Neler yeni

Yeni mesajlar Yeni konular En çok mesaj En çok tepki En çok görüntülenen

8 Mart Dünya Kadınlar Gününüz Kutlu Olsun...şimdiden

Bahtınur YILDIZ

♾️Grafik Gurusu♾️
Katılım
18 May 2007
Mesajlar
1,384
Tepkime puanı
33
8martdd2.jpg
 

Benzer konular

Hande DEMİR

♾️Grafik Gurusu♾️
Katılım
21 Eki 2007
Mesajlar
1,300
Tepkime puanı
37
Yaş
49
teşekkürler Bahtınur.
Bende senin dünya kadınlar gününü kutlarım.
ayrıcaaaa;
grafiker yurdum kadını günün kutlu olsun!
 

Nüket HOTALI

♾️Grafik Gurusu♾️
Katılım
27 Ocak 2008
Mesajlar
1,139
Tepkime puanı
35
Yaş
51
Web sitesi
www.hotali.com.tr
Kadınları sevmek kolaydır, (bir) kadını sevmek zor

Genellemeler korkutmuştur beni her zaman. Her türlü genellemeye kuşkuyla yaklaşan biri olarak Kadınlar Günü kavramındaki “Kadınlar” kelimesinin de bir genellemenin yansıması olduğuna inanıyorum. Tıpkı, biz erkeklerin beynindeki kadın imgesi gibi…

Düz ve sığ bir akıl yürütme içerir genellemeler. Ve her genelleme bir yanlışa gebedir aslında. Adı üstünde “özel” ile değil “genel” ile ilgilenir. Özelin tüm özelliklerini siler, tüm özelleri ortak bir paydada toplamak adına. Kurunun yanında yaş da yanar denir buna halk arasında.

İlk bakışta hayatı kolaylaştırır gibi gözüken genellemeler, biraz sorgulanınca içinden çıkılmaz bir hal alır. Tıpkı Kadınlar Günü’ndeki Kadınlar kelimesi gibi. Kadınlar demek kolaydır, kadın demek zor. Kadınların sorunlarıyla ilgilenmek kolaydır, (bir) kadının sorunuyla ilgilenmek zor. Kadınlara kibar davranmak kolaydır, (bir) kadına kibar davranmak zor. Kadınları sevmek kolaydır, (bir) kadını sevmek zor.

Bazen Kadınlar Günü’nün, bu zorluğun altından kalmak, büyük bir ayıbı örtmek için; erkek zekasının -ki övünülecek bir şey değildir- bir ürünü olduğuna inanıyorum. Kadınlar için büyük bir hediye, (bir) kadın için kurulmuş zekice bir tuzak… Nihayetinde, doğanın bir kanunudur; avcı avını avlayana kadar güçsüz görünmelidir.

Bu büyük ve çekici hediyeyi alan kadınlar mutludur. Ne de olsa hatırlanmak, haklarını hatırlatan hemcinslerini görmek güzel bir şeydir. Fakat, teoride ve pratikte farklı işleyen hayat, hemen (bir) kadının yüzüne tokat gibi patlatır gerçeğini; O sadece bir kadındır ve erkeğin kaburga kemiğinden yaratılmıştır. Kadın olarak değil kadınlar denen grubun bir üyesi olarak vardır. Kadın olarak değil kadınlar denen grubun bir üyesi olarak sevilir, sayılır.

Diyeceğim şudur ki; bazı ütopik kavramların rüzgarına kapılarak bir olguyu açıklamak olanaksızdır. Mesela iyi bir insan olmak için, iyi insan olmanın teorisi yetmeyebilir. İyi insan olmak o teorilerde anlatılanlar kadar bile zor olmayabilir. Karmaşık değildir, gündelik hayatta kendini hemen gösterir. Kimseye kötülük yapmamaktan geçer iyi insan olmanın yolu. Şimdi ben açıklamasını yapmayayım, siz bunu Kadınlar Günü’ne uyarlayın isterseniz…

