Neler yeni

Yeni mesajlar Yeni konular En çok mesaj En çok tepki En çok görüntülenen

Atatürk Bilardo oynarken fotoğrafı

Şerifcan

🏅Acemi Tasarımcı🏅
Katılım
12 Ağu 2009
Mesajlar
29
Tepkime puanı
0
Herkese merhabalar,
Aceleyle yazıyorum forumda belki vardır arama yapamadım vaktim kısıtlı bu yüzden kusura bakmayın verilmiş olabilir. Bana Atatürk'ün Bilardo oynarken fotoğrafı lazım eğer bilen biri varsa kaynak veya fotoğrafı link olarak verebilir mi ? herkese şimdiden çok teşekkür ederim bu konu verildiyse kusura bakmayın vaktim . iyi günler , iyi çalışmalar
 

Benzer konular

crazyglad

👑Efsanevi Grafiker👑
Katılım
7 Mar 2008
Mesajlar
4,068
Tepkime puanı
89
Atatürk bilardo oynadı bu doğru ama bunu sadece hobi olarak yaptı diye biliyorum ben...

Nette böyle bir fotoğraf yok bir arkadaşımda görmüştüm ama nerden temin ettiğine dair bir fikrim yok....
 

Şerifcan

🏅Acemi Tasarımcı🏅
Katılım
12 Ağu 2009
Mesajlar
29
Tepkime puanı
0
Büyük devlet ve siyaset adamı, büyük kumandan ve büyük devrimci olarak kalıcı ve yaşayan bir deha olan Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk'ün yaşamında ve anılarında büyük bir yer tutan sofraları; servis biçimleri, konukları ve fikir sohbetleriyle renklenen bir tür akademiydi.

Atatürk, yalnızlığını gidermek; dostları ile sık sık bir arada olacağı ortamı yaratmak; eğlenme, dinlenme ihtiyacını gidermek (çoğunlukla ciddi konular ve ilmi tartışmalarla geçen geceler olduğu gibi bazı gecelerde de alaturka saz getirilerek eğlenilirdi; Atatürk sevdiği şarkıları söyledikçe neşelenir ve misafirlerine dönerek sık sık kadeh kaldırırdı) görev vereceği kişileri türlü yönlerden yoklamak; gerekli durumlarda da kamuoyu oluşturmak; dostlarıyla (ve bazen düşmanlarıyla da) iç politika, dış politika, iktisadi politika, dil, coğrafya vb. birçok ilmi konular, günün önemli sorunları, devrim hareketleri, her çeşit milli sorunları tartışmak için (sofranın dağılması görüşülen konunun önemine göre olup, çoğu zaman sabahlandığı gibi erken saatlerde dağıldığı da olurdu ve ayrıca Atatürk, fikir ve kanaatlerin serbestçe açıklanması için müsamahakar kalırdı, ama, dedikodu konularına hiç müsaade etmezdi), çalışma ve uyku dışındaki zamanının çoğunu akşam sofralarında geçirmeyi bir yaşam tarzı olarak benimsemişti.

ÜÇ TÜR KONUĞU VARDI

Atatürk'ün sofralarının, çok eskiden beri ilişkisinin olduğu yakın dostları (Selanikli, uzaktan yakın akrabası da olan yaveri Salih Bozok; Selanik'ten arkadaşı olan ve Mustafa Kemal'e Kemal diye hitap edebilen iki kişiden biri olan Kurmay Albay Nuri Conker; Latife Hanım; kendisine uzun süre yaverlik yapan Cevat Abbas; koruması Kılıç Ali); günaşırı ya da hafta aşırı konukları olan düşün adamları ve gazeteciler (sofraya eşleriyle katılarak Atatürk'ün yalnızlığını gideren Falih Rıfkı Atay, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Ruşen Eşref Ünaydın ve Nadir Nadi) ve düşünce alışverişinde bulunmak için özel olarak davet ettiği konuklar olmak üzere üç tür konuğu vardı. Sofranın sürekli konukları olan eski askerlerin hepsi de, sofrada bile çift tabanca ile oturarak ve konukların yoğun olduğu gecelerde az içki içip dikkatlice etrafı kollayarak Atatürk'ün yakın korumalığını yapan kişilerdi. Ayrıca, bu korumalar, yurt gezilerinde de Atatürk'ün çevresinde canlı kalkan oluştururlardı. Atatürk'ün sofrasına, çağrısız girebilen tek kişi İsmet Paşa idi.

