Biçimsel düşünmek

Evet konunun tam yeri burası konuya başlamadan önce aşağıdaki yorumumu tekrarladıktan sonra. Bu konunun ayrımtılarına girebiliriz.

Ben meslek hayatımın büyük bir kısmını resim nedir tanımı üzerine yoğunlaştırdım.
Bu tanımlama çabalarımın sonucunda gördümki RESİM: biçimler üzerine düşünmektir. Bu sonuçtan sonra işlerim kolaylaştı. Çünkü gördüğümüz ve hayal ettiğimiz herşey bir biçimdir. İster somut olsun isterse soyut bir biçimin peşinde sürükleniyoruz. Bu nedenle biçim kavramını iyice özümsemeli ve ilk çalışmalarımızı biçim üzerine yoğunlaştırmalıyız. Ben senin resim yapmanı ve bolca resim izlemeni öneriyorum. Çünkü sonuçta kullandığın font ve tasarlamak için uğraş verdiğin logoda bir biçimdir ve grafik tasarımda biçimsellik açısından resimden aşağı kalmaz.

Genişletmek için tıkla ...

hocam önce ben bu yazınızdan anladıgımı önce size anlatmak istiyorum.Herhangi bir tasarım yaparken tasarımlarımızın karmaşıklıgından daha dogrusu aklımızın bunu nasıl çizerim şunu nasıl çizerim kaygısından ve karmaşasından kurtulmak için biçimsel olarak düşünmeyi deneyimlerinizin sonucunda öneriyorsunuz...

Bu baglamdan yola cıkarsak çok daha basit bir şekilde resimler çizebilme olanagı cıkıyor ortaya.Basit derken aklımız daha az yoruluyor sistemimiz oturttuktan sonra..

örnegin basit bir evde 1 adet kare 1 adet üçgen olur.. gibi anlıyorum söylediginizi.Bu örnegim cok basit bir örnek tabi çalışmamıza göre karmaşıklaşabilir fakat bu karmaşıklıgı zaman içinde herkez kendi yetenegi ölçüsünde belirli bir çizgiye oturtur ve işleri kolaylaşır.Zaman ister ama sonuç başarılıdır..

Benim anladıgım bu hocam.Fakat sizin temelde anlatmak istediginiz bumudur ?

Sanırım buradaki sihirli kelime "gözlem". Nitekim bahsettiğimiz resim, biçim gibi kavramlar birer sonuç. Gözlemlediğimiz, gördüğümüz (somut ya da soyut) ve öncesinde fikren tasarladığımız şeylerin sonucu bunlar. Nihayetinde çalışmalarımızı yaparken ilk hitap ettiğimiz duyular olan gözlere, akabinde düşüncelerine ulaşmak amacı güdüyoruz. Olayı tümevarım yöntemiyle sıralarsak şöyle bir zincir çıkabilir. Kaynak (gözlem, fikir), üretim (resim, biçim, tasarım), hedef (gözler ve akıl), çıktı (düşünce, duygular, talep, beğeni). Dikkat ederseniz kaynak ve hedefler için aynı organlar kullanılıyor. Yani şyöle diyebilir miyiz? Gözlem biçimin hamurudur. Olaya doğru açıdan mı yaklaşıyorum acaba?

Bence cok dogru bir kelime kurdunuz.

- Gözlem biçimin hamurudur..

Gerçektende böyledir.Bir cocugu ele alalım..Kelebek çizmek ister ama sadece bir çizgi çizer.Ve buna kelebek der.Çünkü gözlem eksikligi vardır..Eger ben bir araba görmemişsem bir araba çizemem.Hatta bunu şu şekildede düşünebiliriz.Mesela bir resim milyonlarca pikselden oluşur.Bu piksellerin birleşimi ve renk dagılımlarına göre resim ortaya cıkar.hocamın anlatmaya çalıştıgı şey pikselleri çizmekteki becerimizle dogru orantılı gibi geliyor bana..

Çok fazla falansan filansal konuşmam.. bu bakımdan tasarımın temel ilkesi biçimseldir diyemem. Gözlem lazim, çalışmak lazım, gezmek görmek lazim, bazen oturup belgesel izlemek lazim gidip göremiyorsak, bazen tutup tersten bakmak lazim, bazen detayi incelemek lazim...
Ama şunu diyebilirim, bir "form"un renkleri olmasa da halen siyah beyaz haldeyken ayni etkiyi yaratabiliyorsa, tamamdir.
Her detay başka bir formdur, her form baska bir detaydir. Nasıl baktıgınız çok önemli.

Biçimsel düşünmeyle ilgili Cahit hocamında açıklamasında dediği gibi biçimler üzerinde düşünerek bir sonuca varabiliriz. Önce nesnelerin, varlıkların ayrıntılarını, özelliklerini bilmeliyizki biçimsel olarak yansıtabilelim. Bununla ilgili olarak Picasso'nun Horoz deseni gelmiştir hep aklıma.. Sayılabilecek kadar az ve kıvrak bir kaç çizgiyle çözmüştür ama öyle yerinde çizgilerdir ki biz baktığımızda biçimi rahatlıkla algılayabiliriz. Bunlarda tabi denildiği gibi gözlem ve doğru algılamanın sonucudur.

Konuyu temel olarak çoğu insanın dikkatlice okuyup, iyi algılaması lazım. Hatta bunu bir yaşam felsefesi gibi gönüp, bakış açısı olarak ele alması gerek. Biçimsel düşünmek gerçekten tasarımı için fazla enerji harcamadan sağlıklı verileri elde etmemize olanak sağlıyor. Bu bir gerçek. Fakat çevremizdeki veya hedefdeki kişi veya kuruma buna ne kadar sağlıklı aktarabiliryoruz o da önemli.

Kişinin yaşam tarzı ve hayatı yorumlama biçimi de bu tarz düşünsel yapıya zemin hazırlıyor. Devamı bir araştırma, bilgi edinme, bilgiyi yorumlama v.s. gibi bir çok etkiliğe katılmak gerek.

Benim şahsi fikrim; beyni fazla görsel kirlilikten uzak tutup, daha yaratıcı ve eğitsel konularla beyni beslemek gerek. Bu sayede kişinin herhangi akli bir engeli yoksa, soyut veya somut olsun her şeyi biçimsel görebilir. Bu da zamanla bir beceriye dönüşebilir.



* Bu tarz konuları daha çok görmek ümidimdir.