Çalışmalarında sanki dijitalden, çizime doğru bir gidiş var ama bazıları salt karikatür tanımı dışında kalıyor. Örneğin birinci çalışmanı karikatür sınıflandırmasına sokmak yanlış olur. Karikatürün en bariz ve belirleyici özelliği, herşeyin abartılı olarak ifade edilmesidir, ama her abartmayıda karikatür sınıfına sokamayız. Karikatür sanatı kendine has özellikleriyle tüm görsel sanatlardan ayrılır. Yıllarca zevkle takip ettiğim Oğuz ARAL'ın GIRGIR dergisi bunun en güzel ispatıdır, GIRGIR dergisinde bizim forum örneği genç karikatürist arkadaşlar çalışmalarını gönderir, Oğuz Aral usta yorumlardı, bu yorumlarından aklımda en fazla kalanı ise; Karikatürün resimsi olmaması gerektiğiydi, usta bu tutumuyla hepimize karikatüründe grafik tasarım gibi, apayrı bir sanat olduğunu kavrattı. Karikatür anlatım gücüyle, müthiş bir iletişim aracıdır, bu özelliği o kadar güçlüdirki, bir karikatür yüzünden gazeteler kapatılmış karikatüristler baskı altına alınmıştır, karikatürler toplumsal olaylar dahi çıkarmışlardır, son zamanlardaki danimarka karikatür krizini hatırlarsınız.
Karikatür tür olarak illüstrasyona yakın bir alandır ve bazı çalışmaların illüstrasyonmu, karikatürmü olduğu belli değildir, ama birinci çalışmanın karikatürle uzaktan yakından ilişkisi yok tamamen illüstrayon sınıfına sokabiliriz.
İki ve üç nolu çalışmalarını karikatür sınıfına sokabiliriz. Bu çalışmalarını karikatür bakış açısıyla değerlendirirsek, iki çalışmandada oturmamış bir desen, yani bir plastik ögenin temel yapısını belirleyen çizgisel eksiklikler gözlemleniyor. Anlayacağın dilden konuşursak çizgilerinin olgunlaşması gerekiyor. Acemice olduğu bariz bir şekilde anlaşılıyor. William Tell (2. çalışma) çalışması beceriksizlikle ilgili çok güzel bir anlatım, bu çalışmayı çizgini geliştirip tekrar yapmanı arzu ederdim.
Çalışmalarının devamını dilerim....