Neler yeni

Yeni mesajlar Yeni konular En çok mesaj En çok tepki En çok görüntülenen

skyfox

👑Efsanevi Grafiker👑
Katılım
9 Ara 2009
Mesajlar
2,603
Tepkime puanı
90
e-posta kutuma (yine) gelen bir iletiyi yazım hatalarını ve biçimini düzenledikten sonra paylaşmak istedim.. Gerçekten de önemli bir konu. Üzerinde %100 DANA yazan, markalı sosislerin bile tatlarının neden bir şeye benzemediğini gayet güzel anlatıyor..

ANNEMİN KOFTESİ! (yiyin yiyin.. Afiyet olsun..)
Anlaşılan GDO'dan önce başka bir sürü sorunumuz var.

Değerli dostlar,

Ben inşaat mühendisi olmakla birlikte yaklaşık 18 yıldır yemek sektöründeyim. Yemek Sanayici ve İş adamları Derneği başkan yardımcısı, Ankara Sanayi Odası gıda komite üyesiyim.

Bu sürede öğrendiklerimi yazmaya sayfalar yetmez. Ancak birkaç bilgi aktarırsam ne demek istediğim daha iyi anlaşılır. Minimum M2 maksimum verim, olay tamamen budur.


Soya Kıyması” adıyla satılan ürün, yağı alınmış soya küspesidir.

25 Kg torbalarda kg fiyatı 1,5 TL civarındadır. Kullanırken ılık suyla ıslatılır 1 kg soya kıyması 3 kg su emer. Yani kullanım fiyatı kg da 50 krş tan aşağı olur. Gerçek etin 20 TL/kg olduğu yerde tabii ki bunu önce sermaye kullanır.

Bilinen büyük markaların hazır tıp annemin köftesi gibi köftelerin tamamı soya katkılıdır. Şirin gözükmesi içinde mix kıyma, soya proteini vs. gibi farklı isimlerle ambalaj üzerinde yazılmaktadır. Yani et diye soya küspesi satıp, annemin köftesi gibi aynen diye reklâm yapıyorlar.


BİTMEDİ: Bu soya zımbırtısı granül veya toz halinde, beyaz, açık kahve, koyu kahve, kırmızı, yeşil renkleri vardır. Tadı nötre yakındır. Cevizle karışıp baklavaya, kıymayla karışıp köfteye, unla karışıp ekmeğe, keke vs.ye giriyor.

Marine kuşbaşı diye bir et satılıyor şimdi, normal kuşbaşı etten ucuz.

Bir özel kimyasal karışım suyla ete emdiriliyor. % 20 su basılıyor ete, böylece fiyatı ucuzluyor.

Ancak bu tuzlar sizin kalp, şeker, tansiyon vs, rejimlerinize zarar verir mi bilmiyorsunuz. Yemeğe tuz atmıyorsunuz, ama başka tuzları bilmeden yiyorsunuz.

Yemek şirketinizin et giriş faturalarında “mix kıyma” ve “marine kuşbaşı” var mı, bir kontrol edin bakalım.


PEYNİR ALTI SUYU TOZU: Adı üstünde, peynir üretiminde kalan su sıcak plakalara püskürtülüyor, buharlaşma sonucu elde edilen toz işte. Nerede kullanılıyor? Peynirli çizi de peynir mi var zannediyorsunuz.

Tüm bisküvi ve kek sektörünün birinci sınıf dolgu maddesi.. Kg fiyatı 50 krş gibi bir şeydi. Yediğiniz bisküvi, kek, kraker vs paketlerin üzerini bir okuyun bakalım içinde şeker ve un dışında tanımadığınız kaç kalem malzeme var.

Bir top keki toptancısı 15 kuruşa satıyor. Anam-babam usulü un, yumurta ve yağ ile yapsanız 30 krş malzeme maliyeti var, ambalaj, üretici karı, nakliye ve toptancı karı vs eklenince nasıl o fiyata satılabiliyor?

Çünkü kek değil kek benzeri kimyasal bir şey alıp yiyoruz. Paketin üzerini okuyun anlarsınız.


Bezelyenin kurusu öğütülüp fıstık süsü verilerek tatlılara konuyor.

Pul biberin, karabiberin, kimyonun vs, kilosu 5 TLye satılan sucuklarda gerçek baharat mı var sanki. Bazılarında zaten sucuk benzeri ürün yazıyor.


