Neler yeni

Yeni mesajlar Yeni konular En çok mesaj En çok tepki En çok görüntülenen

Çizgi Roman

obscurity

🌱Yeni Üye🌱
Katılım
31 Mar 2013
Mesajlar
2
Tepkime puanı
0
Arkadaşlar merhaba. Bir konuda detaylı yardıma ihtiyacım var.

Kendime ait bir hikayem var. Çizgi roman olarak düşünmüş ve başlamıştım yazmaya. Ancak artık bunu gerçekten çizgi roman haline getirmek istiyorum. Sanırım yaklaşık olarak 5-6 yayınlık yazmışımdır.

Biraz biraz başladım Ps öğrenmeye çalışmaya. Corel ile de uğraşıyorum bir yandan. Ancak bu çizim yapma işlerini çözemedim.

Karakterleri nasıl çizebilirim? İnsan figürleri? Yalnız gerçekten oturupta bana anlatabilecek birini arıyorum. Konu başlıklarına baktım çizimler var videolu falan ama göründüğü gibi olmuyor o sanırım cin aliden öteye gidemiyorum bir türlü.
 

yazarcizer

🏆Pro Tasarımcı🏆
Katılım
2 Mar 2009
Mesajlar
657
Tepkime puanı
26
Her senaryonun tohumu bir FİKİRDİR. Fikir soyut bir şeydir. Senaryoya dönüşmesi için ilk adım TEK CÜMLE HALİNE gelebilmesidir. Fikrinizi tek cümle ile anlatabiliyorsanız o fikrin senaryolaştırmak için ilk adım atılmış demektir.
Örnek: İşkolik üst düzey bir yönetici, bir uçak kazasıyla ıssız bir adaya düşer ve orada geçirdiği uzun süre içinde kendisi ve hayat hakkında yeni şeyler keşfeder” (Cast Away)
Tek cümle halinde bile olsa fikir ortaya çıktıktan sonra artık hikayeleştirme üzerinde çalışılabilir.
Bunun için bazı basamaklara ihtiyacımız var.
Senaryo Yazım Teknikleri Ve Bazı Örnekler

"Çizgi roman endüstrisinde ayakta kalabilmek için hem istedikleri kalitede, hem de istedikleri sürede çizmek zorundasın. Avrupa’da şöyle derler: "İşi güzel istiyoruz", ABD’de ise şöyle derler: "İşi güzel istiyoruz ve pazartesi istiyoruz." Avrupa’daki çizgi roman albümleri 48 sayfadır ve 2-3 yılda bir çıkar. ABD’de çizerler bir Avrupalı çizerin iki yılda çizdiğini iki ayda çizer. Hem iş hayatlarında öyle, hem sanat hayatlarında. Bu tempo çabuk tüketime yol açıyor ama arkasından başka şeyler geliyor. Mesela Asteriks 50 yıldır sürüyor. Ama Süperman 1930’lardan beri, Batman 1940’lardan beri var. Batman kaybolup gitmiyor."
Hürriyet Arama Mobil
https://www.youtube.com/watch?v=65LttTdK5uY

O önyargı, başlıkta belirttiğim, "noolucak canım, iki dakikada çizersin" önyargısıydı.

Nah çizilir iki dakikada!

Tam çeyrek asır boyunca siz değerli okurlarımın beş on saniye -bilemedin üç beş dakika- bakıp geçtiği o karikatür ve çizgi romanlar için dirseklerim masaya dayalı, sırtımın kamburunu çıkara çıkara göz nuru döktüm. Bazen hiç bir şey yapmadan, hatta su içmeye, çişe gitmeye bile üşenerek, sekiz on saat boyunca bomboş kâğıtlara bakıp durduğum, hafakanlar bastıran bir gerilime, sıcağa, soğuğa, uykusuzluğa, ama en berbatı da yanlış anlaşılmaya, bazen hiç anlaşılamamaya katlanarak, her gün bir öncekinin fevkinde eserler üretmek için yürek tükettim.

Asla, ama asla iki dakikada hapşırır gibi çırpıştırılan bir şey değildi karikatür ve çizgi roman; o eğri büğrü çizgilerin ardında adanmış hayatlar vardı. Sokakları unutması gerekiyordu yeteneğine tutsak çizgi roman sanatçısının; bitmek bilmiyordu iş. Tam o haftanın (ya da günün) çizgilerini teslim ettim rahatladım derken, aklına bir sonraki günün (ya da haftanın) sorumluluğu geliyor ve huzur falan kalmıyordu.