SOFRAYA ÖZEN GÖSTERİRDİ

Çok dikkatli bir insan olan Atatürk, sofraya otururken; sofra örtüsünden tabaklara, bardaklardan çatal bıçaklara varıncaya kadar her şeyin düzenli olarak yerli yerinde olmasına özen gösterirdi (sofraya oturmadan önce, çatal bıçaklarda bir düzensizlik görürse; bunu bizzat kendisi düzelterek sofraya otururdu). Sofranın karşısında, tebeşirleri ve silgisiyle birlikte bir büyük kara tahta bulunurdu. (Karşılıklı fikir ve bilgi alışverişinin yapıldığı sofradan birçok profesör, milletvekili ve bakan kara tahtaya kalkardı). Gelen davetliler köşkün bilardo salonunda toplanarak Atatürk'ü beklerlerdi. Davetlilerini bekletmemeye özen gösteren Atatürk, köşke geldiğinde davetlilere: "Hoş geldiniz" diyerek ellerini sıktıktan sonra: "Buyurun, sofraya oturalım" derdi ve sofraya oturulurdu. Eğer Atatürk, köşkün dışında bir gezintide değilse, bilardo salonuna inip bilardo oynayarak konuklarını beklerdi ve konukları gelince de bir yandan bilardo oynarken bir yandan da sohbet ederdi. Sofraya oturma zamanı geldiğinde de "Buyurun, sofrada devam ederiz" diyerek davetlilerle birlikte sofraya geçerdi.

YEMEK SEÇMEZDİ

Sofrada titizlik göstererek yemek seçmeyen Atatürk'ün, ısrarlı yemek isteği olmazdı ve çoğunlukla mönüde ne varsa onları yerdi. Yemek seçmemekle birlikte Atatürk'ün sevdiği başlıca yemekler, omlet, patlıcan, karnıyarık, yağlı fasulye diye adlandırdığı kuru fasulye idi. Patlıcan karnıyarık ile pilavı birbirine karıştırarak yemeyi çok severdi. Meyveyi olgun yerdi ama çürütmezdi.

SOFRASINDA KİMSEYİ İÇMEYE ZORLAMAZDI

İçki olarak rakıyı ve yanında da baş meze olarak leblebi, beyaz peynir ve kavunu tercih ederdi (bira, şarap, viski ve şampanyayı nadiren içerdi). Gündüzleri ve önemli konuların görüşüleceği sofralarda içki bulundurmayan ve kahve içen Atatürk, görev başında içki içilmesini de hoş görmezdi. "Sağlığın korunması için, özellikle dimağın canlılığı, zihnin açıklığı için alkol almamalı" diyen ve içmediği günlerde, hem uyumak hem de bağırsaklarını harekete geçirmek için devamlı olarak ilaç kullanmak zorunda kalan Atatürk, sağlığı için içmemesini isteyen genel sekreteri Hasan Rıza Soyak'a, "Haklısın bunları ben de bilmez değilim çocuk. Fakat ne yapayım ki içmeğe mecburum; kafam çok, ama beni rahatsız edecek kadar çok ve hızlı çalışıyor; vakit vakit onu uyuşturup biraz dinlenmek ihtiyacını duyuyorum... Zihnim bir meseleye takılıyor, onu düşüne düşüne kafam şişiyor, uykum kaçıyor... İçmediğim zamanlar uyuyamıyorum, ıstırap içinde bunalıyorum. Aynı zamanda içki bağırsaklarımı da düzenliyor..." demişti. (Atatürk Kurtuluş Savaşı sırasında ise hiç içki içmemişti). Sarhoşluktan hiç hoşlanmayan ve hayatında hiç sarhoş olmamış olan Atatürk sofrasında, alkolün tesiri altında kalanlara fazla rahatsız olmamaları için hemen izin verirdi. Az içki içen Atatürk, sofrasında kimseyi içkiye zorlamazdı.

GENELDE KENDİNİ YALNIZ HİSSEDERDİ

Akşamları sofrasında konukları eksik olmayan ve buna rağmen, kendini genelde yalnız hisseden Atatürk, 1936 sonlarında bir gün genel sekreteri Hasan Rıza Soyak'a şöyle içini döktü: "Bunalıyorum çocuk, bunalıyorum... Ben burada bir nevi mahpus hayatı yaşıyorum. Çünkü gündüzleri ekseriye yalnızım. Herkes işinde gücünde... Benim ise çoğu günler, bütün günümü değil, bir saatimi dahi dolduracak işim yok. Şu halde ya uyuyabilirsem uyuyacağım, yahut bir şeyler yazacağım. Arada biraz dinlenmek ve hava almak ihtiyacını duyarsam şehir içinde ve dışında ancak otomobiller ile gezinti yapacağım. Ya sonra? Sonra gene bu hapishaneye döneceğim. Ve kendi kendime bilardo oynayıp, sofra zamanını bekleyeceğim. Bari sofrada değişiklik olsa... Ne gezer... Bu sofra nerede kurulursa kurulsun karşımda aşağı yukarı hep aynı insanlar... aynı yüzler... Hasılı bıktım, usandım çocuk..."