Hemen belirtmek isterim ki; yazdıklarımdan yola çıkarak beni bir kadın hakları savunucusu olarak görmenizi istemem. Hayatımın hiçbir döneminde kadınların hakları için meydanlarda yürümüşlüğüm yoktur. Hatta, ben de Victor Hugo gibi, onları güzel yapanın tanrı, sevimli yapanın şeytan olduğuna inananlardanım. Daha açık konuşmak gerekirse onları üzmüşlüğüm, üzmekle kalmayıp gözyaşı döktürmüşlüğüm de vardır.(İnsanın bazen üzülmemek için üzdüğünü, ağlamamak için ağlattığını söylemeye gerek yok sanırım)

Fakat şunu çok açık yüreklilikle söyleyebilirim ki, hiçbir zaman onları bir genellemeye kurban etmedim. Hayatıma yön veren varlıklardan- annem ve anneannem de dahil- bahsederken nasıl onlara kadınlar diyebilirim ki? Onlar benim için her zaman (birer) kadın oldular. Benim için kadının adı vardı ve onların adı genellemelerle sosyolojik birer olgu olamayacak kadar önemliydi. Çünkü benim hayatımda kadınlar yoktu; Canan vardı, Nevin vardı, Gülsüm vardı…

Ve ben kimi için şiir yazdım, kimi için ağladım, kimi için kavgaya bulaştım, kimi için uykusuz kaldım. Fakat, kim için ne yaptıysam onun adını aklımda tuttum. Hiçbir zaman onlar hakkında konuşurken genelleme yapmadım.

Hüseyin Kural

Alıntı:https://www.gazeteavrupa.com.tr/?main=yazi&yazar_id=5&yazi_id=820
 

ADAMINbiri

🌟Usta Tasarımcı🌟
Katılım
12 Kas 2007
Mesajlar
436
Tepkime puanı
23
Ayrıca bir genelleme hatası daha... bugün dünya kadınlar günü değil 8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ... çünkü bu günün ne anlama geldiği, nerden çıktığı ve nasıl ilan edildiği araştırılınca her kadının günü olmadığıda pek ala anlaşılır...
 

Bahtınur YILDIZ

♾️Grafik Gurusu♾️
Katılım
18 May 2007
Mesajlar
1,384
Tepkime puanı
33
Her kadın emekçidir. Evine ekmek getirende, eşinin önüne ekmek koyanda...
 

ADAMINbiri

🌟Usta Tasarımcı🌟
Katılım
12 Kas 2007
Mesajlar
436
Tepkime puanı
23
Her kadın emekçi değildir... evine hizmetçi tutupta sabah akşam yan gelip yatan, güzellik salonlarından çıkmayan, akşama kadar konken partileri düzenleyen, doğurduğu çocuğa bile dadı tutup baktıran, hiç kış mevsimini yaşamayan... kısacası kokanalar vardır... eğer genelleme yapıp kadınlar günü derseniz onlarıda dahil edersiniz ki bu günün anlamının içinin boşaltılması demektir... çünkü bu gün anlamı itibariyle emekçi kadınların direnişi ve sonucunda canlarını vermesiyle sonuçlanan bir gündür...
 

Hande DEMİR

♾️Grafik Gurusu♾️
Katılım
21 Eki 2007
Mesajlar
1,300
Tepkime puanı
37
Yaş
49
Her kadın emekçi değildir... evine hizmetçi tutupta sabah akşam yan gelip yatan, güzellik salonlarından çıkmayan, akşama kadar konken partileri düzenleyen, doğurduğu çocuğa bile dadı tutup baktıran, hiç kış mevsimini yaşamayan... kısacası kokanalar vardır... eğer genelleme yapıp kadınlar günü derseniz onlarıda dahil edersiniz ki bu günün anlamının içinin boşaltılması demektir... çünkü bu gün anlamı itibariyle emekçi kadınların direnişi ve sonucunda canlarını vermesiyle sonuçlanan bir gündür...

haklısınız. hassasiyetinizi anlıyorum ve eminim hepimiz de sizin gibi düşünüyoruz. takdir edersiniz ki bu forumda bahsettiğiniz kadın grubu yoktur.
bu forumdaki bütün kadınların da emekçi-işçi kadınlar olduklarını düşünüyorum ve bundan dolayı da gurur duyuyorum.
o yüzden sanırım kutlamamızda bir sakınca yoktur. ;)
 

ADAMINbiri

🌟Usta Tasarımcı🌟
Katılım
12 Kas 2007
Mesajlar
436
Tepkime puanı
23
benim için hiç sorun yok çünkü kendimi bildim bileli erkeğim... lakin neye üzülürüm bilirmisin, neden 8 HEDEE HÖDÖÖ DÜNYA EMEKÇİ ERKEKLER GÜNÜ yok... bence büyük bir eksiklik ve devlet bir an önce bu soruna el atmalıdır... ama el atma dediysek bildiğimiz el atma adamı sinir etmesin...
 