Mozart'ın bestelerine, Yahya Kemal'in, Nazım'ın şiirlerine (hatta budalalık katsayın müsaitse) Picasso'nun resimlerine baktığında "bunu ben de yapabilirim" duygusuna kapılırsın. Beatles'ın besteleri de bu duyguyu verir insana; çünkü yalındır. Karikatür de aynı duyguyu verir; o kadar az şey vardır ki orada, sanatçı mürekkebi savurmuş, kağıdın üzerinde karikatür hasıl olmuş sanırsın.

Yok mu sahiden böyle yapanlar? Olmaz olur mu? Sürüyle.

Yıllarca çöp adamlar çizerek toplumun bu konudaki cehaletini istismar eden bir yığın şarlatanla paylaşmak zorunda kaldım dergi ve gazete sayfalarını. Onlar gerçekten de iki sigara arasında berbatın berbatı şeyler çiziktiriyor, ama toplumun genel ahmaklığıyla atbaşı bir koşutluk içinde oldukları için gerçek sanatçıya göre daha kolay kabul görüyorlardı.
Noolucak ki canım, iki dakikada çizersin - Necdet Şen - Derkenar

Türkiye'de yapılan çizgi romanlar hakkında ne düşünüyorsun?
Türkiye'deki çizgi romanlar hep eksik ve düzeysiz. Ya konudan ya çizgiden, bir hafta olmazsa öteki hafta falso veren, istikrarsız bir romancılık furyası almış başını gidiyor. Buna ben de dahilim ama mücadele halindeyim. Şöyle film gibi, adamakıllı başlayıp adamakıllı biten romana pek rastlamadım. Galip Tekin'in bir iki romanı ve benim Kuvvacı’m, Sultan Ahmet'in Kamburu ve albümündekiler, İlban Ertem'in Milli Piyango’su, belki Nuri Kurtcebe'nin eski Gaddar’ları ise iyi birer örnek sayılabilir. Oğuz Aral'ın eski Utanmaz Adam'ları da istikrarlı birer roman örneği... Şu sıra senaryosunu baştan sona bitirip, dokümanını toplayıp, baştan sona eskizini kareleyip, sonra da kâğıda geçme disiplini ile roman yapan adam yok. Avrupa'da bu disiplin olmadan çizilen bir çizgi romanın ise hiç şansı yok.
Loading...
https://www.facebook.com/SUATGONULAYSAYFASI
Suat Gönülay (1) - Necdet Şen - Derkenar

- Okuyucular "devamı haftaya" hikayelerini okumaya pek istekli değiller. Hatta bundan emin olmak için önce sayfanın sonuna bakıyor eğer "son" yazmıyorsa başlamıyor bile. Yani düzenli okuyucu olmaya çekiniyorlar. Aldığı dergiden her an vazgeçebilirler. Tek sayfada başlayip biten hikayeler çizmemin nedeni bundandır. Okunmayan hikaye çizmek istemediğimdendir kısaca. Bir albüm için uzun hikaye çizmek ise ülkemiz şartlarında hiç kolay değil. Bir yıl çalısıp 45 - 50 sayfalık bir çizgi roman karşılığı alacağınız para ile bir aylık ev kiranızı dahi ödeyemezsiniz.
https://www.hayalsaati.com/index.ph...izmek-bir-sosyal-durumdurq&catid=26&Itemid=36

https://theairtightgarage.tumblr.com/
https://www.youtube.com/watch?v=-C464r1lfVo

https://www.youtube.com/watch?v=TOQuh-lH4w4

https://www.grafikerler.net/illustrasyonda-nasil-gelisebilirim-t144638.html

https://www.grafikerler.net/storyboard-t82576.html
 
Son düzenleme:

obscurity

🌱Yeni Üye🌱
Katılım
31 Mar 2013
Mesajlar
2
Tepkime puanı
0
Arkadaşlar yanıtlar için çok teşekkür ederim.