SON İSTEĞİ ENGİNAR OLDU

1938 yılının Ekim ayında, Atatürk oldukça ağır hastaydı. 29 Ekim 1938'den 7 Kasım 1938'e kadarki 10 günü yarı uyur yarı uyanık bir halde geçirerek, genellikle kendinde olmayan Atatürk, hastalığının son aşamasındaydı ayıldıkça da yulaf unundan poriç, süt, pirinç suyu ve meyve sularından oluşan mönüsüyle karnını doyuruyordu. O günlerde Atatürk'ün canı enginar yemeği istedi. Ancak o zaman İstanbul'da bulunmadığı için Hatay'dan ısmarlanan enginarlar; ölüm döşeğinde derin bir uykuda olan Atatürk'e kısmet olmadı.
 

Şerifcan

🏅Acemi Tasarımcı🏅
Katılım
12 Ağu 2009
Mesajlar
29
Tepkime puanı
0
burada bizim bilardo salonundaki abi onda varmıs benden rıca ettı duzenlemem ıcın ama nette varsa ben oradan alayım diyordum yani gerçek yani bilardo oynadıgı =)
 

tugi

♾️Grafik Gurusu♾️
Katılım
7 Şub 2008
Mesajlar
1,353
Tepkime puanı
105
Atatürk bilardo oynadı bu doğru ama bunu sadece hobi olarak yaptı diye biliyorum ben...

Nette böyle bir fotoğraf yok bir arkadaşımda görmüştüm ama nerden temin ettiğine dair bir fikrim yok....

Bu cevap çok hoşuma gitti :)

hobi olarak yapacak tabiki, profesyonel olarak yapacak hali yok arkadaşım.

İyi güldürdün beni.
 

crazyglad

👑Efsanevi Grafiker👑
Katılım
7 Mar 2008
Mesajlar
4,068
Tepkime puanı
89
Yani benimde hoşuma gitti o zamanlarda profesyonel bilardo olacak değil ya :)
 

racoon_tr

🌟Usta Tasarımcı🌟
Katılım
23 May 2008
Mesajlar
255
Tepkime puanı
11
o fotoğrafı elde eden olursa bizden esirgemez herhalde:D
 

grafiker66

🏅Acemi Tasarımcı🏅
Katılım
29 Eki 2007
Mesajlar
90
Tepkime puanı
2
valla oynadımı oynamadımı bilmem ama olan varsa paylaşsın arşive alalım :D lazım olur ilginç bi resim değilmi sizcede
 

serhat87or

🌱Yeni Üye🌱
Katılım
6 Şub 2010
Mesajlar
15
Tepkime puanı
0
hastamısınız siz ya. Hiç Atamızın fotoğrafını blardo oynarken nete koyarlarmı. koysunlar bakalım ne oluyo...
 

ma®tin

Kreatif Stratejist
👑Efsanevi Grafiker👑
Katılım
10 Şub 2010
Mesajlar
5,536
Tepkime puanı
161
Golf oynarken de var mı aceba. :D
 

oreiro

🏆Pro Tasarımcı🏆
Katılım
8 Haz 2010
Mesajlar
636
Tepkime puanı
31
çok merak ettim şimdi bu fotoğrafı ilk defa duydum
 

bülent35

⭐Deneyimli Tasarımcı⭐
Katılım
16 Haz 2008
Mesajlar
155
Tepkime puanı
7
geçenlerde bu konuyu görmüştüm merakda etmiştim varmıdır diye bir kaç gün önce bilardo oynamaya gittim ve duvarlara baktım belki vardır diye oda varmış :D bilardo masası satan bir firma takvimde kullanmış ama foto montajdı orjinal değil
 

serkanisp

🌱Yeni Üye🌱
Katılım
13 May 2009
Mesajlar
3
Tepkime puanı
0
Semih saygıner aslında geçmişten geldi.Ve ATATÜRK ölmeden ona el verdi. aslında ATATÜRK 3 bant ve american,ingiliz ve japon bilardolarını çok iyi oynardı.Semihe o öğrettii...

şakamısın arkadaşım sen :))
 

chroo

🏅Acemi Tasarımcı🏅
Katılım
29 Nis 2009
Mesajlar
62
Tepkime puanı
2
evet o resmi Çorumda bir bilardocu daha kullanıyor camına asmıştı
 

mersinli hayri

🏅Acemi Tasarımcı🏅
Katılım
29 Eyl 2009
Mesajlar
33
Tepkime puanı
0
sanırım esirgemez artık bu kadar muhabbetin üzerine
dört gözle bende bekliyorum...
 
Üst