Hatice ÇAVDAR

👑Efsanevi Grafiker👑
Katılım
16 May 2007
Mesajlar
2,441
Tepkime puanı
46
Web sitesi
www.grafikerler.net
El atılması gereken çok fazla sey var
sahsen böyle günler pek ilgimi çekmez ama senin isteğine dayanamayıp yazma ihtiyacı hissettim birden:)
madem okadar istiyosun gel hadi
bu anlamda bizim sözümüzün pek bi anlamı olmasada bugünde emekçi erkekler günü olsun bu işi tatlıya bağlayalım olurmu:):)
 

ADAMINbiri

🌟Usta Tasarımcı🌟
Katılım
12 Kas 2007
Mesajlar
436
Tepkime puanı
23
ben bugünü dünya emekçi erkekler günü olarak istemiyorum... 23 nisan çocuk bayramının dünya emekçi erkekler günü olarak ilan edilip 23 nisan çocuk bayramınıda başka boş bir güne alınmasını önemle arz ederim... saygılarımla..
 

Rüveyda SALIK

MissGraphic
👑Efsanevi Grafiker👑
Katılım
15 Eyl 2007
Mesajlar
2,511
Tepkime puanı
63
Web sitesi
www.grafikerler.net
ben bugünü dünya emekçi erkekler günü olarak istemiyorum... 23 nisan çocuk bayramının dünya emekçi erkekler günü olarak ilan edilip 23 nisan çocuk bayramınıda başka boş bir güne alınmasını önemle arz ederim... saygılarımla..



Yüce önder Mustafa Kemal Atatürk'ün çocuklara hediye ettiği bayramı mı değiştirmek istiyorsun?
öyle ise seninde Atatürk gibi olman gerekir:( ;)
 

ADAMINbiri

🌟Usta Tasarımcı🌟
Katılım
12 Kas 2007
Mesajlar
436
Tepkime puanı
23
o zaman yılbaşına emekçi erkekler günü diyelim, yılbaşını da kapotaj bayramının olduğu güne alalım... ımmm şey kapotaj bayramını cumhuriyet bayramıyla, zafer bayramının arasına bi yere sıkıştıralım sonra sevgililer gününü ordan alıp sevgilisi olmayanlar gününü oraya monte edelim... birazda biz sevinelim demi ama... efendim hesap karışmasın du bi... heehhh sevgililer gününü hemşireler günüyle pekala kutlayabiliriz ikisi bir arada olur... hem zamandan kazanırız...
 

doghan

🏆Pro Tasarımcı🏆
Katılım
5 Ocak 2008
Mesajlar
692
Tepkime puanı
4
bu sanal ortamda bile bu tür kutlamaları 1-2 gün önceden hatırlayıp paylaşıma açıyoruz
ama gel görki bazı kurumlar son gün
(akşama doğru):
"bir çalışma yapın... mail atın bi bakalım... sonra baskıya geçersiniz... haa bu arada yarın sabaha asılması lazım bilginize..." diyorlar

gününüz kutlu olsun bayanlar :)
 

N/A8

♾️Grafik Gurusu♾️
Katılım
31 May 2007
Mesajlar
1,155
Tepkime puanı
73
Bugünün tarihçesi neymiş, önce ona bir bakalım.. :)


8 Mart 1857
tarihinde ABD'nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda çoğu kadın 129 işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine 100 bini aşkın kişi katıldı.

26 - 27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka'nın Kopenhag kentinde 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında (Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı) Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart'ın "Dünya Emekçi Kadınlar Günü" olarak kutlanması önerisini getirdi ve öneri oybirliğiyle kabul edildi.

