık: Opak veya saydam görüntülerin tarayıcıda taranarak bilgisayar ortamına aktarılması ve yeniden düzenlenmesi işlemlerine verilen ad.
Film:Fotoğraf çekilecek konunun görüntüsünü saptamak için ışığa duyarlı madde ile kaplanmış saydam taşıyıcı.
Maskeleme: Fotoğraf baskısı sırasında görüntünün belirli bölgelerinin ışık almasını önleyerek tonların istenilen biçimde elde edilmesini sağlayan yöntem.
Emülsiyon(Duyarkat): Fotoğraf film ve kâğıtlarında, görüntünün oluşturulabilmesi için kullanılan ve gümüş tuzlarından oluşan ışığa karşı duyarlı katman.
Gamma ve Gradasyon: Bir fotoğraf malzemesinin sertlik ve yumuşaklık bakımından erişebileceği maksimum siyahlanma derecesine Gradasyon denir. Gamma ise Gradasyon ölçü birimidir ve bir fotoğraf malzemesinin sertlik veya yumuşaklık derecesini sayısal olarak ifade eder.
Negatif: Duyarkat üzerinde çekim ve geliştirme işlemlerinden sonra oluşan fakat gerçekte parlak olan yerlerin siyah, karanlık olan yerlerin ise açık çıktığı ters görüntü.
Dia pozitif: Renkli veya siyah-beyaz saydam resim... Pozitif görüntü olarak perdeye yansıtılarak kullanılan film türü
ASA, ISO ve DIN: Filmlerin ışığa karşı duyarlılıklarını belirleyen ölçü birimi ASA, Amerikan standardını, DIN Alman Standardını, ISO ise uluslararası fotoğraf film standardını ifade eder.
Roll film: Bir tarafı ışığa karşı duyarlı duyarkat ile kaplanmış ve diğer tarafı kıvrılmaya karşı işlem görmüş plastik kaplı ince saydam film.
Opak: Işık geçirmeyen ve saydam olmayan malzeme. Örneğin renkli veya siyah beyaz karta basılı fotoğraflar birer opaktır.
Agrandizör: Negatiflerin kendi orijinal boyutlarından daha büyük boyutlarda basılabilmesini sağlayan optik araç
Kontak Baskı: Filme çekilmiş görüntünün; başka bir film, kart ya da kalıp üzerine konularak pozlandırılması.
Spiral: Fotoğraf filmlerinin banyosunda kullanılan ve banyoların filmin bütün satıhlarına homojen (dengeli ) olarak temas etmesini sağlayan m e t a l ya da plastikten üretilmiş karanlık oda donanımı.
Film Banyo Tankı: Çeşitli boyutlardaki filmlerin banyo edilmeleri için, ışık geçirmeyen fakat kimyasal eriyiklerin doldurulup boşaltılmasını olanaklı kılan ve böylece filmlerin banyo edilmesi işlemlerinin ışık altında da yapılabilmesini sağlayan, çelik ya da bakalit gibi maddelerden yapılmış kaplardır.
Developer (Geliştirici): Işığa karşı duyarlı malzemelerde ışık görmüş gümüş tuzlarını ayrıştırarak siyah m e t a lik gümüşe dönüşmesini sağlayan kimyasal bileşimlerdir. Film ve kart banyosunda ilk uygulanan banyo geliştirici banyodur. Bu banyoda, kart üzerine pozlanan gizli görüntü görülebilir hale gelir.
Fikser(Saptama Banyosu): Işığa duyarlı malzemelerde poz görmeyen kısımlardaki emülsiyonun atılmasını sağlayan banyo işlemi. Film artık ışıktan etkilenmez hale gelir.
Paspartu: Bir resmin, çevresinde genişçe bir çerçeve oluşturacak biçimde ortasına yerleştirildiği kalın karton veya mukavva üzerinde yapılan sergiye hazırlık çalışmasına verilen isim. Paspartu üzerinde eserin kendisinden başka, eser sahibini ve eserin adına ilişkin bilgiler yer alır.
SLR (Single Lens Refleks): Tek objektifli refleks makinelerdir. Görüntüyü doğrudan doğruya objektiften alarak bir ayna düzeneği yardımıyla vizöre iletirler. Bu nedenle makinenin objektifi değiştirildiğinde ya da objektif önüne herhangi bir filtre takıldığında ortaya çıkan etkiler vizörden izlenebilir.
TTL: Kendi bünyesinde ışık ölçümü yapan fotoğraf makinesi özelliği.
Silicajel: Fotoğraf makinelerinin ve donanımlarının nemden zarar görmesini önlemek amacıyla fotoğraf çantalarına ya da bu donanımların saklandığı dolaplara konulan, nem emici özelliği bulunan bir madde.
Retüş:
1. Gerekli film düzeltmeleri, filmde istenmeyen yerlerin abdekle kapatılması.
2. Bozuk, kırık fotoğraflar üzerinde geleneksel yöntemle fırçalar, düzeltme kalemleri ve boyalarla veya bilgisayar ortamında yapılan düzeltme işlemlerinin genel adı
Filtre: İçinden geçen ışığın özelliklerinde çeşitli değişiklikler yaratan cam, jelatin ya da asetattan yapılmış çeşitli renklerdeki araçlardır. Fotoğraf makinesinin objektifine takılan düzeltme ya da özel efekt amaçlı filtreler olabildiği gibi karanlık odada renkli fotoğraf baskısı için kullanılan renk filtreleri ya da reprodüksiyon (renk ayrım) filtrelerinden söz edilebilir.
Kontrast: Bir görüntünün en aydınlık ve en karanlık kısımları arasındaki ton farklılığı Kontrastı etkileyen faktörler; konunun aydınlatma oranı, objektifin özellikleri, duyarlı malzemelerin özellikleri, banyo edilme oranı, agrandizörün özellikleri ve yüzey dokusu.
Dekupe: Bir bütünden belli biçimlerde parçalar kesme ya da bir görüntünün etrafını boşaltma işlemi.
Fotoflue: Fotoğraf filmlerinin yıkanmasından sonra en son aşamada suya damlatılarak film üzerinde kireç vb. lekelerin oluşmasını önleyen sıvı kimyasal madde.
Makro Fotografi (Close- Up / Yakın Plan) : Fotoğrafı çekilen uzatma tüpü, yakınlaştırıcı mercek, körük gibi bazı özel donanımlar kullanarak, konunun yakın plan görüntülerini sağlayan fotoğraf tekniği.
Mikro Fotografi: Boyutları çok küçük olan, çıplak gözle görülmeyen bir konunun mikroskop yardımıyla defalarca büyütülerek ayrıntılı görüntülerinin elde edilmesine ilişkin uygulamaların tümü. Mikrofotografi, daha çok fen bilimleri alanına (tıp, ziraat, biyoloji, kimya vb) hizmet eder.
Alan derinliği:Üzerinde odaklama yapılan cismin önünde ve arkasında oluşan seçik alandır. Alan derinliği yüksek olan fotoğraflarda görüntünün tamamı nettir. (Örneğin, manzara fotoğrafları) Alan derinliği düşük olan fotoğraflarda ana konu net, ana konunun önünde ve arkasındaki boşluk fludur.
REPRODÜKSİYON
Abdek: Örtücü özelliği olan bir boyadır. Filmde istenmeyen yerlerin kapatılmasında kullanılır.
Agrandizör: Kameralara oranla daha çok büyütme imkanına sahiptirler. Esas olarak amatör fotoğraf makinelerinde çekilen negatiflerden fotoğraf baskısı yapmakta kullanılır. Matbaalarda agrandizör şeffaf negatif veya dia pozitiflerden çekim yapmak için kullanılır.
Ajitasyon:Filmin duyarlı yüzeye sürekli olarak bozulmamış banyonun temasını sağlamak amacıyla film tankının belirli aralıklarla sallanması işlemi.
Aktivitoller: Banyo içindeki kimyasal aktiviteyi hızlandıran maddeler.
Asetat: Emülsiyon taşıyıcı film taban
Asetik Asit: Sirke asidi de denir. Keskin kokulu renksiz bir sıvıdır. Filmlerin temizlenmesinde kullanılır.
Bilgisayarlarda Veri Transferi: Bilgisayardaki verileri ara elemanlar (zip, disket, SCSI vb.) yardımıyla başka bilgisayarlara taşıma yöntemidir. Disketlerin en önemli özellikleri taşınabilir olmalarıdır; bilgileri bir diskete kopyaladıktan sonra istediğiniz yere götürebilirsiniz. Ancak diskete fazla bilgi konamaz, başka bir deyişle kapasiteleri sınırlıdır. Ayrıca disketteki bilgilere ulaşım da pek hızlı değildir. Yine de taşınabilir ve ucuz olmaları kolaylık sağlar. DD, (Double Density) çift yoğunluklu, HD (High Density) yüksek yoğunluklu, ED (Extended-density) geliştirilmiş yoğunluklu anlamına gelir./ Sabit diskler(hard disk), tek parçadır. Bilginin saklandığı disk şeklindeki magnetik yüzey, elektromekanik kısma sıkıca yerleştirilmiştir; çıkarılıp takılamaz. Disklerin sığası, disketlere göre çok fazladır; giga byte. / CD ve sürücüleri, diğer bir yardımcı bellek birimidirler. Üzerine yazma yapılamayan ve ROM gibi davranan CDler kısaca CD-ROM olarak anılır. Kapasiteleri, 600 Mbytedan az değildir. Bir kez yazma yapabilen ve sonra yalnızca okunabilen CDler WORM (Write Only Read Multiply) olarak adlandırılır. Bilgi kaydetmek için kullanılan boş CDlere CD-R (CD Recordable) denir. Bazı CDler hem okunabilir hem de yazılabilir türdendir. Bu tür CDlere CD-RW (CD-Read Writable) Okunabilir-Yazılabilir CD)denir. Bilgisayar ağları, bilgisayar haberleşmesinin bir alt konusudur. İki bilgisayar herhangi bir yolla doğrudan birbirine bağlanarak iletişimde bulunabilir. Günümüzde ajans ve matbaalardan film çıkış merkezlerine (servis bürolara) bilgisayar ağları yoluyla işlerin transef yolları aranmaktadır. Şimdilik ağların kapasiteleri yüksek çözünürlüklü dokümanları aktarmaya yetmemekle birlikte önümüzdeki yıllarda bu uygulama aktif olarak basım sektöründe görülecektir. / Digital fotoğraf makineleri, görüntüleri fotoğraf filmi yerine hafızasına kaydeder. Üzerindeki LCD ekran sayesinde çekildiği anda fotoğrafı görebilme imkanı sunar ve böylece hata ihtimalini en aza indirir. Bu görüntüleri istediğiniz zaman silebilir ve istediğiniz sürece koruyabilirsiniz. Çektiğiniz fotoğrafları ek bir donanım gerektirmeden, kendi bağlantı kablosu ve programı aracılığıyla bir bilgisayara aktarabilirsiniz. Film çıkış öncesinde tasarımı yapılmış basılacak materyallere resimleri bu ortamlardan transfer edebilirsiniz. / DVD Teknolojisi ( Digital Versatile Disk ), CD-ROMların yerini alması planlanan yeni bir optik disk teknolojisi olup 17 gigabytelık video, ses ve diğer tipte veri saklama alanına sahiptir. Bu da 133 dakikalık bir filmin tek bir diskte tutulabilmesi anlamına geliyor. DVDlerden de baskı öncesi MÜY ortamına resim transferi mümkün. / SCSI (Small Computer System Interface), küçük bilgisayar sistem arabirimi. "Skazi" diye okunur. Çevre birimlerini bilgisayara bağlamak için kullanılan bir paralel arabirim standardı olup, ajans ve matbaalardan servis bürolara yüksek kapasiteli verilerin transferinin gerçekleştirilmesinde kullanılan bir aygıt. Diğer bir ifadeyle taşınabilir sabit disk. / ZIP, PClerde yaygın olarak kullanılan bir veri sıkıştırma biçimi. PSZIP ve PKUNZIP isimli iki yardımcı program, verileri sıkıştırmak ve tekrar açmak için kullanılır. PSZIP kullanılarak sıkıştırılan dosyalar, uzantısı ZIP olan tek bir dosya altında toplanır. Sıkıştırılmış dosya istenirse kendi kendine açılacak bir biçimde oluşturulabilir. Böyle bir durumda sıkıştırılmış dosyaları otomatik olarak açar. Windows altında çalışan Winzip yazılımı da aynı şekilde dosyaları sıkıştırmak ve açmakta kullanılır. Ayrıca disket şeklinde olan ZIPler de normal disketlerin yetmiş katı kapasiteye sahiptirler. Veri transferinde yüksek kapasiteli işlerde ZIPler tercih edilir. / FULL MOTİON CAPTURE Yazılımı, TV-Vide vb. ortamlardan, MÜY ortamına veri transferini sağlar. TV kartının Soft wareinde bulunan bir yazılımdır. Yakalama anlamına gelir. TV açıkken görüntü üzerinde mousun sağ tuşuna tıklanır. Bilgisayarda TV ekranı üzerine gelen seçenek kutusundan FULL MATİON CAPTURE seçeneği işaretlenir.
