Neler yeni

Yeni mesajlar Yeni konular En çok mesaj En çok tepki En çok görüntülenen

Yunus Emre - 13. Yüzyıldan bugüne bir dil köprüsü

Önder Adem

👑Efsanevi Grafiker👑
Katılım
8 Eki 2008
Mesajlar
2,046
Tepkime puanı
62
Yaş
47
Web sitesi
www.istanbulletiket.com
Yunus Emre - (1238 - 1328)

Türk halk şairlerinin tartışmasız öncüsü olan ve Türk'ün İslam'a bakışını Türk dilinin tüm sadelik ve güzelliğiyle ortaya koyan Yunus Emre, sevgiyi felsefe haline getirmiş örnek bir insandır. Yaklaşık 700 yıldır Türk milleti tarafından dilden dile aktarılmış, türkü ve ilahilere söz olmuş, yer yer atasözü misali dilden dile dolaşmış mısralarıyla Yunus Emre, Türk kültür ve medeniyetinin oluşumuna büyük katkılar sağlamış bir gönül adamıdır. Bazı kaynaklarda Anadolu'ya gelen Türk boylarından birine bağlı olup, 1238 dolaylarında doğduğu rivayet edilirse de bu kesin değildir; tıpkı 1320 dolaylarında Eskişehir'de öldüğü yolundaki rivayetlerde olduğu gibi. Batı Anadolu'nun birkaç yöresinde "Yunus Emre" adını taşıyan ve onunla ilgili görüldüğünden "makam" adı verilen yer vardır. Bir garip öldü diyeler Üç gün sonra duyalar Soğuk su ile yuyalar Şöyle garip bencileyin diyen Yunus, belki de doğduğu ve yaşadığı topraklardan çok uzaklarda bu dünyadan göçüp gittiğini anlatmak istemektedir. Türkiye'nin pek çok yerinde Yunus Emre'nin mezarı olduğu iddia edilen pek çok mezar ve türbe vardır. Bunlardan başlıcaları şöyle sıralanabilir: Eskişehir'in Mihalıççık ilçesine bağlı Sarıköy; Karaman'da Yunus Emre Camii avlusu; Bursa; Kula ile Salihli arasında Emre Sultan köyü; Erzurum, Duzcu köyü; Isparta'nın Keçiborlu ilçesi civarı; Aksaray; Afyon'un Sandıklı ilçesi; Ordu'nun Ünye ilçesi; Sivas yakınında bir yol üstü. Görüldüğü gibi sayı ve iddia hayli kabarıktır. Bazı belgeler, Yunus Emre'nin asıl mezarının Karaman veya Sarıköy'de olduğuna işaret etmektedir. Nitekim, 1970'li yılların başında Sarıköy'deki mezarın Yunus'a ait olduğuna kesin gözüyle bakılarak bu köye Yunus Emre adı verildi ve oradaki bir bahçe içine anıt dikildi. 1980'li yıllarda ise, 1350'de yapılmış olan Karaman'daki Yunus Emre Camii'nin yanındaki mezarın onun gerçek mezarı olduğu iddia edildi. Aslında bu durum, Yunus Emre'nin Türkler tarafından ne kadar sevildiği ve benimsendiğinin çarpıcı bir örneğidir. Gerçekten de halktan biri olan Yunus Emre, halkın değer, duygu ve düşüncelerini dile getirişi itibariyle tarihimizin en halkla barışık aydınlarından biri olma özelliğine sahiptir. Türk tasavvufunun dilde ve şiirde kurucusu olan Yunus Emre'nin şiirlerinde ahlak, hikmet, din, aşk gibi konuların hemen hepsi tasavvuftan çıkar ve tasavvuf görüşü çerçevesinde bir yere oturtulur. Mısralarında didaktik ahlak telkinlerinde bulunan Yunus Emre, "gönül kırmamak" konusuna ayrı bir önem verir ve "üstün bir değer" olarak şiirlerinde bu konuyu özenle işler. Bu arada Yunus Emre'yi öne çıkaran bir başka önemli özelliği de, şiirlerinde işlediği konuları ve telkinleri bizzat kendi hayatında uygulamasıdır.


Şimdi Yunus Emre'nin ne kadar arı bir dil kullandığına bakalım.

Ben yürürüm yane yane
Aşk boyadı beni kane
Ne akılem ne divane
Gel gör beni aşk neyledi

Gah eserim yeller gibi
Gah tozarım yollar gibi
Gah akanm seller gibi
Gel gör beni aşk neyledi

Akar sulayın çağlarım
Dertli ciğerim dağlarım
Şeyhim anuban ağlarım
Gel gör beni aşk neyledi

Ya elim al kaldır beni
Ya vaslına erdir beni
Çok ağlattın güldür beni
Gel gör beni aşk neyledi

Ben yürürüm ilden ile
Şeyh anarım dilden dile
Gurbette halim kim bile
Gel gör beni aşk neyledi

Mecnun oluban yürürüm
O yari düşte görürüm
Uyanıp melfil olurum
Gel gör beni aşk neyledi

Miskin Yunus biçareyim
Baştan ayağa yareyim
Dost ilinden avareyim
Gel gör beni aşk neyledi