İlk yıllarda belli bir tarih saptanmamıştı ve değişen tarihlerde fakat her zaman ilkbaharda kutlanıyordu. Tarihin 8 Mart olarak saptanışı 1921'de Moskova'da gerçekleştirilen 3. Uluslararası Kadınlar Konferansı'nda gerçekleşti. Birinci ve İkinci Dünya Savaşı yılları arasında bazı ülkelerde kutlanması yasaklanan Dünya Kadınlar Günü, 1960'lı yılların sonunda Amerika Birleşik Devletleri'nde de kutlanmaya başlanmasıyla daha güçlü bir şekilde gündeme geldi. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart'ın "Dünya Kadınlar Günü" olarak kutlanmasını kabul etti. Sendikalar yıllarca bu önemli günde kadına yönelik ayrımcılığı daha güçlü olarak dile getirdi.

Türkiye'de 8 Mart Kadınlar Günü

Türkiye'de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında "Emekçi Kadınlar Günü" olarak kutlanmaya başlandı. 1975 yılında daha yaygın olarak kutlandı ve sokağa taşındı. "Birleşmiş Milletler Kadınlar On Yılı" programından Türkiye'nin de etkilenmesiyle, 1975 yılında "Türkiye 1975 Kadın Yılı" kongresi yapıldı. 12 Eylül Darbesi 1980 Askeri Darbesi'nden sonra dört yıl süreyle herhangi bir kutlama yapılmadı. 1984'ten itibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından "Dünya Kadınlar Günü" kutlanmaya başlandı.

Kadına karşı şiddet ve 2007 itibariyle dünyadan veriler.

* Kadınlara karşı şiddet dünyada en yaygın, ancak en az cezalandırılan suçtur.
* Tahminlere göre 113 ile 200 milyon arasında kadın demografik olarak “kayıp” (yok) görünmektedir. Ya doğar doğmaz öldürülmüşler (erkek çocuğun kız çocuğa tercih edilmesi) ya da erkek kardeşleri ve babalarıyla eşit derecede gıda ve tıbbi olanaklara ulaşamamışlardır.
* Fuhuşa zorlanan ya da bunun için satılan kadınların sayısı yılda 700.000 ila 4.000.000 arasındadır. Cinsel kölelik düzeninden elde edilen kazançlar yılda tahminen on iki milyon dolardır.
* Küresel olarak, daha büyük oranda on beş ile kırk beş yaş arası kadınlar erkek şiddetinin sonucu ya da kanser, sıtma, trafik kazaları veya savaşa bağlı olarak sakat kalmakta ya da hayatını kaybetmektedir.
* En az üç kadından biri dövülmüş, cinsel ilişkiye zorlanmış ya da hayatı boyunca başka türlü suistimal edilmiştir (tecavüz, kötü davranış). Genellikle, suistimal eden kişi aileden bir üye ya da kadının tanıdığı bir kimsedir. Ev içi şiddet, bölge, kültür, etnik köken, eğitim, sınıf ve din ne olursa olsun kadınlara karşı en yaygın suistimal şeklidir.
* Dinsel, kültürel vb. nedenlerle yılda iki milyondan fazla kız çocuğunun genital organlarına hasar verilmektedir (kadın sünneti). Bu oran, 15 saniyede bir kız çocuğudur.
* Sistematik tecavüz dünyadaki birçok çatışmalarda bir terör silahı olarak kullanılmaktadır. Ruanda’daki 1994 soykırımı esnasında 250.000 ila 500.000 kadının tecavüze uğradığı tahmin edilmektedir.
* Araştırmalar, kadına karşı şiddet ile HIV virüsü arasında yükselen bağlantıyı göstermekte ve HIV bulaşmış kadınların daha fazla şiddete maruz kaldıklarını, şiddet kurbanlarının da HIV bulaşma risklerinin daha yüksek olduğunu ortaya koymaktadır.

Kadını bir güne sığdırıp, alın işte bu birgün de istediğiniz gibi kandırın kendinizi diyen bir zihniyet. Maalesef ben kabul edemeyeceğim. Eğer amaç kadınsal özgürlük ve haksa ve bunları da bana erkekler sağlıyorsa, onu da kabul etmiyorum....