CAPTURE MENÜSÜ: Capture video: Tüm ayarlar yukarıdaki menüler vasıtasıyla yapıldıktan sonra görüntüyü bilgisayarın hard diskine veya istenilen ortama aktarmak için kullanılır.
Blusensitif filmler: Işığın mavi rengine hassas olan filmlerdir. Mavi ve tonlarına karşı duyarlıdır. Ara kopyalarda ve siyah-beyaz işlerde kullanılır. Naturel bir emülsiyona sahip oldukları için simgesi "N" ile gösterilir. Karanlık odadaki emniyet ışığı turuncudur.
Capstan Sistem:Tarayıcılarda pozlandırıcı kafanın sabit olduğu sistem.
Copix: Renk ayrımı yapılmış bir filmi tekrar tarayıp CPT (Computer the Plate = Bilgisayardan kalıba sistemi) ortamına atma imkanı veren bir sistemdir.
Cromalin ve Gevaproof: Renk prova sistemleridir.
Densitometre: Orijinal, film ve baskı malzemelerinde koyuluğun derecesini bize sayısal değerlerle veren cihazlardır. İki türlüdür; Bunlar, Transmision densitometreler (Işık geçirgenliği olan malzemelerin ölçümlerinde) ve Reflexıon densitometreler (Işığı geçirmeyen opak malzemelerin ölçümlerinde) dir.
Developman: Işığa karşı hassas malzemeye poz verdikten sonra kullanılan kimyevi banyo işlemidir.
Dijital Orijinaller: Bilgisayar ekranındaki tüm dosyalardır. Örneğin, tarandıktan sonra tiff, eps, jpeg v.b. Dosyalar, CD resimleri, piksel veya vektörel esaslı görüntüler v.b.
Elektronik Renk Ayrım Makinesi (Tarayıcı-scanner): Reprodüksiyon atölyelerinde özellikle renk ayrımı yapmak için kullanılan scanner denilen tamamen elektronik olarak çalışan cihazlardır. Tarayıcılar temel olarak fotoğraf, çizim ve saydamların sayısallaştırılmasında kullanılır. İki tür görüntü tarama yöntemi vardır. Siyah ve beyazla birlikte grinin birçok türünü içeren sürekli tonda görüntüler ve yalnız siyah-beyazdan oluşan çizgisel görüntüler şeklindedir. Tarayıcılar donanım olarak hem MAC hem de PC makinelerle çalışabilir.
Drum (Silindir Yüzeyli-Tamburlu) Tarayıcılar: Bu tarayıcılarda orijinal hareketli okuyucu göz sabittir. Orijinal silindire sabitleştirilir ve silindir 6001600 devir arasında dönmeye başlar. Bu tip orijinallerle dia, fazla kalınlığı olmayan opak ve şeffaf orijinaller kaliteli bir şekilde taranır. Tamburlu tarayıcılar ışığı algılamak için bir CCD yerine genellikle PMT olarak adlandırılan bir foto çoğaltıcı tüp kullanılır. PMT teknolojisinde taranan görüntü bir tambur etrafında dönerken sabit bir kaynak ışığı, foto çoğaltıcı tüpler kullanarak aktarır. Dönen tamburun gelişmiş foto algılayıcıları ve ileri seviye optik donanımı, tamburlu tarayıcıyı parlak ve koyu bölgelere karşı çoğu CCD tarayıcıdan çok daha duyarlı kılar.
Servis büroya gelen orijinal dia ise küçük silindire, opak ise büyük silindire takılıp orijinalin ebadı ve istenilen ölçüsü makineye tanıtılır. Orijinalin renk ve ton durumu göz önünde bulundurularak en açık yerinden beyaz ve en koyu yerinden de siyah makineye bildirilir. Makine böylelikle ara tonları ve renkleri kendisi otomatik olarak ayarlar. Şayet operatör tatmin olmamış ise kendi renk bilgisi dâhilinde renklere müdahale edip orijinalin en iyi şekilde süzümünün gerçekleşmesini sağlar.
Flatbed (Düz Yüzeyli) Tarayıcılar: Orijinal hareketsiz, okuyucu göz hareketli ve orijinalin yerleştiği yer düz bir satıh olan yatay tarayıcılardır. Bu tarayıcılar belirli bir kalınlığa kadar orijinalleri yüksek çözünürlükte tarayabilirler. Transparan orijinalleri tarama özellikleri de mevcuttur.
Flatbed bir tarayıcı bir çok bakımdan bir fotokopi makinesine benzer. Çizim veya fotoğraf tarayıcının kapağı altına yerleştirilir ve sayısal üretim süreci başlar. Flatbed tarayıcılarda CCD teknolojisi kullanılır. CCD, tarayıcının kafasında yer alan ve taranan nesneye binlerce ışın gönderen bir cihaz olan charged coupled devicein kısaltmasıdır. Kafa üzerindeki foto elektrik hücreler, ışığın CCDye geri yansıyan kırmızı, yeşil ve mavi (RGB) bileşenlerini algılar. Yansıtılan bu bilgiler görüntünün parlaklık ve koyuluğuna bağlı olarak algılanır ve bilgisayara kayıt edilebilecek biçimde sayısallaştırılır. Fladbed tarayıcılar daha çok herhangi bir opak (siyah-beyaz veya renkli) orijinalin bilgisayar ortamına aktarıp düzeltme işleminde kullandığımız çözünürlük seviyesi, tamburlu ve saydam tarayıcılara göre düşük olan masa üstü tarayıcılardır.
Emniyet Işığı: Karanlık odada kullanılan film ve kartları etkilemeyen kırmızı, koyu yeşil ve turuncu çalışma ışığıdır.
Emülsiyonlu Yüz: Film veya baskı kalıbının ışığa karşı hassaslaştırılmış yüzeyi.
Filtre: Kameralarla yapılan renk ayrımında kullanılan yeşil, kırmızı ve mavi renkteki özel camlardır.
Fixer (Hipo Banyo): Poz dışı kalan alanlardaki emülsiyonun atılmasını sağlayan banyo sistemi.
Flaş: Filmin çekiminde, kontak şasesinde ve fotoğrafçılıkta kullanılan, bir anda çok kuvvetli ışık verip sönen bir nevi lamba
FM (Diamond Screen) Tram: Bu tram türünde filmde nokta değerleri klasik tramlardan farklıdır. Sistemi püskürtülmüş noktalardan oluşur. Mürekkep püskürtme sistemi gibi çalışır. Türkiyede teknolojik alt yapısının olmamasından ötürü kullanımı yoktur. Çok kaliteli bir tram türüdür.
Gradasyon: Filmin sertlik ve yumuşaklık bakımından erişebileceği maksimum siyahlanma derecesidir.
Gamma: Gradasyon ölçü birimidir.
Gri Kontak Tram: Yalnız siyah-beyaz, hem de renkli orijinallerden veya yarı ton negatiflerden pozitif tramlama yapabilir.
Harmoni Screen: Standart tram açısı, tram değeri gibi unsurların yer aldığı bilinen standart tramlama.
Hesap Diski: Ebat ve yüzde oranlarının pratik olarak hesaplanmasında kullanılan araç
ICC (İnternational Color Control):Dünya renk standartlarına uygunluk.
Kâğıt Filmler: Taşıyıcıları selüloz cinsi maddelerden yapılan filmlerdir. Siyah-beyaz kaba işlerde kullanılırlar.
Kalibrasyon: Filmdeki nokta değerlerinin bilgisayar ekranındaki nokta değerleriyle aynı olmasıdır. Kalibrasyon filmin ışığa duyarlılık derecesine, pozlama süresine, filmin banyo makinesinden geçiş hızına, banyo eczalarının hazırlanışına ve banyonun ısısına göre değişiklik gösterir. Kalibrasyon ayarları "RIP" yazılımı üzerinde yapılır.
Reprodüksiyon Kameraları:Eni boyu olan fakat derinliği olmayan orijinallerden film veya resim çeken cihazlardır. Fotoğraf makinelerinde çekilen resimler, reprodüksiyon kameralar izin orijinal olarak kullanılır. En dikkat çeken farkları repro kameralarının daha büyük olmalarıdır. Repro kameralarını diğer bir farkı çift boyutlu derinliği olmayan orijinallerden resim çekmeleridir. Repro kameraları ile derinlik netliği sağlanamadığı için bir portre veya bir nesne fotoğrafı çekilemez.