Y.Emre


-----------

Cenab-ı Han Selim-i ma'delet kar

Cenâb-Hân Selîm-i ma'delet kâr
Ki oldur merkez-i pergâr-ı dünyâ
Edüp takdim-i adlâ-yı mesâlih
Cihân-ı kıldı ma'mûrüz'-zevâyâ
geçüp tedkîk-i Oklides-i re'yi
Hikemde oldu Eflatun'dan a'lâ
Sezâdır olsa pây-endâz-ı râhî
Kumaş-ı atlas-ı gerdûn-ı hadrâ
Mühimmât-ı umûr-ı ceng-ı yekser
Aristo gibi tedbîr etti hakkâ
Edüp ez-cümle ihyâyı fenn-i harbi
o sûretde musanna' kim görenler
olur hayretle çün nakş-ı heyûlâ
Kılup te'sîs-i eşkâl-i mehâret
Binâsı oldu kıstâs-ı temâşa
Bu mısrâ geldi bir târîh Galib
Mühendishâne-i nev-resmi vâlâ

Şeyh Galib



İlk şiir 13. ve 14. yüzyıllar arasında yaşamış Yunus Emre'ye ait...

İkinci şiir 18. yüzyılın ortalarında yani Yunus Emre'den yaklaşık 500 yıl sonra yaşamış Şeyh Galib'e ait...

Hangi şiiri anladınız?
 

Benzer konular

wwaslıww

👑Efsanevi Grafiker👑
Katılım
30 Ara 2008
Mesajlar
2,427
Tepkime puanı
58
Yunus Emre'nin mükemmel bir hayatı var paylaşım için teşekkürler
 

By-DeSiGnEr

⭐Deneyimli Tasarımcı⭐
Katılım
18 Şub 2009
Mesajlar
166
Tepkime puanı
2
Karamanlı olarak paylaşım için teşekkürler...
 

turkmavisi

🌱Yeni Üye🌱
Katılım
20 Kas 2008
Mesajlar
7
Tepkime puanı
0
arkadaşlar edebiyatı böyle yaparak anlamsızlaştırmayın, şeyh galibin yeri başkadır yunus emrenin yeri baskadır. bir şeyi anlamıyoruz diyerek kötüleyemeyiz yada yok sayamayız .
"İnsanoğlu yabancısı olduğu şeyi barbarca, kendi aklına uyduramadığı şeyi de akıl dışı diye tanımlar." Nietzsche nin sözü herhalde bu konuyu daha aşikar çerçeveye oturtuyor. aslında nasıl yazdıkları değil ne yazdıkları önemlidir biçim tartışması yersiz, önemli olan özdür mevlanda bizim öz malımızdır .lakin hiç türkçe şiiri yok .şimdi mevlana eserlerini farsça yazdı diye kötümü diyeceğiz yada farsça yazdığı için mevlanayı kimse anlamadı kimse bilmiyormu diyeceğiz bilakis farça yazdığı halde türk dünyasının en tanınmış medarı iftiharlarındandır .demekki yazılan önemlidir biçim ikinci plandadır
 

Önder Adem

👑Efsanevi Grafiker👑
Katılım
8 Eki 2008
Mesajlar
2,046
Tepkime puanı
62
Yaş
47
Web sitesi
www.istanbulletiket.com
arkadaşlar edebiyatı böyle yaparak anlamsızlaştırmayın, şeyh galibin yeri başkadır yunus emrenin yeri baskadır. bir şeyi anlamıyoruz diyerek kötüleyemeyiz yada yok sayamayız .
"İnsanoğlu yabancısı olduğu şeyi barbarca, kendi aklına uyduramadığı şeyi de akıl dışı diye tanımlar." Nietzsche nin sözü herhalde bu konuyu daha aşikar çerçeveye oturtuyor. aslında nasıl yazdıkları değil ne yazdıkları önemlidir biçim tartışması yersiz, önemli olan özdür mevlanda bizim öz malımızdır .lakin hiç türkçe şiiri yok .şimdi mevlana eserlerini farsça yazdı diye kötümü diyeceğiz yada farsça yazdığı için mevlanayı kimse anlamadı kimse bilmiyormu diyeceğiz bilakis farça yazdığı halde türk dünyasının en tanınmış medarı iftiharlarındandır .demekki yazılan önemlidir biçim ikinci plandadır

Burada bir yanlış anlaşılma var, yazının hiçbir yerinde Şeyh Galip'in sanatı, edebi kişiliği veya eserleri ile ilgili olumsuz bir kelime ve hatta ima bile yok... Sadece Türkçenin arı kullanımı ile ilgili bir kıyastı bu... Divan Edebiyatı'nın ne kadar ağır bir dille yazıldığını ve aslında yüzyıllar önce aynı topraklarda aynı kültürde yaşamış bir başka şairin ne kadar anlaşılır bir dil kullandığı ile ilgili bir karşılaştırma... Elbette hepsi bizim kültürümüzdür, hepsinin yeri başkadır, zaten kilit kelime de bu, farklılık, iyi ya da kötü anlamında değil farklılıkları göstermek anlamında bir yazı idi bu...
 
Üst