Çalışmalarına ilk defa bugün yorum yapmaya karar verdim, uzun zamandır yorum yapmamak için kendimi zor tutuyordum, çünkü doğru zamanı bekliyordum. Son yaptığın deneysel çalışmadan sonra şimdi zamanıdır dedim. Yazdıklarımı okuduktan sonra sakın bu bir usta mutlaka öyledir diye bir kanının içine girip kendini benim söylediklerime göre yönlendirmeye çalışma, değerlendir kendi filtrenden geçirip işine yararsa dene, uygula, bünyene uyuyorsa kullan. Nedenine gelince benim sadece çalışmalarına bakıp seni değerlendirmem sağlıksız sonuçlar doğurabilir, seninle karşı karşıya oturmadan seni dinlemeden sesindeki heyecanı duymadan, seni çalışmalarını yaparken izlemeden yapacağım değerlendirmelerin hepsi yüzeysel olacaktır. Bu arada yapacağım eleştirilerin bir kısmı sadece seni değil bizide ilgilendiren şeyler olacaktır.
Yaptığın çalışmaların bir çoğunu derinine inerek inceledim, çizgisel olarak çok güzel gidiyorsun hatta şaşırtıcı bir şekilde gelişmede var, şaşırtıcı renk varyasyonları kullanıyorsun, bunun sonucu çalışmaların çok ilgi çekici ve çarpıcı gözüküyor. Çalışmalarında kendini arama eylemin hala sürüyor, kendine has çizgini oluşturduğunda gerçekten harika işler başaracaksın, kendine has çizgin derken yaptığın işlerde gördüğüm kadarıyla gerek anlatımsal, gerekse sembolik ögeler anlamında bir çok alıntı yaptığını gördüm. Batı kültürüne ait simgeleri çok sık kullanıyorsun. Figürlerde japon manga esintileri, amerikan noel card kültürü çok bariz göze çarpıyor. Birçok çalışmanın altındaki ingilizce mesajlar gibi batı kültüründen çok sıkı bir etkileniş göze çarpıyor. Şimdi aslında yukarda yazdığım eleştiri bende dahil hepimizi etkileyen ve benide aşırı derecede rahatsız eden bir olgu. Türkiyedeki görsel sanatları incelediğimiz zaman, cumhuriyetin kurulmasıyla bir takım gençler batıya sanat eğitimi almaya gönderilmiş bu gençler dönüşte güzel sanatlar akademisinde hocalık yaparak aldıkları eğitimi öğrencilerine aktarmışlar bu kopyeleme sayesinde, ülkemizde tamamen batı sanatını kopye eden ressamlar, grafikerler heykeltraşlar yetişmiştir. Onlar başkalarına derken sonuçta bugüne gelmişiz, şimdi ben kendime baktığımda resimsel anlamda minimalist bir akıma çok yakın tasarımlar ürettiğimi görüyorum, minimalizm bir anlamda aslında grafik tasarımı en iyi ifade eden sanat akımıdır. En bilindik sanatçısı Piet Mondriandır.
Piet Mondrian
Üniversitedeki Grafik hocam Hasip Pektaş'tır onun öğretileri ve felsefesi benim gelişimime çok büyük etkisi olmuştur. Hocamında yoğun bir biçimde batı sanatından etkilendiğini, bu etkilerinide bana aktardığına inanıyorum. Türkiyede grafik tasarımın piri İhap Hulusi üstatta alman ekolünden etkilenmiştir. İnternet sayesindede iyice girift bir hal alan kültürel yapı, kültürümüze sırt dönmemize, tamamen bize yabancı kültürlerin etkisinde kalmamızı yol açmıştır. Müzikte, sinemada, tiyatroda, görsel sanatlarda çok yoğun olarak anglo-sakson (amerikan-ingiliz) kültürünün bombardımanı bizi çok garip ucube denilebilecek bir duruma soktu. Oysa yaşadığım kentte şöyle bir çıkıp gezdiğim zaman müthiş şeyler görüyorum acaba diyorum, biz neden bu kadar kültürümüze yabancılaştık bu muhteşem şeyleri yaratan insanlara karşı. Şöyle bir baktığımda onları tamamen çöpe attığımızı gördüm. (en azından kafamızda) Kısacası canım kardeşim olayları vurgulayışın mükemmel. Ama seçtiğin konuların daha önce defalarca irdelenmiş, seni herhangi web sitesinin sabun köpüğü bir sayfasından öteye taşıyamayacak konular olduğunu görüyorum. İstediğin herşeyi çok güzel bir biçimde ifade edebilecek gücün var dahasıda olacak. Aracın var ama amacını iyi belirler ve bunu özgün bir biçimde yaparsan, kendi kültürüne yabancılaşmadan bizden birşeylerle desteklersen, ne diyeyim artık gerisini sen düşün.

eace1:
Özet olarak. Çalışma stilini beğendim ama seçtiğin konular

...............