Kontrast: Bir görüntünün en aydınlık ve en karanlık noktaları arasındaki ton farklılığı
LCH Sistem: Bir yandan tarama yaparken, diğer yandan taranmış görüntüler üzerinde düzenleme yapabilme imkânı veren bir program türüdür.
Line Film: Tire ve kontak çalışmalarda kullanılan sert film.
Litho Film: Gri tonları olmayan tire (lith) film, grafik film ve çok sert tramlama filmi olarak bilinir.
Lup: Film incelemeye ve baskıda ayar yapmaya yarayan büyüteç.
Magenta Kontak Tram: Yalnız siyah-beyaz orijinallerden veya yarı ton negatiflerden pozitif tramlama yapabilir.
Muare: Aynı açıyla basılmış 2 tramın oluşturduğu desenleme. Baskıda istenmeyen bir durumdur.
Negatif Film: Orijinalin tersi olan film, yani orijinaldeki siyah yerler negatifte şeffaftır. Orijinaldeki beyaz yerler ise filmde siyahtır, ışık geçirmez.
Opak Orijinaller: Işığı geçirmeyen orijinallerdir. Örneğin daha önce basılmış orijinaller, fotoğraflar, kâğıt üzerine çizilmiş resimler.
Ortokromatik Filmler: Gri tonları olmayan tire filmdir. Simgesi "O" dur. Kırmızı ışığa karşı duyarsızdır. Karanlık oda ışığı kırmızıdır. Tire ve tramlı işlerde kullanılır.
Otomatik Banyo Makinesi: Pozlandırılmış foto grafik film ya da kâğıtları kuru olarak alırlar, sıra ile banyo, tespit banyosu ve su tanklarından geçirirler ve kurutarak dışarı çıkarırlar. Bu makineler tire(lith), yarı ton, kontak foto dizgi filmleri için ayrı ayrı özelliklere sahiptir. Günümüz reprodüksiyonunda otomatik banyo makineleri yaygın olarak kullanılmaktadır. Banyo işlemlerinde hep aynı kalitede sonuç vermesi, hızlı ve ekonomik olması temel özellikleridir.
Modern bir repro banyo makinesinde aranan nitelikler:
- Banyo süresinin tam ve doğru olarak ayarlanması,
- Banyo sıcaklığının sabit tutulması,
- Banyo hareketinin (ajitasyon) uygunluğu,
- Banyo kuvvetinin (tazeliğinin) uzun süre sağlanması şeklindedir.
Pankromatik filmler: Işığın her rengine hassastırlar. Gri tonları olan yarı ton filmlerdir. Simgesi "P" dir. Karanlık oda ışığı koyu yeşildir. Ama hiç kullanılmaması daha uygundur.
Postscript: Adobe Firmasının geliştirmiş olduğu bir yazılım türüdür.
Pozitif film: Orijinaldeki açık yerleri açık, koyu yerleri koyu veren filmdir.
Pozlandırma: Film, kart veya kalıpların üzerine görüntü aktarılması için belirli bir süre ışıklandırılması.
Film Pozlandırıcılar: Bilgisayar ortamından film çıkış makinesine pozlandırma yapan sistemler. Günümüzde bir film pozlandırıcıdan beklenen kalite, randıman, uygun ebattır. Film pozlandırıcıların flatbed, iç tambur ve dış tambur sistemleri ile çalışan çeşitleri vardır. Piyasada en fazla kullanılanı iç tambur sistemidir. Bu sistemde, tamburun içinde sabit foto grafik malzeme üzerine pozlandırma prensibiyle, en yüksek pozisyonlama ve tekrarlama hassasiyeti sağlanmakta, böylece keskin ve her zaman aynı yoğunlukta tram noktaları elde edilmektedir. Söz konusu pozlandırma prensibi basit olduğu kadar son derece etkilidir. Lazer tarafından gönderilen ışını saptırmak için sadece döner bir ayna kullanılmaktadır. Bu ayna lazer ışını her yerde aynı mesafede ve aynı açıda tambur üzerine monte edilmiş foto malzemeye dikey yönlendirmektedir. Pozlandırma sırasında ölçü hassasiyetini bozabilecek ne malzeme hareketi ne de lazer ışının modülasyonu gerçekleşmektedir.
Reprodüksiyon: Baskı yoluyla çoğaltılması istenen orijinallerden kalıp hazırlamaya uyumlu filmlerin hazırlanması işlemidir.
Rapid-Access: Özellikle tire repro işlemlerinde hızla çalışan film ve banyo sistemlerine verilen ad.
Regenratör: Filmin oksitlenmesini ve yıpranmasını önlemek amacıyla banyoya katılan banyo tazeleyici maddedir.
Retüş: Gerekli film düzeltmeleri. Filmde istenmeyen yerlerin abdek ile kapatılması işlemi.
RIP (Raster Image Prosesing): Film banyo makinesi ile film pozlama makinesinin masaüstü yayıncılık cihazlarını tanımasını sağlayan bir yazılım türüdür. Film makinelerinin tram noktalarını oluşturabilmesi için ajanslardan gelen Postscript dokümanları gerekli olan "Bitmap (noktasal görünüm)" moduna çevirir.
Saydam Tarayıcılar: Saydamların daha geniş bir dinamik aralıkları vardır; bu yüzden taramadan elde edilen görüntü opak bir nesneden daha iyi olur ve büyütülmeye daha fazla olanak sağlar. Çoğu saydam tarayıcısında CCD sabittir ve ışık foto algılayıcıları bir dizi ayna ve mercek kombinasyonu aracılığı ile yönlendirilir. Saydam tarayıcıların optik sistemi genellikle flatbed tarayıcılardan daha iyi olur.
Scanner Film: Elektronik renk ayrım makinelerinde kullanılan yüksek hassasiyette film türü.
Servis Büro: Matbaalarda basılacak orijinalin kalıbının pozlandırılması için gerekli olan renk ayrım filmini oluşturan hizmet sektörüne verilen ad. Ayrıca grafik tasarım için gerekli olan resimlerin kaliteli orijinal taramaları da servis bürolarda tarayıcılar tarafından yapılır.
Termometre: Özellikle banyo işlemlerinde sıcaklıkların belirlenmesinde kullanılan bir cihazdır.
Tire (Lith): Siyah ve beyaz gibi iki tondan oluşma, yani ar tonlarının bulunmaması durumudur.
Tram Çizgi Sayısı: 1cmlik çizgi üzerindeki tram noktalarının sayısıdır.
Tram: 1 cm çizgi üzerindeki nokta sayısıdır. Orijinaldeki koyuluk farklarını, koyulukların oranına göre, büyüklü küçüklü nokta zeminlerine böler. Zemin veya ara tonlarının noktalara dönüştürülmesi için yararlanılan cam veya filmden yapılmış bir reprodüksiyon aracıdır. Diğer adı da kontak tramdır. Renk olarak Gri Kontak Tram ve Magenta Kontak Tram. Olmak üzere iki çeşittir.
Transparan Orijinaller:Işığı geçiren orijinallerdir. Örneğin, dia pozitifler, negatif fotoğraf filmleri, şeffaf malzeme üzerine çizilmiş resimler...
Yarı ton Orijinal: Siyah ve koyu bir renkten beyaza kadar çok çeşitli renk ve gri tonların yer aldığı orijinallere yarı ton orijinal denir.
Yedirme: Kimyevi maddelerin yardımı ile reprodüksiyon filmindeki tram noktalarının küçültülmesi
MONTAJ TERİMLERİ
Amonyak: Ozalit çekimlerinde görüntünün oluşturulması için kullanılan keskin kokulu ve bazik özellikte olan bir tür kimyasal madde.
Astrolon (Montaj folyesi=asetat) : Trase üzerine yerleştirilerek, üstüne montaj yapılan şeffaf folye film. Kimyasal özellikleri bakımından farklılıkları vardır. En çok kullanılan polyester esaslı folyeler boyutlarını en az değiştiren folyelerdir.
Etek-Makas Revolta: İkinci çeşit çevirme şeklidir. Kâğıdın 1. yüzü basıldıktan sonra makas tarafı eteğe, etek tarafı makasa getirilerek yapılan baskı türüdür. Ön ve arka baskıda poza aynıdır. Etek-makas revolta kıvrılarak öne doğru çevirmek suretiyle yapılır.
Forma Klavuzu: Mücellithanede ciltleme işini kolaylaştırmak için her tabakanın (formanın) birinci sayfasına monte edilir.
Forma sayı klavuzu: Formanın sırt tarafına merdiven şeklinde monte edilir. Ciltleme esnasında kitabın bütün formalarının yerinde veya çift olup olmadığı kontrol edilir.
Kâğıt makas payı: Ofset baskı makinesinin kâğıdı tutma payıdır. Tabladan gelen kâğıdı salıngaç makasları, baskı silindiri üzerindeki makasa verir. Baskı silindiri ile kauçuk silindiri arasından preslenerek geçen kâğıda baskı yapılmış olur. Bırakılan bu paya baskı yapılmaz. Silme işlerde bu pay mutlaka bırakılmalıdır.
Kalıp Makas Payı: Kalıp plakasının kalıp kazanına bağlanması için ayrılan paydır. Baskı yapmayan kısımdır.
Kros (Rehber) :Baskıda renklerin yerine oturmasını sağlayan kılavuz işaretlerdir. Montajın en az her iki yanına konur. Genellikle kâğıt ortası yerleştirilir. Kalıp çekimi, baskı ve kırım bu kroslara göre yapılır.
Milimetrik kâğıt: Üzerinde milimetrik kareler basılı olan kâğıt.
Montaj Şablonu: Baskıda görünmesini istemediğimiz alanların örtücü kırmızı bant ve örtücü kırmızı kâğıt veya örtücü siyah kâğıt ile kapatılması yoluyla elde edilen ve her renk için hazırlanan şablondur.
Montaj: Işığı geçiren bir zemin folye (Astrolan) üzerine, baskısı yapılacak filmleri traseye göre yapıştırma işidir. Resim ve yazı filmlerini, her baskı rengi için ayrı ayrı olmak üzere toplayıp belli bir plana göre boyutlarını değiştirmeyen tam saydam folye üzerine, ayarlı olarak yapıştırılma işlemine montaj denir.
Montajcı: Elle veya bilgisayar destekli olarak montaj yapan kişidir.
Montajda sayfa dağılışı: Bir broşürün, bir katalog un, bir mecmuanın veya bir kitabın montajında sayfaların tek tek basılıp kırıldıktan sonra sayfa numaralarının doğru olarak serpilmesine denir.