Yazarçizer sana ayrıca teşekkür ederim. Gerçekten çok güzel bir cevap olmus :)

Hikayemi tek cümle ile anlatabilirim evet ama o önyargıya ben de düştüm. Nasılsa bilgisayar başında oh kolay kolay çizerim dedim. Ama yok işte öyle değilmiş harbiden. En basitinden bir logoyu beceremedim daha. Kaldı ki insan figürleri çizmek. Hakikaten çok zor işmiş. Ancak ne yapıp edip öğrenmek zorundayım çünkü bu işi tamamen tek başıma bitirmek istiyorum. Biraz duygusal sebepler biraz inat. Fazlasıyla tepki alıp aşağılanmış bir konu ve gerçekten biraz sapkınca olabilir. Herşeyini kafamda canlandırarak yazdım ve yine ben hayat vermek istiyorum. Parsı getirisi umrumda değil. :)
 

yazarcizer

🏆Pro Tasarımcı🏆
Katılım
2 Mar 2009
Mesajlar
657
Tepkime puanı
26
Anlayışınız ve olgunluğunuz için ben teşekkür ederim. Nitekim:

"Pek az insan başkalarının deneylerinden yararlanmayı bilecek kadar akıllıdır." (Voltaire)

"Yapacağın işi, daha önce bunu denemiş, tecrübeli kimseye danış! Çünkü o, kendisine pahalıya mal olmuş doğru görüşleri sana bedava verir." (Hazret-i Lokman Hakim)

“Şanlı Photoshop yazılımının” tasarım öğretme menüsü yoktur; fikir bulamaz, renk seçemez, kompozisyon kuramaz, çizim yapamaz, tipografiden anlamaz ve üslub geliştiremez.
Mesela Büyük usta Sergio Pablos’un, sadece kağıt ve kalem kullanarak ortaya çıkardığı şu muhteşem animasyonu, bir takım komutlarla becerebilecek hiçbir program ve operatör yoktur ve asla da olmayacaktır (sayfaların sıralanması ve dijital boyama teknik konulardır):
Sergio Pablos rough animation of Doppler on Vimeo
The SPA Studios Masterclass 2012 - Acting Avanzado on Vimeo

What part of designing is most fun and easy, and what is most difficult?
Designing is never easy, but it’s really fun when you make it look that way. Solving a problem with a picture is the most rewarding part of my job.
CORY LOFTIS INTERVIEW
Tabletmonkey Presents

“This was a friggin' ball to work on when it came together but man, I fought and fought with this one until I finally nailed down a composition I liked.”
Cryptcrawler's deviantART Gallery
Brad Rigney - Cryptcrawler - CGHUB

https://www.youtube.com/watch?v=KjuOGQhotPg

Yani yolunuz çok uzun, en az bir 10 yıl durmaksızın çalışmayı göze almanız gerekecek (genellikle 10 saat bile sabreden zor bulunur halbuki):

7. Bir işte en iyi olmak için ne kadar süreye ihtiyaç var?
Yurt dışında yapılan birkaç araştırmada, kendi alanında çok iyi olan insanların, mesleklerinde bu ustalık seviyesine ulaşmadan önce en az 10.000 saat sırf o işe odaklı yaşadıklarını ortaya çıkarmıştır. Normal mesai saatleriyle yaklaşık beş yılı bulan bir süredir bu.

8. Yeni bir alanda kariyer yapıyorum, çok şey veriyorum ama geri dönüş alamıyorum. Yanlış yolda mıyım, acele mi ediyorum?
Yeni bir alanda kariyer yapıyorsanız, hayatınızın yaklaşık 10 yılını gözden çıkarmalısınız. ilk yıl 10 verseniz de, bir alabilirsiniz. İkinci yıl, yine 10 verirseniz, bu defa iki geri dönüş alırsınız. Üçüncü yıl 10 vermeye devam ederseniz, üç alırsız.
Aradaki farklar aslında boşa gitmez, o alanda başarılı olunca, bir noktadan sonra bir verip on almaya başlayabilirsiniz. bu konuda akademik araştırmalar olmasa da, inanıyorum ki, bir insan 10 yıl oyunca bir alanda sürekli çaba gösterirse, o alanda gelebileceği yer, o kişinin o alandaki kapasitesini yeterince gösterir.
https://www.muminsekman.com/makale-detay/Mumin-Sekman-basariyla-ilgili-sorularinizi-cevapladi

Ha, logo tasarlamak da, asgari 4 yıl eğitim almayı gerektiren çok zor bir iştir bu arada:

https://www.grafikerler.net/hocam-cok-acil-t143302.html
 
Son düzenleme:
Üst