Bir danadan 25-30 kg sinir çıkıyor.

-40 derecede dondurup öğütüyor sinir unu yapıyor s osise basıyorlar. Şarküteri ürünlerine dikkatli bakın. %100 dana diyor, dana eti demiyor, anlayın işte.


Tavukların boyun, taşlık, kanat ucu vs gibi ticari değeri olmayan her yeri kemikleriyle öğütülerek “mekanik kıyma” isimli bir şey yapılıyor. Tüm tavuk sucuk ve salamlarında bu var, siz tavukların göğüs etlerinin kıyma yapıldığını sanıyorsanız fena yanıldınız.


Bütün bu işler T.C.Tarım ve köy İşleri Bakanlığı izni ile yapılıyor. Tamamen ve her yönüyle gıda terörünün cenneti olan yurdumuzda izinle bunlar yapılırken siz varın kaçak yapılanları düşünün,


Bütün ekmeğe tavuk döner 2 TL, yarısı işkembe, ööööffffffffffff!, sıkıldım gene, GDO ne ki? O daha yeni fark edildi, devede kulak bile değil.


Bunlar işin yemek faslı, daha gıda ambalajları var, koruyucular var vs.

Bu aymazlığa dur demek için bir şeyler yapmalı, bir şeyler yapmalı...


önemli;

lütfen bu iletiyi (FORWARD) gönderirken, size gönderen kişinin ileti adresini ve eğer varsa altta birikmiş tüm ileti adreslerini işaretleyip silin(DELETE). En fazla 3-4 saniyenizi alacaktır.

Ayrıca, göndereceğiniz arkadaşlarınızın ileti adreslerini (To) kime bölümüne değil, Bcc: (gizlikopya) ya yazarak adreslerin görünmez olmasını sağlayın. Böylece size ve arkadaşlarınıza virüslü ileti gönderilmesini engellemiş ve ileti adresi toplayan spam'cılara aracılık etmemiş olursunuz.

bu bilgiyi arkadaşlarınıza göndermeyi unutmayın.
 

ma®tin

Kreatif Stratejist
👑Efsanevi Grafiker👑
Katılım
10 Şub 2010
Mesajlar
5,536
Tepkime puanı
161
Bunu okuyunca anladım ki aslında GDO belki bütün bunları gündem dışında tutup milleti sadece GDO ile oyalamak. Kulağımıza böyle pis işlerin yapıldığı geliyordu sürekli ama işin içinde olan bir kişiden duymak gerçekten insanı gıda tüketiminden ürkütüyor. Bir de yasal! yapıyorlar bu işleri en acı yönü de bu. Çok teşekkürler paylaşım ve bilgilendirme için skyfox.
 

sevgiden-iz

🌟Usta Tasarımcı🌟
Katılım
26 Şub 2010
Mesajlar
335
Tepkime puanı
67
Çok teşekkürler paylaşım için.

Yıllardır ne üretiliyor, bizlere neler yediriliyor böyle? Belirsiz...

İhraç edilmek üzere hazırlanıp çeşitli gıda testleri sonucu kabul görmeyen sebzeleri iç piyasaya sürenler bizlerin ve bizim gibi tüketicilerin vebalini taşıyacaktırlar.

Kontrol eden kurumlar sınırlı her şeyden önce. Sadece belediyelere bu konuda güvenilmesi yetersizdir. Gerçi Tarım Bakanlığı bünyesinde Koruma Kontrol Genel Müdürlüğü vardır ama insan sağlığını ilgilendiren bir konuyla neden Tarım Bakanlığı ilgilenir hala anlamış değilim. Gıda Kontrol bölümünün sadece Tarım ve Köyişleri Bakanlığında değil, Sağlık Bakanlığının da kontrolünde olması gerekmez mi?

Tarım Bakanlığı elde edilen toprak ürünlerinin, küçük ve büyükbaş hayvanların yetiştirilinceye kadar tek başına sorumlusu olmalı fakat nihai tüketiciye sunum aşamasına geçildiğinde Sağlık Bakanlığı ile koordinasyona geçip yürütmelidir.

Lütfen kimse siyasi olarak düşünmesin bu konuyu insan sağlığı her şeyden önce gelir.