Negatif montaj: Negatif filmlerle yapılan montaj türüdür. Negatif montaj pozitif montaja göre daha zordur. Negatif montajda eski teknolojiye göre pozitif film elde etmek için önce negatif film almak gerektiği için film sarfiyatı daha azdı. Bu yüzden pozitif veya negatif montaja karar vermeden önce bu çalışmaların ekonomik yönü tartışılırdı. Günümüzde bazı gazeteler hala eski teknolojiyi kullandıklarından film sarfiyatını azaltmak için negatif montaj sistemini seçmişlerdir.
Ozalit: Montajda yapılan hataları görmek için baskıya geçmeden önce yapılan prova.Ozalit Kâğıdı: Ozalit çekiminde kullanılan bir tür kâğıt
Pozitif montaj: Pozitif filmlerle yapılan montajlardır. Ofsette montajlar, gazete montajı hariç hemen hemen daima pozitif olarak yapılır. İşine göre negatif de yapılabilir. Burada kullanılan filmlere mat yüzeylerinden bakıldığından yazı ve resimler ters olmak zorundadır. Pozitif montajda renklerin hassas olarak üst üste oturması, negatif montaja göre daha kolaydır. Buna bağlı olarak montajın kontrolü de kolay olur. Bir adet renkli negatif montaj yapılıncaya kadar üç adet renkli pozitif montaj yapılabilir.
Revolta: Baskısı yapılan kâğıdın arka yüzüne aynı kalıpla baskı yapılarak iki aynı forma elde edilen baskı şeklidir. İki çeşit revolta vardır. Bunlar; Yanı üzerine çevirmeli revolta ve Etek-Makas revoltadır.
Yanı Üzerine Çevirmeli Revolta: Çok sık kullanılan bir çevirme şeklidir. Küçük ebatlı basacağımız işin ön ve arka sayfaları kâğıdın bir yüzündedir. Yani kalıpta ön ve arka sayfalar bir aradadır. Kâğıdın her iki tarafı da basılacağından, bir tabaka ortadan kesilerek iki aynı forma elde etmiş oluruz. Kâğıdın 1. yüzü basıldıktan sonra yanı üzerine çevrilerek aynı kalıpla 2. yüzüne baskı yapılır. 1. ve 2. yüz baskılarda makas aynıdır, değişmemiştir.
Trase (Baskı taksimat kartonu-Montaj planı) : Basılacak işin filmlerinin montajı için gerekli olan çizimlerin yapıldığı karton veya kâğıt. Milimetrik kâğıda çizilir.
Traş Payı (Kesim Çizgisi) : Trase çizildikten sonra ara kesim ve kırıldıktan sonraki kesim yerlerini belirtmek için kullanılan yardımcı işarettir.
Montajda Yardımcı Gereçler :Antistatik bez: Astrolonların bu bezle silinerek tozlardan arındırılması sağlanır. Anti statik bezle kullanımda aşırıya kaçılırsa, filmlerin solo teyple yapıştırılması zorlaşır.
Antistatikum: Astrolonlarda elektriklenmeyi gidermek için kullanılan bir madde. Montajdan önce astrolan antistatikum ile iyece temizlenir. Böylece tozlanma ortadan kalkar. Temizlenen astrolona ilk renk monte edilir.Cetvel veya Gönye: Trase çiziminde kullanılan ölçü aletleridir.Gretuar: Film montajı ve kâğıt kesiminde kullanılan özel bıçak. Montaj yapılırken ışıklı masadan bant alıp filmi folye ye yapıştırmada kullanılır.
Lup: Montajda renklerin ve krosların üst üste oturup oturmadığını kontrol etmek için kullanılan bir tür büyüteç.Makas: Montajda film kesmede kullanılır. Astrolon üzerine yapıştırılan filmleri kaldırmadan (sökmeden) kesebilen özel makaslar geliştirilmiştir.Maket bıçağı: Montaj yaparken kullanılan özel ucu kırılabilen özel bıçaktır. Kâğıt, bant, filim ve kaket kesimlerinde kullanılır.Montaj masası: Üst bölümünde ışık kutusu, içi flüoresan tipi soğuk ışık veren lambalar vardır. Alt kısmında, kolay çekilip itilebilen çekmeceleri vardır. Çekmecelere traseler, montajlar, milimetrikler ve astrolonlar konur.Rapido: Trase çiziminde kullanılan bir kalem türüdür. Genelde 0,2 ve 0,3 numaraları kullanılır.Soloteypler: Filmlerimontajda astrolona yapıştırmada kullanılır. Şeffaf ve örtücü kırmızı bantlar vardır. Şeffaf solo teyplerin ayrıca iki yüzü yapışkanlı olanları da vardır. Bu iki yüzü yapışkanlı bantlar montajda bant yapıştırılacak kadar film kenarlarında yer yoksa kullanılır. İki yüzü yapışkanlı bantların tercih edilmesinin nedeni astrolonda temizliğinin kolay olması, iz bırakmamasıdır.
Bilgisayarda MontajForma Montaj Programlarında Montaj:Bu programlar sadece montaj değil baskı ve baskı sonrası aşamalarda müdahale edebilme imkanı vermektedir. İşinizin Net ebadı, montajın yapılacağı sayfa ebadı, revolta baskının olup olmayacağı, cilt şekli (tel veya iplik dikiş), traş payları, kroslar, kırım ve kesim çizgileri, baskı kontrol şeritleri, diğer kılavuz çizgileri (filmin rengi, formanın sırtına konulan belirleyici işaretler) v.s. bilgileri program üzerinde ilgili yerlere girildikten sonra iş film pozlandırıcıya gönderilerek her renk için film çıkış alınır Alınan bu çıkış tek parça olabileceği gibi (baskı makinesinin ebadına göre) daha küçük parçalar halinde de alınabilir. Forma montaj programı olarak piyasada "Imposition", Ultimate Technographics firması tarafından üretilen "Impostrip" ve Heidelberg firmasının üretmiş olduğu "Signastation" programları kullanılmaktadır.
M.Ü.Y. Programlarında Montaj : Sayfa mizanpaj programlarından QuarkXPress, Design Studio ve Indesign programları kullanılırken, çizim programlarından FreeHand, CorelDraw ve Adobe Illustrator montaj için kullanılmaktadır.
OFSET KALIP TERİMLERİ
Kalıp: Montajı tamamlanmış filmlerin görüntülerinin, ışık yoluyla aktarıldığı ve bazı kimyasal işlemlerle baskıya hazır hale getirilen yüzeyi ışığa duyarlı m e t a l plakalardır.
Kalıphane: İçinde kalıpları yıkama ve açma küvetleri, turnet, kopya şasesi, laklama masaları, kalıp rötuş masaları bulunan bölümdür.
Ecza muhafaza dolapları: Kalıp eczalarını saklamak ve muhafaza etmek için kullanılan dolaplardır.
Montaj dolapları: Çekilecek ve çekilen montajları muhafaza etmekte kullanılır.
Laklama masaları: Kalıba lak sürmede kullanılır.
Higrometre:Nem ölçme aleti. Kalıphanenin nemini ölçmede kullanılır.
Açma ve yıkama küvetleri: Pozlanan kalıbın açılması ve yıkanması için kullanılan yerdir. Tabanda ızgara bulunur. Ayrıca açma küvetleri üzerinde; kalıp açarken oluşan gazların ve buharın tahliyesi için aspiratörlü davlumbazların olması gereklidir.
Tek m e t a lli kalıplar: Çinko veya alüminyum m e t a llerinden oluşmuş ofset kalıplarıdır.
Çinko Kalıplar: Tek m e t a lli kalıplardır. Tire işler için uygundur. Greni kaba olduğu için ince tramlı hassas işler için elverişli değildir. Yüzeyi donuk ve koyu renktedir. Asitten hemen etkilenir. Çabuk okside olur. Basılan kalıp, üzerindeki iş silindikten sonra gren yapılarak yeniden kullanılabilir.
Aliminyum Kalıplar:Tek m e t a lli kalıplardır. Greni ince olduğu için ince tramlı hassas kopyalar için elverişlidir. Yüzeyi gümüş beyazı rengindedir. Asitten hemen etkilenmez. Çabuk okside olmaz. İnce grenli olduğu için az emaye ve az hazne suyuna ihtiyaç gösterdiği için avantajlıdır. Bu kalıplarda da basılan kalıp üzerindeki iş silinip gren yapılarak yeniden kullanılabilir.
Pozitif tif kalıp: Pozitif montajdan kalıp çekilir. Emayesi turnette döküldükten sonra montaj pozlandırılır. Poz gören kısımlar sertleşip kalıp üzerinde kalır. Poz görmeyen kısımlar açma banyosunda kalıpta çözülüp kalkar. Kalkan kısımlar asit çözeltisi ile derin yedirilir. Böylece 12 mikronluk derinliğe inen yerlere daha sonra sürülen lak yerleşir. Asıl boyayı alıp baskı yapan kısımlar bunlardır.
Negatif tif kalıp: Negatif montajdan kalıp çekilir. Kalıbın poz gören kısımları sertleşir. Poz görmeyen yerler ise banyo esnasında çözülür. İşin ekonomik yönü hesaplandıktan sonra negatif montaj gerektiriyorsa; işin negatif filmleri çekilip, negatif montaj yapılır ve negatif kalıp çekilir. Sonuçta baskı orijinalin benzeri olur.
Ozasol banyo: (Ozasol açma) Pozlandırılmış ozasol plakanın muntazam açılmasını sağlar. Tram noktalarını tahrip etmez. Plaka kenarlarındaki geç açılmayı ortadan kaldırır. Pozlandırmadan sonra plaka üzerine kâfi miktarda dökülür. İş olmayan kısımlar beyaz (plakanın rengi) oluncaya kadar banyo edilir. Piyasada yoğunlaştırılmış şekilde satılır. Yaz sulandırılma ve kışın değişik oranlarda sulandırılır. Her firmanın değişik şekilde miktarı ticari etiketlerde yazılıdır.
Tif emaye: Ofset tif klişelerinin hazırlanmasında hassas ve ince tramlı işler için asit tipi developmanlı hazır çinko ve alüminyum hassaslaştırma solüsyonu.
Tif açma: Emaye ile hassaslaştırılmış ve pozlandırılmış kalıpların developman solüsyonudur. Kalıbın muntazam açılmasını sağlar. Pozlandırmadan sonra kalıp üzerine dökülür. İş olan kısımlara tampon ile yayılır. Kalıp üzerinde dairevi hareketlerle iş olan kısımlarında beyaz köpük bırakıncaya kadar açılmasına devam edilir. Banyo artıkları rakle ile temizlenir.