Varsın erkeklerin olsun bu gün, hediyemiz yan masadan. :)
 

ufukdural

♾️Grafik Gurusu♾️
Katılım
28 Ocak 2008
Mesajlar
1,556
Tepkime puanı
26
Yaş
59
kimi derki kadın
uzun kış gecelerinde yatmak içindir.
kimi derki kadın
yeşil bir harman yerinde dokuz zilli köçek gibi oynatmak içindir.
kimi derki ayalimdir
boynumda taşıdığım vebalimdir
kimi derki hamur yoğuran,
kimi derki çocuk doğuran.
ne o, ne bu, ne döşek, ne köçek, ne ayal, ne vebal.
o benim kollarım, bacaklarım, başımdır.
yavrum, annem, karım, kızkardeşim,
hayat arkadaşımdır.

ne olursa olsun bir kadına gözyaşı olan bir ERKEK, benim gözümde ADAM değildir..

sadece bir gün HATIRLANMAK değil bir ömür boyu UNUTULMAMANIZ dileğiyle

saygılarımla
 
Son düzenleme:

thematrix

♾️Grafik Gurusu♾️
Katılım
19 Ara 2007
Mesajlar
1,633
Tepkime puanı
52
Yaş
42
bizim bir günümüz bile yok diye sizleri kıskanmıyorum :p
hepinizin Kadınlar Günü Mübarek Olsun :)
 

N/A8

♾️Grafik Gurusu♾️
Katılım
31 May 2007
Mesajlar
1,155
Tepkime puanı
73
ATATÜRK'ÜN ANLATIMI İLE ;

TÜRK KADINI
image00320.jpg


Büyük atalarımız ve onların anaları, tarihin, olayların tanıklığıyla sabittir ki, cidden yüksek faziletler göstermişlerdir. Burada birçok noktalardan sayabileceğimiz o faziletlerin en büyüğü ve en ehemmiyetlisi kıymetli evlâtlar yetiştirmeleriydi. Şunu söylemek istiyorum ki, kadınlarımızın umumî vazifelerde üzerlerine düşen hisselerden başka kendileri için en ehemmiyetli, en hayırlı, en faziletli bir vazifeleri de iyi anne olmaktır. Bugünün anaları için gerekli özellikler taşıyan evlât yetiştirmek, evlâtlarını bugünkü hayat için faal bir uzuv haline koymak, pek çok yüksek özelliği şahıslarında taşımalarına bağlıdır. Bu sebeple kadınlarımız hattâ erkeklerden daha çok aydın, daha çok feyizli, daha fazla bilgili olmağa mecburdurlar. Eğer hakikaten milletin anası olmak istiyorlarsa böyle olmalıdırlar. 1923 (Atatürk'ün S.D. II, S. 151-52)

Bizce: Türkiye Cumhuriyet anlamınca kadın, bütün Türk tarihinde olduğu gibi bugün de en muhterem mevkide, her şeyin üstünde yüksek ve şerefli bir mevcudiyettir. (Perihan Naci Eldeniz, T.T.K. Belleten, Cilt: XX, Sayı: 80, 1956, S. 740)


Bizim dinimiz hiçbir vakit kadınların erkeklerden geri kalmasını talep etmemiştir. Allah'ın emrettiği şey, erkek ve kadının beraber olarak ilim ve bilgiyi kazanmasıdır. Kadın ve erkek bu ilim ve bilgiyi kazanmasıdır. Kadın ve erkek bu ilim ve bilgiyi aramak ve nerede bulursa oraya gitmek ve onunla donanmak mecburiyetindedir. İslâm ve Türk tarihi tetkik edilirse görülür ki, bugün kendimizi bir türlü kayıtlarla bağlı zannettiğimiz şeyler yoktur. Türk sosyal hayatında kadınlar ilim ve bilgi yönünden ve diğer hususlarda erkeklerden asla geri kalmamışlardır. Belki daha ileri gitmişlerdir. 1923 (Atatürk'ün S.D. II, S. 86)

Türk kadını dünyanın en münevver, en faziletli ve en ağır kadını olmalıdır. Ağır sıklette değil; ahlâkta, fazilette ağır, ağırbaşlı bir kadın olmalıdır. Türk kadınının vazifesi, Türk'ü zihniyetiyle, azmiyle koruma ve müdafaaya gücü yeter nesiller yetiştirmektir. Milletin kaynağı, sosyal hayatın esası olan kadın, ancak faziletli olursa vazifesini yapabilir. Herhalde kadın çok yüksek olmalıdır. 1925 (Atatürk'ün S.D. II, S. 231)