Yaşlı büyüklerimin her zaman söylediği gibi bizler onlardan çok daha dirençsiz bir hayat sürüyoruz. Fakat çocuklarımızın, geleceğimizin ne gibi şekilleneceğini tahmin bile edemiyorum.

Aldığımız ürünlerin üzerindeki katkı maddelerinin neler olduğunu ne gibi zararlarının olduğunu çaresizce bilerek mecburen kullanıyoruz.

Konuyu gündeme getirdiğiniz için tekrar teşekkürler.
 

kurbaa

🏆Pro Tasarımcı🏆
Katılım
17 Kas 2008
Mesajlar
909
Tepkime puanı
87
Yaş
36
Onlar, büyük markalar;
Kendi yaptıkları ürünleri kendileri yiyebiliyorlar mı acaba?
Kendi çocuklarına sunabiliyorlar mı??
Yıllardır çocuklarımıza:
"-Okul önündeki açık yiyeceklerden sakın alma, yeme, nasıl yapıldıkları belli değil" diye öğütleriz...
Bunlar kapalı ürünler... Değişen ne peki??
Bu tarz yiyecekleri en çook çocuklarımız tüketiyor...
Hatta sadece bu besinleri tüketmek isteyen, abur cuburdan başka birşey yemek istemeyen çocuklarımız var...
Gelecek nesillerin sağlığından bu kadar endişe duyarken, geleceğimizi mahfedenlere "-Dur!!!" diyemiyoruz...:sadsmile:
Ne acı... :crying::crying::crying:
Teşekkürler Skyfox...
 

C3ng0

👑Efsanevi Grafiker👑
Katılım
28 Ara 2007
Mesajlar
3,602
Tepkime puanı
62
Çok güzel paylaşım hakikaten. Teşekkürler paylaşım için

Abur cuburu, fast food'u çok fazla tüketen tüketici olarak kendimi düşündüm :(
Belirli bir zamandır bu alışkanlığımdan vazgeçme çabası içerisindeyim bunu okumakta çok büyük fayda sağlayacaktır diye düşünüyorum... :(

Genelde hep tedirginliğim vardı. Özellikle bazı dünyada çok önemli prestije sahip olan firmalardan uzak duruyordum ama demek ki hiçbirisine güvenilmiyor. Endişelerim yersiz değilmiş.

Ayrıca dikkatimi çeken başka bir yönde şu. Fast food un çok fazla tüketildiği ülkelerde malumunuz ki obezite hastalığı başgöstermiş durumda. Şuanda askerlik görevimi icra etmekteyim ve etrafımdaki diğer arkadaşlarımda da bu obezite durumunu çok fazla görüyorum :( Yaşları henüz 20 yaşlarında olmasına rağmen bazı işlevleri ciddi anlamda kaybetmişler... Zannedersem böylede devam edip gidecek :(
 
Son düzenleme:

child_play

♾️Grafik Gurusu♾️
Katılım
19 Mar 2009
Mesajlar
1,452
Tepkime puanı
73
Tags (etiketler): fastfood dana, gıda terörü, mekanik kıyma, peyniraltı suyu, soya kıyması, soya sosis sucuk gdo, tarım bakanlığı, to forward bcc...

Öncelikli olarak etiketler dikkatimi çekti Skyfox. Etiketlerde kullandığınız bütün kelimeleri özenle seçmenizden dolayı tebrik ederim. Umarım ki konuya, hak edilen duyarlılık gösterilir ve bir nebze de olsa insanlarımız daha bilinçli ve duyarlı olma yolunda bir adım daha atmış olabilir!
Yüreğinize sağlık.

Böylesi önemli bir konuyu bizimle paylaştığınız için ayrı, yazıyı Türkçeleştirip düzenleyerek paylaşıma sunduğunuz için ayrı, duyarlılığınız ve emeğiniz için ayrı teşekkür ederim.

Umarım ki, bu iletiyi (konuyu) okuyan herkesin; okurken ve okuduktan sonra, bize bunları yapanlar hakkında kafasında oluşan bütün "art niyetler", "beddualar"... vs... gerçek olur; yerini bulur.

Bırakın Ahiret'in ne demek olduğunu, varlığından bile bihaber olup, bize bunları layık görenleri; yüce Rabb'im de layık oldukları şekilde ve layık oldukları yerde cezalandırsın. Amin!
 
Üst