Tif İndirme: Tif lakının yerleşebilmesi için gerekli derinliği sağlayan ve kalıbın tirajında çok öneli olan bir malzemedir. İstenilen indirmeyi (derinliği) çabuk sağlar. Açılan yazı veya tram noktalarını hiç bir değişikliğe uğratmaz. Açma banyosundan sonra kalıp üzerine (öncelikle iş olan kısımlara) tampon ile tatbik edilir. Rakle ile banyo artıkları temizlenir, ispirto veya su ile iyice temizlenir.
Tif Lak: Tram çukurlarına iyice nüfuz eder. İnce tabaka teşkil eder. Kalıp ispirto veya su ile temizlenip kurulandıktan sonra lak pamukla sürülür, inceltilir ve kurutulur.
Tif Karartma: Laklanan imajın daha iyi kontrol edilmesini sağlamak vs. maksatlar için koruyucu amaçlı bir developmandır. İstenilen siyah örtücülüğü verir. Kalıbın makinede hemen alışmasını sağlar. Sürülen lak kuruduktan sonra üzerine pamukla tif karatma sürülür ve pudralanır.
Koruyucu Zamk: Kalıpları bekleme esnasında oksidasyondan koruyan koruyucu maddeler ihtiva eden uzun ömürlü bir karışımdır. Kalıbın uzun süre muhafaza edilmesini sağlar. Kalıp çekiminden sonra ve makine durmalarında kullanılır.
Ozasol Baskı Plakaları: Yüzeyi elektrolitik ile kaplanan hazır emayeli plakalardır. Pozitif veya negatif çalışırlar. Su vermede üstün gelişmeler sağlar. Yüksek baskı tirajına dayanıklıdır. Pozitif ve negatif plakalar olmak üzere iki türü vardır.
Pozitif Ozasol Plakalar: Pozitif montajlar çekilir. Poz gören kısımlar banyoda çözülür gider. Poz görmeyen kısımlar baskı yapar. Yaklaşık baskı tirajı 50.000dir.
Negatif Ozasol Plakalar: Negatif montaj çekilir. Bunda poz gören kısımlar sertleşir. Diğer kısımlar banyoda çözülür. Dayanma süresi pozitif kalıplara göre daha azdır.
Ozasol Fikser: Plakanın karartmayı çabuk almasını sağlar. Plakanın ton yapmasına mani olur. Su-Mürekkep dengesini süratle temin edilir. Banyodan sonra plaka su ile yıkanır ve ozasol fikserle fikserlenir.
Ozasol Karartma: İyi koruyucu vazifesi görür. Plaka üzerinde kuruma yapmaz. Plaka fikserli iken pamuk tamponla iş olan yerlere sürülür.
Ozasol Banyo: Ozasol kalıplarda kullanılan yoğunlaştırılmış bir banyodur. 1+9 oranında sulandırılarak kullanılır.
Çok M e t a lli Kalıplar:İki veya üç değişik m e t a l tabakanın birleşmiş şeklidir. Bu m e t a l tabakaların, su ve boyaya olan reaksiyonları birbirleri ile zıttır. Boyayı kabul etmesi gereken yerlerde lak yerine, bakır bulunur. Suyu tutması gereken yerler ise çelik, krom-çelik alaşımı ile kaplıdır. Yüksek baskı tirajlı işlerin temiz ve yoyaya doygun olarak basılabilmesine imkân verirler. Ortalama baskı sayısı 100.000dir. Dezavantajı: Teçhizat ve kalıp olarak pahalı olmaları, bir defa kullanılabilmeleri ve tashih imkânlarının çok sınırlı olmasıdır.
Bi-m e t a l kalıp: Bakır-krom veya bakır-nikel gibi çift tabakalı m e t a l ofset kalıbı. Bakır veya pirinç taşıyıcı tabaka ve onun üzerinde bir krom tabakasından oluşur. Krom tabakası suyu kabul eder, boya almaz. Oksidasyonu önlemek için zamklamaya gerek yoktur. Kalınlığı 0,5 mm. Ortalama baskı sayısı: 100.000dir.
Tri-m e t a l kalıp: Üç m e t a lli plakalar. (Krom, bakır, alüminyum) veya (Krom, bakır, çelik) gibi... Bu kalıplarda çelik veya alüminyum taşıyıcı tabaka üzerinde bakır tabaka bunun üzerinde de krom tabaka bulunur. Kalınlığı 0,5 mm.dir. Ortalama baskı sayısı 1.000.000 dur.
Quatro m e t a l kalıplar: Dört m e t a lli plakalardır. Taşıyıcı alüminyumdur, üzerine bakır onun üzerine özel bakır, onun üzerine de krom gelir. Özel bakırın faydası baskıda mürekkep akıcılığını artırmaktır. Ortalama baskı sayısı 1.000.000 dur.
Grenaj:Baskısı yapılan plakanın tekrar kullanılır hale gelmesi için yapılan temizleme işlemidir. Çinko ve alüminyum kalıplar kopyadan önce grenlendiği gibi basılan kalıpları tekrar kullanmak için silme işidir. Grenlenen kalıbın yüzeyi matlaşır. Bu yüzeyde çok küçük çukurlar oluşur. Bu çukurlar hazne suyunun tutunabilmesini sağlar. Kalıp grenlenmemiş olsa hazne suyu kalıp üzerinde kalmaz. Kalıp ton tutar. Çok m e t a lli kalıplar grenlenmez.
Gren makinesi: Çinko ve alüminyum kalıpların üzerindeki işi silmede kullanılır. Kalıp gren makinesinin tablasına yerleştirildikten sonra, kalıbın üzerini kaplayacak şekilde porselen bilyeler dökülür. Belli aralıklarla ince özel kum ve su dökerek titreşim yardımıyla kalıbın üzerindeki işler silinir, küçücük çukurcuklar oluşur.
Mekanik Grenleme: Kalıbın kum tanecikleri ile bombardıman edilmesi, fırça yardımıyla matlaştırılması veya bilyelerle kalıp üzerine küçük çukurlar açılmasına denir.
Elektrokimyasal Grenleme: Bu yöntemde plakanın yüzeyi iletken bir banyoda elektronların alüminyum oksidi çok ince bir tabaka halinde ayrıştırmasıyla gözenekli hale getirir. Mekanik yolla matlaştırılmış plakadan greni çok daha incedir.
Hamlama asidi: Grenaj sonrasında kalıbı temizlemek için % 3 oranında kullanılır. Kalıp fırçalandıktan sonra suyla yıkanır. Grenli kalıp üzerindeki toz ve yabancı maddeleri temizler. Emayenin kalıba daha iyi tutunmasını sağlar.
Hamlama:Plaka üzerindeki yağların ve kirlerin asitli su ile temizlenmesi.
Rakle:Banyo işlemleri sırasında kalıp üzerindeki banyo artıklarının sıyrılarak atılmasını sağlayan özel lastikli sıyırgaç. Bunlara ilaveten ayrıca; mezür, pamuk, fırça, huni, filtre ve ispirto gibi sarf malzemeleri de gereklidir.
Emaye:Işığa karşı hassas kimyasal malzeme
Turnet: Ofset kalıpları hazırlanmasında çinko plakaların emaye ile aynı zamanda kurumasına yarayan alet. Çeşitli büyüklükte yuvarlak bir dolap halindedir. Ortada bir motorla dönen kollar vardır. Bunun üzerine çinko kalıp bağlanır, döndürülerek tam ortadan emaye dökülür, kapak kapatılır; tur adedi tayin edilir, ısıtma anahtarı açılmıştır. Kısa bir müddet sonra kalıp hazır olur. Fabrikasına göre çeşitli modelleri, dik ve yatık olanları vardır. Isıtma ve kurutma tertibatı, devir sayacı, termometre, kalıp yıkamak için telefon duş tertibatı vardır.
Kopya Şasesi: Montajı hassas plaka yüzeyine geçirmeye yarayan özel ışıklı cihazlardır. Kalıp pozlandırmada kullanılır. Montajın emayeli kalıp ile vakum altında pozlanmasını sağlamaktır. Yeni çıkan şaseler; bir ışık kaynağı, çift vakum çerçevesi ile kaliteli kalıplar süratle baskıya hazır lale getirilir. Güçlü mor ışık en modern m e t a l halojen ampulü iyi izole edilmiş, lamba ile çerçeve arasında ideal mesafe ayarlanmıştır. Cihazın bir çerçevesinde kalıp pozlanırken diğer tarafında da kalıp değiştirilebilir. Gerek ışık kaynağı gerekse çift taraflı kullanımı dolayısıyla %80 oranında zaman ve enerji tasarrufu sağlar. Ön tarafında elektronik kontrol ve kumanda sisteminde; otomatik ayarlanan poz süresi, vakum göstergesi, lamba saat göstergesi mevcuttur.
Açma tamponu: Kalıp kopya, banyo işleminde kullanılan özel fırça.
Kalıp rötuş masaları: Kalıplardaki film ve bant izlerini rötuş yapmak ve zamklamada kullanılır.
Retüş:Kalıp-kopya işlemi sırasında, istenmeyen yerlerin atılması işlemi.
Korrektör: Kopya işlemi tamamlanmış plaka üzerinde, istenmeyen yerlerin çıkarılmasını sağlayan kimyasal solüsyon.
Difüzyon Pozu: Kalıp üzerindeki bant, film, astrolon, pislik vb. izlerini pozlama yoluyla yok etmek için difüzyon perdesi ile verilen pozlamaya denir.
Hazne Suyu Konsantresi: Düz ofset baskı makineleri için asidik bir hazne suyu konsantresidir. Konvansiyonel nemlendirme sistemleri için hazırlanmış olup kalıpları oksidasyona karşı korur. Kalıbı temiz tutar, renk canlılığını ve parlaklığını temin eder. % 3 4 oranında 4.5 pH değerine ayarlanarak kullanılır.
Kalıp Temizleyici: Ofset baskı kalıplarındaki kuru ve taze boyaları kâğıt ve toz lifleri ile diğer birikintileri ve toplamayı süratli ve güçlü bir şekilde temizleyen mükemmel bir kalıp temizleme sütüdür. İhtiyaca göre su ile çoğaltılarak da kullanılabilir.
Lak Sökücü: Plaka üzerinde lakın giderilmesiyle grenaj zamanından tasarruf edilir. Kalıpta yapılacak düzeltmelerde eski lakı sökerek yenisi için lak yerlerini hassaslaştırır. Pamuğu emdirilmiş lak sökücü ile iyice ovulur. Suyla temizlenir.
Mizantren:Basan kısımların daha iyi çıkması için ve basılacak işten daha iyi netice alabilmek için kalıp arkasında veya kazan kâğıdında yapılan işleme denir.