Türkiye Cumhuriyetinin esas düşüncesi, kadınları değil, erkekleri dahi, savaş meydanına götürmemektir. Fakat Türk Milleti'nin yüksek varlığına, herhangi taraftan olursa olsun, ilişildiği zaman, işte o vakit Türk kadınları Türk erkeklerinin bulunduğu yerde hazır ve gözleyici ve faal olacaklardır. Bu, insanlığın yüksek huzuru, sükûnu ve dünya insanlığı için lâzım bir ödev olduğundandır ki, Türk kadını bunu yapacaktır ve yapa gelmektedir ve yapar. (Perihan Naci Eldeniz, T.T.K. Belleten, Cilt: XX, Sayı: 80, 1956, S. 742)


Kadının en büyük vazifesi analıktır. İlk terbiye verilen yerin, ana kucağı olduğu düşünülürse bu vazifenin ehemmiyeti lâyıkiyle anlaşılır. Milletimiz kuvvetli bir millet olmaya karar vermiştir. Bugünün gereçlerinden biri de kadınlarımızın her hususta yükselmelerini temindir. Bu sebeple kadınlarımız da âlim ve teknik bilgi sahibi olacaklar ve erkeklerin geçtikleri bütün tahsil derecelerinden geçeceklerdir. Sonra kadınlar sosyal hayatta erkeklerle beraber yürüyerek birbirinin yardımcısı ve koruyucusu olacaklardır. 1923 (Atatürk'ün S.D. II, S. 85-86)

Arkadaşlar, Türk milleti çok büyük vak'alarla ispat etti ki, yenilik sever ve inkılâpçı bir millettir. Son senelerden önce de milletimiz yenileşme yolları üzerinde yürümeğe, sosyal inkılâba teşebbüs etmemiş değildir. Fakat hakikî neticeler görülemedi. Bunun sebebini araştırdınız mı? Bence sebep işe esasından, temelinden başlanmamış olmasıdır. Bu hususta açık söyleyeceğim: Bir toplum, bir millet, erkek ve kadın denilen iki cins insandan meydana gelir. Kaabil midir ki bir kütlenin bir parçasını ilerletelim, diğerine müsamaha edelim de kütlenin hepsi yükselme şerefine erişebilsin? Mümkün müdür ki bir topluluğun yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça diğer kısmı göklere yükselebilsin? Şüphe yok yükselme adımları, dediğim gibi, iki cins tarafından beraber, arkadaşça atılmak ve ilerleme ve yenilik alanında birlikte yol alınmak gerektir. Böyle olursa inkılâp muvaffak olur. 1925 (Atatürk'ün B.N., S. 95)

Ey kahraman Türk kadını, sen omuzlar üzerinde göklere yükselmeye lâyıksın. (1923 Tarsus)

Dünyada hiçbir milletin kadını, "Ben Anadolu kadınından daha fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar hizmet gösterdim" diyemez.
image00422.jpg

Kimse inkâr edemez ki, bu harpte ve ondan evvelki harplerde milletin hayat kabiliyetini tutan hep kadınlarımızdır.

Çift süren, tarlayı eken, ormandan odun ve keresteyi getiren, mahsulleri pazara götürerek paraya çeviren, aile ocaklarının dumanını tüttüren, bütün bunlarla beraber sırtıyla, kağnısı ile kucağındaki yavrusuyla, yağmur demeyip cephenin mühimmatını taşıyan hep onlar, hep o ilâhi Anadolu kadınları olmuştur.
 

ayışığı

🏆Pro Tasarımcı🏆
Katılım
13 Şub 2008
Mesajlar
682
Tepkime puanı
1
olgun insan başkalarının haklarına saygı duyan ve kutlanılması gereken zamanlarda kutlamasını bilendir....boy ölçüşmek gereksiz....kadınlar tabi ki bu günü hak ediyor da yılda bir günü bile kabullenmeyen erkekler bütün yıl boyunca ne yüzle bu kadınların yüzüne bakıyorlar anlamıyorum:)erkekler size sesleniyorum...
SİZLERİ DOĞURAN ANAYA OLAN SAYGINIZ TÜM KADINLARA YANSIMALI...
 
Son düzenleme:
Üst