Ton Giderici: Ofset plakalarında tam bir temizlik yaparak, kurumuş mürekkep, yüzeydeki oksidasyon, tonlama ve diğer kirleri temizleyen ve güçlü temizlik özelliği ile imaj sahalarının mürekkep tutma özelliğini arttıran bir karışımdır. Çinko ve alüminyum kalıplarda, baskı öncesi, baskı anı ve baskı sonrası meydana gelen oksitlenmeyi giderir. Kalıpların tekrar kullanılmasında koruyucu olarak uzun süre saklanmasını sağlar. Ton yapan kısımlar pamuk ve süngerle iyice ovulur. Bol su ile temizlenir.
Tram: Gerek tipo baskıda klişe, gerek ofset ve tifdruk baskılarda kalıp yoluyla resim basmaya yarayan noktacıklardır. Baskı çeşidi ve baskı malzemesine göre göre cm2ye düşen nokta sayısı değişir.
Termal Kalıp: Bilgisayardan kalıba sisteminde kullanılan lazer yöntemiyle üzerine görüntü aktarılan ısıya duyarlı kalıplardır. Bu kalıpların üzerine görüntü aktarılırken direkt bilgisayardan verilen komutla lazerli pozlama yapılır. Son teknolojik ofset makinelerinde (Speedmaster vb.) kullanılabilindiği gibi klasik ofset makinelerinde da kullanılabilir.
Polyester Kalıp:Film gibi pozlandırılıp yeniden kalıp çekmeye gerek olmadan baskı makinesine bağlanabilen kalıptır. Her türlü ofset makinelerinde kullanılabilir.
OFSET BASKI TERİMLERİ
Alkol: Baskıda kaliteyi arttırmak için kullanılan uçucu sıvı madde.
Asansör:Baskı makinesi aparatlarından biri Baskıya girecek olan baskı materyalinin istiflendiği baskı tablasıdır. Buraya baskı materyali düzgün bir şekilde bırakılmalıdır.
Bağlayıcı: Mürekkep pigmentlerini birleştiren sıvı madde
Blanket: Basılacak görüntünün baskı materyaline aktarılmasını sağlamak için blanket kazanına takılan materyaldir.
Boya Ünitesi: Boya ünitesi; boya haznesi, taşıyıcı, verici, ezici ve dağıtıcı merdanelerden oluşur. Merdanelerin görevi, hazneden boyayı alıp incelterek, kalıba eşit incelikte ve düzgün olarak aktarmaktır. Kalıba boya veren merdaneler kauçuk kaplıdır. Diğer merdaneler ise çelik veya bakır kaplamadır.
Büro teksir makineleri: Küçük tabaka kâğıtlara baskı yapan küçük baskı makineleridir. Takriben 25x35 cm. ebadındadır. Kalıpları genellikle karton veya ozasol alüminyumdur.
Çok renkli makineler: Birden fazla ünitenin yan yana gelmesiyle oluşturulan makinelerdir. Ünite sayısı kadar renk basma imkânı vardır.
Emniyet tertibatı: Emici kafa ile makaslar arasında, makinelerin tiplerine göre değişen güvenlik tertibatları bulunur. Bunlar çift kâğıt akımını, kâğıdın geçip geçmediğini, kâğıdın eğri veya kırışık olma durumlarını kontrol ederler. Gerektiğinde baskıyı, kâğıt akışını boya ve su akımını durdurup makinenin süratini rölantiye (yavaşlatılmış) alır. Bu kontrol, siviçler yardımıyla veya mekanik dokunma şeklinde ya da fotosel yöntemiyle gerçekleştirilir.
Hazne Suyu: Baskıda mürekkebin dengeli bir şekilde baskı materyaline aktarılması için kullanılan suya denir.
Kauçuk kauçuk sistemi: (Ön arka baskı sistemi) Bu sistemde tabaka kâğıt, aynı baskı ünitesinde hem ön, hem de arka yüzüne baskı alır ve üniteyi terk eder. Burada kauçuk kazanlar arasından geçen kâğıt, gerekli baskı basıncını her iki yüzündeki kauçuk kazanlardan alır. Rulo (WEB mi?)set makineleri böyle çalışır.
Kazan devri: Kâğıt akımında makinene nin baskılı-baskısız erişebileceği dönme sayısıdır.
Küçük ofset makineleri: Büro teksir makineleri de küçük ofset makineler sınıfına girer. Küçük ofset makinesi sınıfına 46x64 cm makineler dâhil olmak üzer, bu ebadın altında baskı yapan makineler girer.
Makaslar: Ön ve yan pozası ayarlanan kâğıt, makaslar tarafından sıkıca tutulur ve döner haldeki baskı kazanına iletilir. Basılan kâğıt istife giderken makaslar geri döner ve yeni kâğıdı baskı kazanına götürür.
Merdane: Boyayı veya suyu homojen olarak baskı makinesindeki kalıp kazanına gönderen silindirik yapıdaki parçaya denir.
Merdane Kılıfı: Merdanenin üzerine takılıp, kenarları dikilerek merdaneye tutturulan suyun homojen olarak dağılmasını sağlayan beze denir.
Mizatren: Ofsette; basması gerektiği halde baskısı çıkmayan bölgelerin, baskı yapacak duruma getirilmesi için kauçuk altından yapılan besleme işidir.
Mürekkep: Pigment, vernik ve bağlayıcıların karışımından oluşan materyale renk veren maddedir.
Nemlendirme Ünitesi: Su haznesi, vargel ve su veren merdanelerden oluşur. Kalıba su veren merdaneler kauçuk, diğerleri çeliktir. Kalıba, hazne suyunun eşit incelikte ve düzgün dağılmasını sağlar.
Numaratör: Baskı makinesi üzerinde bulunan ve baskı sayarak kaç adet baskı yapıldığını belirten elektronik cihaz.
Orta ve büyük boy ofset makineleri: Bu gruba 50 cm x 70 cm. 110 cm x 160 cm ebadındaki kâğıtlara baskı yapabilen makineler girer.
Paralel dizi sistemi:Tek renkli makinelerdeki kalıp, kauçuk, baskı kazan takımları birbiri ardına birbirlerine paralel dizilmişlerdir. Her ünite, yani kazan takımı ayrı baskı kazanına sahiptir. Üniteler arasında bulunan nakil kazanı, kâğıdın taşınmasını sağlar. Renk sayısına göre üniteler altıya kadar çıkar.
Pigment: Boyanın özünü teşkil eder. Onun asıl rengini verir. Çeşitli vernik ve dolgu maddeleri ile birleştirilerek boya imalinde kullanılır.
Poza: Baskı sırasında kâğıdın makinede düzgün bir şekilde baskı kazanına iletilmesini sağlayan, ileri geri hareket ettirilebilen parçadır.
Roland sistemi: (5 kazalı sistem) Burada iki kalıp ve kauçuk kazanı arasına bir baskı kazanı yerleştirilmiştir. Kazanlar dikey biçimde ve hafif kavisli olarak dizilmiştir. İki renk baskısı yapılan kâğıt, zincirli taşıma sistemi tarafından alınır ve diğer çift renk ünitesine gönderilir.
Saatlik üretim: Sürekli baskıda ulaşılabilen baskılı tabakaların sayısıdır.
Segatif: Boyanın çabuk kurumasına yarayan bir nevi sıvı kurutucu.
Siper: Kâğıdın asansörden alındıktan sonra tırnaklara gidene kadar düzgün durmasını sağlayan parçalardır.
Sparagum: Kauçuğun ezikliğini gidermek için kullanılan kimyasal maddeye denir.
Spatula: Mürekkebin ezilmesi ve karıştırılmasında kullanılan geniş ağızlı alet.
Tabaka ofset: Kesilmiş (tabaka halindeki) kâğıtlara baskı yapan makinelerdir.
Tek renkli makineler: Bu makineler üç silindir sistemi ile çalışır. Kalıp, kauçuk ve baskı kazanları normal olarak aynı büyüklüktedir. Bazı makinelerin baskı kazanları kauçuk ve kalıp kazanlarına oranla daha küçüktür.
Transparan mürekkep: Şeffaf renksiz mürekkep
Transparan:Işığı geçiren, şeffaf
Trikromi: Üç renkli seri boyalarla (Cyan+Magenta+Yellow) basılan tram açıları değişik olan baskı çeşididir. +Black.
Üstübü: Baskı öncesi ve sonrasında temizlikte kullanılan temizlik materyali.
V sistemi: Ofset baskı makine sistemlerinden biridir. Yan yana dizilen 2 kalıp ve 2 kauçuk kazanın altında bir baskı kazanı bulunur. Çift renk baskı yapan bir V şekli oluşturur. Çift renk baskı yapılan kâğıt, aktarma kazanı vasıtasıyla diğer üniteye geçerek diğer 2 renk basılır.
Web ofset makineleri: Ofset baskı sisteminin gelişmiş şeklidir. Bobin kâğıtlara baskı yapar. Tabaka kâğıtlara baskı yapan makinelerden pek farklı değildir. Katlama, kesme, harmanlama, paketleme, kurutma yapabilecek cihazlar eklenerek muayyen bir iş görmek için (gazete, dergi, mecmua vs.) imal edilmişlerdir.
DİĞER BASKI TERİMLERİNE İLİŞKİN TERİMLER
TİPO BASKI TERİMLERİ
Yüksek baskı: Tipo baskı sistemidir. Basan yani boya alan kısımlar yüksekte olduğu için bu ismi almıştır.
Hurufat: Matbaacılıkta sıcak dizgide kullanılan büyük küçük bütün harfler, rakamlar ve şekillere denir.
Harf kasası: Dökülmüş harfleri düzenli bölmelerde saklayan veya hizmete koyan özel yapılı kutulardır.
İşaret kertiği: Harfin kalın yüzeyindeki oyuk.
Düz baskı: Litografi adı verilmiş olan taş baskıdır.
Tire: Siyah ve beyaz gibi iki tondan oluşma yani ara tonların bulunmaması durumu.
Orijinal:Klişesi yapılmak üzere hazırlanmış olan bir fotoğraf, bir resim çizgi ile yapılmış bir şekil ve bir harta örneğidir.
Klişe: Matbaada harflerin ve resimlerin basılması için hazırlanan m e t a l kalıplardır. Yâda tipo baskı kalıbı
Dycril ve printight: (Daykıl) Bir nevi naylon klişe. Fotopolimer tabaka.
Tire klişe: Siyah-beyaz olarak hazırlanmış bir orijinalin noktasız (tramsız) ton farkı olmadan hazırlanan baskı kalıbı.
Ototipi klişe: Yarım ton resim ve fotoğrafların tram kullanmak suretiyle yapılan baskı kalıbı.
Altlık: Klişe baskıda, klişe kalıbının altına konulan m e t a l yükseklik
Anterlin: Dizilen satırların birbirine karışıp bozulmaması için satır aralarına konulan umumiyetle iki punto genişliğindeki m e t a l boş satır.
Garnitür: Çember içindeki sayfaların düzenlenmesi için kullanılan büyük boş malzeme.
Boş takım: Dizgide kelime ve harf aralarını doldurmak için kullanılan hurufat m e t a linden yapılan yarım puntodan bir kadrata kadar olan dizgi malzemesidir.
Gale: Dizilen kalıpların bağlanmak ve taşınmak üzere yerleştirildiği tabla.
Çember: Tipo baskı için hazırlanan dizgi kalıpları ve klişelerinin düzenli olarak bağlanmasını sağlayan, her baskı makinesinin kendi ölçüsüne göre ezel boyutlarda hazırlanmış olan dörtgen demir çerçeve.
Vizo: Kalıp sıkıştırmada kullanılan vidalı kilit tertibatı.
Takatuka: Kalıpta hurufatı veya basılacak kalıbı bir düzeye getirmek için vurularak kullanılan tahtadan alet.
Mizantren: Tipo baskıda kullanılan kalıbın her bölümünün aynı kalitede baskı yapması için kalıp altından veya kazan kâğıdında yapılan işleme denir. Veya basılacak bir yazı veya resim formasının bazı yerleri hafif ve bazı yerleri kuvvetli basar ki bu kusurları düzeltmek için yapılacak işe mizantren denir.
Çift: El dizgide harfleri düzeltmek veya değiştirmek için kullanılan cımbız şeklinde alet.
Dubleks: Tram açıları farklı aynı iki klişe ile veya yine aynı kliye ile yarım tram kaydırılarak iki renk basılan baskıya verilen ad.
Espas: Harflerin yan yana getirilmesiyle meydana gelen kelimelerin aralarına konulan harflerden daha kısa olan m e t a l parçalara ara boşu yada espas denir.
Dublton boya: Tek renk basıldıktan sonra iki renk gibi gözüken boya.
Galvano plasti: Kaplama kalıp.
Soğuk baskı: Ciltler ve kâğıtlar üzerine yapılan kabartma boyasız baskı. (Gofre)
Gofre: Kâğıdı baskıda kabartma işlemi.
Karışık kalıp: El dizgi kalıbı içinde, makine dizgi ve klişe olursa bu kalıba karışık kalıp denir.
Matris: Sıcak dizgide döküm için kullanılan dişi harfler.
Matris kâğıdı: Stereotipide döküm için kullanılan dişi mukavva kalıp.
Papye kâğıdı: İçinde herhangi bir dolgu maddesi olmayan emici yumuşak kâğıt.
Ara kâğıdı: Yeni basılmış olan işteki boyanın, kendisinden sonra gelen kâğıdın arkasını kirletmemesi için araya konulan emici veya bir tarafı parlak kâğıt.
Perforaj: Baskı makineleri ile kâğıdın kopması için yapılan noktaları veya çizgileri delme işlemi veya m e t a l çizgi.
Pliyaj: Konik; cilt işlerinde, katlanmayı kolaylaştırmak için, karton veya mukavva üstünde oluk açmak.
Plunger: Makine numaratörünün rakamlarını döndüren yazı kısmı.
Pedallar: Tipo baskı makinesidir. Bu tip makinelerin ilk modelleri ayakla çalıştırıldığı için bu ismi almışlardır. Yüksek baskı sistemi içinde pedallar, el tezgâhları dediğimiz baskı preslerinin geliştirilmiş şeklidir. Bu makinelerde baskı kazanları düzdür. Diğer makinelerde ise baskı kazanı silindiriktir.
FLEKSO BASKI TERİMLERİ
Flekso Baskı: Doğrudan yüksek baskı sisteminin bir dalıdır. Baskı kalıbının yüzeyinde yüksekte kalan işli alanlardaki mürekkep almış görüntülerin basınç etkisiyle baskı malzemesinin üzerine geçirilmesi esasına dayanan bir baskı yöntemidir. Kalıbı lastik olan baskı tekniğidir.Flekso baskı yönteminde kullanılan baskı kalıplarının baskı kalıplarının baskı yapan kısımları yüksektedir. Baskı kalıplarının basmayan kısımları ise derindir. Flekso baskı makineleri rotatif oluf bobin kâğıt veya plastik folyeler üzerine baskı yapar. Flekso baskı sistemi çoğunlukla ambalaj, etiket ve gazete baskısında kullanılmaktadır.
Anilin boya:Taş kömürü eterinden elde edilen organik boyadır. Flekso baskıda kullanılır.
Anilox merdane: Tramlı merdane. Görevi hazne merdanesinden aldığı mürekkebi baskı silindirine aktarmak olan anilox merdane krom veya seramikle kaplı m e t a lden yapılmış olup üzerinde lazerle oyulmuş olup eşit derinlikte gözenekler bulunmaktadır.
Hazne merdane: Mürekkep püskürtme merdanesi
Rakle: Mürekkep sıyırma bıçağı.
Polietilen:Etilen gazının yüksek basınç ve temperatör altındaki polimerizasyondan meydana gelen termoplastik (yani ısı ile yumuşayıp yapışabilen bir filmdir. Ambalaj ve baskı sektöründe kullanılan ucuz ve şeffaf film.
Polivenil klorür (PVC) : Vinyl asetat ve vinyl klorür monom erlerinin polimerizasyondan elde edilen PVC film kokusuz, şeffaf, elastik ve termoplastik bir yapıya sahiptir.
Polipropilen: Dökme PP film aynen PE gibi baz reçinenin çeşitli katkı maddeleri ile takviye edilmesinden sonra meydana gelir.
Selofan:Odundan elde edilen selüloz daha sonra kimyasallarla reaksiyona sokularak viskoz ve daha sonra da selüloz hidrat haline getirilerek film şeklinde preslenir. Bu preslenen filme selofan denir.
Poliamid film: Isı yapışmadığı için genellikle PE ile lamine(birleşik) kullanılır.
Polyester: Polyester filmler (Pet)
Film: Ambalaj dalında film lifsiz organik bir maddenin ince ve elastik bir tabakasıdır.
M e t a lize film: M e t a lizasyon bir filmin düşük basınç altında rezistans ile ısıtılan seramik çubuklar üzerinde oluşan alüminyum buharları ile kaplanmasıdır. Bu metot kaplama, ambalaj sektörü için en ekonomik olduğundan dolayı çok kullanılır.
Alüminyum folyo: Su buharı ve gazlara karşı en iyi bariyer malzemelerden birisidir. Alüminyum folyonun kullanıldığı laminasyonlar sırasında karışıklıklar daha sonra folyonun yırtılmasına neden olur. Tamamen zehirsizdir. Dünyada gıda maddeleri ile direkt temas etmesine izin verilen malzemedir.
Laminasyon: Genel manada iki veya daha fazla materyalin birleştirilerek tek ve dayanıklı bir malzeme haline getirilmesi işlemi.
Solvent: Tiner, neft, terebentin, vernik gibi eriyiklerin (sıvı akışkan) genel adı.
UVC pozu:Flekso baskıda kalıp pozlama için kullanılan ve dalga boyu en düşük olan ışık kaynağı. UVC-pozu plaka yüzeyindeki yapışkanlığı ortadan kaldırır. UVC ışığı insan gözüne son derece zararlı olduğundan çıplak gözle bu ışığa direkt olarak bakılmamalıdır.
Nyflex kalıpları: Bu plakalar oldukça yumuşaktır. Oluklu mukavva baskılarında tercihen kullanılır. Sertlikler 3442 Shore arasında değişmektedir.
Fotopolimer:Plastik klişe ana maddesi.
Fotopolimer kalıpları: Polimer (plastik) malzemeden fotomekanik usullerle üretilen kalıplara Fotopolimer kalıp denir. Bu kalıplar genellikle bükülebilir şekilde yapılmaktadır.
Flekso baskı kalıpları:Flekso baskıda hazırlanma yöntemine göre ayrılan iki ana kalıp türü vardır. Bunları lastik ve kauçuk kalıplarıdır.
Çinko klişe: Çinko klişenin hazırlanması fotomekanik yedirme yöntemi ile yapılmaktadır. Bu yöntem 2 şekilde yapılmaktadır.
a)- Manuel olarak hassaslaştırma
b)- Fabrikasyon olarak hassaslaştırma
Shore: Flekso baskıda kullanılan klişelerin sertlik derecesi.
Rölyef:Kabartma etkisi
Densite: Filmin yoğunluk değeri. Ya da kâğıt üzerindeki renk yoğunluğu
Forsa: İki kazan arası basınç ayarı.
Şap banyosu: Asit banyosu Çinko kalıbın yıkanması için yapılır.
Emülsiyon: Kalıba dökülen hassas madde (Işığa karşı duyarlı madde)
Hidrometre: Asitölçer
TİFDRUK BASKI TERİMLERİ
Tifdruk Baskı: (Almanca tif=derin, druck=baskı) Oyulmuş bakır kalıplarından baskı yapılan sistemdir. Mürekkep haznesi içinde baskı motifini belirleyen değişik derinlikteki çukurlarla kaplı bir silindir dinmekte, bir ragle sıyırıcı basmayacak bölümlerden fazla mürekkebi sıyırmakta, kauçuk kaplı bir merdane ise kâğıdı silindir üzerine presleyerek baskıyı gerçekleştirmektedir.
Çukur baskı makinesi: Baskı yapan kısımlar çukur, yapmayan kısımlar ise yüksek olduğu kalıplardan baskı yapan makinelerdir. Baskı kalıptan kâğıda direkt olarak yapılır. Bu makinelerin diğer yaygın adı tifdruk baskı makineleridir. Almanca "tief" (derin), "druck" (baskı) kelimelerinden üretilmiştir.
Transfer makinesi: Çok renkli işlerde pigment kâğıdının silindire geçirilmesinde kullanılan makinedir.
Pigment kâğıdı: Çukur baskı kalıplarının hazırlanmasında kullanılan yüzeyi ışığa hassas kâğıt Üzeri boyalı jelâtinle kaplı 120 150 gr/m2 lık kartondur. Bu karton odunsu ve selülozdan yapılmış ve tutkallanmıştır. pH derecesi 7 dir. Kimyevi reaksiyona girmez. Tutkallı olmasının nedeni boyutlarını değiştirmemesini sağlamak içindir. Pigment kâğıdının üzerindeki jelâtinin görevi, resmi taşımak, silindire aktarmak ve kabarma oranına göre asidin silindire değişik oranlarda işlemesini sağlamaktadır.
Polyester film: (Auto film) Pigment kâğıdı yerine kullanılır. Uygulama aynıdır. Pigment kâğıdı 150 g/m. lık kartondan yapıldığı için ve üstelik de ıslak çalışıldığı için boyutlarını değiştirebilmektedir. Polyester filmlerde pigment kâğıdındaki jelâtin tabakasına sahiptir. Yalnız kâğıt yerine taşıyıcı olarak polyester film kullanılmaktadır.
Strip: Polyester filmde, polyester ile jelâtin arasında bulunan bağlayıcı bir tabakadır. Bu tabaka, film silindire sarıldığı zaman jelâtin tabakasının silindire kolaş göçmesine yardımcı olur.
Gümüş halojen film: Silindir kopya filmidir. Pigment kâğıdı veya polyester filminin yerine kullanılır.
Direkt silindir kopyası: Pigment kâğıdı, polyester film veya gümüş halojen filmlerini pozlandırıp banyo etmek yerine hassas emülsiyonu doğrudan doğruya silindir yüzeyine sıvanır. Pozitif montaj silindir üzerine pozlandırılır. Tashih yapılır. Sonra asitle yedirme işlemi yapılır. Bu sistemin avantajı; resim boyutlarının değişme sorununu ortadan kaldırır. Modern tifdruk silindir hazırlamada direkt kopya sistemi uygulanmaktadır.
Elektronik gravür:Elektronik silindir hazırlama sistemidir. Baskı görüntüsünün pozitif filmden doğrudan doğruya bakır silindir üzerine transfer edilerek yapılmasıdır.
Sodyum bikarbonat:Pigment kâğıdının ışığa duyarlı hale getirilmesine yarayan kimyevi bir maddedir. Pigment kâğıdı potasyum bikarbonat eriyiği içinde banyo edilerek, ışığa duyarlılık kazandırılır. Potasyum bikarbonat(K2Cr2O7) yerine amonyum bikarbonat ((NH4)2Cr2O7) kullanılabilir.
Tifdruk tramı:Siyah kareler halinde veya tuğla biçimindedir. Kalıp silindiri üzerinde boya çukurlarının ve çukur çevrelerinin oluşmasını sağlar.
Boya sıyırıcı raklenin temas ettiği kısımlar tramda şeffaftır. Şeffaf kısımların, siyah kısımları oranı normal olarak 1/3, 1/4, 1/5 oranında olanları vardır. Tifdruk tramını, ofset ve tipoda kullanılan tramlardan tamamen ayırmak gerekir. Çünkü tifdruk tramı, yarım tonları noktalara çevirmek için kullanılmaz. Yalnızca raklenin boyayı sıyırması için zemin teşkiline yarar.
Klasik sistem tramlama:Burada, tramlar, yüzey itibari ile aynı büyüklükte, ancak resim tonlarını değişik derinlikteki noktaların aldığı boya miktarları ile sağlanıyor.
Oto tipi tramlama: Bu da tifdrukta tramlama sisteminden birisidir. Nokta büyüklükleri, tipo ve ofsette olduğu gibi, değişiktir. Bu noktaların çapları, resim tonlarını verir. Noktaların derinlikleri aynıdır. Noktaların çevrelerinde, raklenin boyayı sıyırması için gerekli olan çizgiler bulunur. Bu çizgiler tramlı pozitif lith filmdeki şeffaf biçimdedir. Oto tipi tifdruktaki noktaların hiçbiri birbiri ile temas halında değildir. Her nokta bağımsız olarak bulunur. Bu tifdruk oto tipi tramını, ofset ve tipo için kullanılan tramlarlardan ayıran bir özelliktir.
Rakle:Kalıp silindirinden boyayı sıyıran mekanizmadır. Boya sıyırıcı raklenin temas ettiği kısımlar tramda şeffaf olan kısımlardır.
Soğuk ışık: Pigment kâğıdın kopyasında poz aracıdır. Isınmadığı için pigment kâğıdı fazla etkilenmez, genleşmez. Eğer pozda kâğıt ısınırsa pigment kâğıt genleşir, uzar bu da ayarsızlığa neden olur.
Galvano sistem: Çelik silindir üzerine bakır kaplanmasıdır. Bakır kaplanması galvano sistem ile yapılmaktadır.
Ballard bakır kaplama: Silindire bakır kaplama sisteminden biridir. Yaklaşık 0,5 mm. kalınlığındadır. Bu tabaka parlatılır. Kopyadan sonra, asitle yedirilerek baskı yapacak çukurlar oluşturulur. Baskı işi bittikten sonra silindir üzerinden sökülüp, elektroliz yolu ile yeniden kaplama işlerinde kullanılır. Bu sistem bir defa kullanılır.
Temel bakır kaplama: Bu da silindire bakır kaplama sistemidir. Bu tabaka daha kalındır. Yaklaşık 3 mm dir. Baskıdan sonra çukurlar kayboluncaya kadar üstten sıyrılıp, sonra üzeri yeni kopya yapılır. Bunun dezavantajı her sıyırmada temel bakır tabakası incelir. Dolayısıyla silindirin çapı da daralmış olur. Bu dezavantajdan dolayı bu sistem tercih edilmemektedir.
Asfalt lakı: Bakır silindire yedirme işlemine başlamadan önce, silindir jelatinsiz yani basmayacak bölgeleri veya hatalı kısımları, kapatmaya yarayan maddedir.
Yedirme: Bakır silindirin "Demir III Klorür" FeCl3 ile derinlik (çukurlaştırma) yapma işidir. Yedirme işleminden sonra silindir baskıya verilir.
Arttırma tashihi: Silindir çukurlarının daha çok derinleştirilmesi ve resim tonunun daha yükseltilmesi demektir. Arttırma tashihi için önce silindir yüzeyi temizlenir. Merdane dayanaklı boya verilir, yedirilmek istenen çukurluklar çıplak kalır. Korunmak istenen çukurlar boya ile doldurulur. Sonra yedirme yapılır. İstenen derinliğe ulaşınca yedirme tamamlanmış olur.
Eksiltme tashihi: Silindir çukurlarındaki derinliğin azaltılarak resim zayıflatılmasına denir.
SERİGRAFİ BASKI TERİMLERİ
Serigrafi Baskı: Bir çerçeveye gerilen ince dokulu kumaş (ipek) ya da m e t a l örgü üzerinde; basılacak şeklin içine rastlayan delikler açık bırakılır. Dış kısım delikler ise, özel maddelerle kapatılır. Böylece oluşturulan herhangi bir yüzey üzerine konulup, özel bir lastikle içine mürekkep yayılarak, toplanınca açık deliklerden aşağı sızan boya şeklin yüzey üzerine çıkmasını sağlar.
Serigrafi: Elek gibi gerilmiş ince özel ipek dokumaya dizilmiş ya da yazılmış yüzeylerden geçirilen boya ile baskı yapılan sisteme denir.
Gaze (ipek): Çerçeveye gerilen ve üzerinde görüntüyü taşıyan dokumalardır.
Elek: Kalıp ipeği...
Foto Şablon: Elek üzerinde ışığa duyarlı foto grafik emülsiyonlar kullanmak suretiyle yapılan çalışmaya denir.
Lak: İpek üzerinde film yada emülsiyonla örtülmeyen kısımlardaki yüzeyleri kapatmaya yarayan sıvı maddelerdir.
Stensil: Şablon, serigrafi kalıbı.
Tiner: Eritgen, mürekkebi incelten sıvı.
Rakle: Eleğe konan mürekkebi aşağı geçiren, ahşap ya da alüminyum tutacağı ve buna takılıp değiştirilebilir özel bir lastik bölümü bulunan baskı aracıdır.
Akrelik boya: Su ile inceltilebilen temizlene bilen her türlü akrilik ve plastik esaslı boyalardır.
İnceltici: Yapısında mürekkebin bağlayıcısındaki reçineyi çözen, mürekkebi incelten istenilen kıvama getiren kimyasal maddedir.
Geciktirici: Mürekkebin kurumasını hem şablonda hem de sonraki kurutma tertibatında yavaşlatmayı sağlayan kimyasal maddedir.
Köpük kırıcı: Mürekkeplerin karıştırma ve ragle ile baskı yapma anında mürekkepler köpürebilir bunu engellemek için kullanılan kimyasaldır.
Kalıp açıcı: Baskı sırasında ipekteki tıkanmaları engelliyen kimyasal maddedir.
Pistole: Rakle kullanmadan mürekkebi basınçlı havayla kalıbın içine püskürten tabanca görünümlü bir baskı aracıdır.
Rulo: Lastik bir silindir ve tutma sapından oluşur. Mürekkep ezmeye ve kalıp hazırlamaya yarayan aygıt.
Spatula: Kalıba mürekkep koymaya, kalıptan mürekkep sıyırmaya ve mürekkebi ezmeye yarayan ağaç saplı, çelik ya da plastikten yapılma araç.
Rölyef (Kabartma): Basılan işe, kabartma tozu serpilip, tozun fazlalığı döküldükten sonra, elektrik ocağı üstünde ısıtılarak baskının kabartılmasıdır.
TAMPON BASKI
Tampon baskı: Klişe üzerine verilen boya bir Rakle ile sıyrıldığında yalnızca dış kısımlarda kalır. Silikon ve yağ karışımından oluşan tampon ise bu dişi kısımda kalan boyayı alarak basılması istenilen cismin üzerine bırakılır. Bu tamponun in büyük özelliği boyayı kolay kabul etmesi ve kusursuz aktarmasıdır.
Fotopolimer Klişe: Plastik kalıp
Klişe: Pozitif film görüntüsünü taşıyan kalıp.
Rakle: Fazla boyayı sıyıran bıçak.
Silikon Tampon: Klişeden görüntüyü alıp baskı materyali üzerine aktaran silikon ve yağ karışımından oluşan tampon.
Morlock Gf: Tampon baskı makinesi türüdür. Mürekkebin çevre ile ilişkisi kesilmiştir. Bu sebeple hiç sulandırmadan iki üç gün kullanılabilir.
Morlock Mtr1: Tampon baskı makinesi türüdür. Yapışkan bir bant vardır ve bu yapışkan bant programlandırılan baskı sayısına gelindiğinde tampon altına hareket eder.Tampon bu yapışkan banda basınca üzerindeki boya artıklarını bırakır.
Morlock Mds500: Tampon baskı makinesi türüdür. Büyük ve üç boyutlu parçalar üzerine dört renge kadar baskı yapabilirler.
Hazne: Baskıda kullanılacak boyanın konulduğu ve boyayı koruyan m e t a l kap.
Koruyucu Bant: Klişenin üzerinde bulunan ve onu ışığa karşı koruyan bant
Tesbit Banyosu: Pozlandırılan klişenin açılmasını sağlayan banyo.
Kapatma Lakı: Klişe tespit banyosundan çıkartılıp el değmeden suda yıkanır ve kurutulur. Kurutulduktan sonra hatalı yerlerin kapatılmasında kurutma lakı kullanılır.
Demir klorür Dolu Küvet:Tespit banyosuyla açılan kısımların açılmasında kullanılan ve içinde Demir klorür bulunan küvetlerdir.