wyand0tte
🌱Yeni Üye🌱
İkamet ettiğim yerden midir, yoksa Türkiye genelinde mi böyle bir sıkıntı var anlam verebilmiş değilim doğrusu. Site üzerinden bir vatandaşın (rumuz vermek istemiyorum) ajans şirketinde çalışmaya başladım. 2 ay çalıştım ve anlaştığımız ücreti 5 ayda alabildim. Sözkonusu işe başladığımda msn üzerinden konuşma yaptık ve ilk ay (sözde) sigortam başlayacaktı. Ama ne hikmetse 1. ay bu konuşma hiç söz konusu olmadı, ben de üzerine gitmedim. Amacım sigorta değil. İş veren kişinin bu konuda özverili olmasıdır. Zira benim zaten sigortaya ihtiyacım yoktu ama bu kişinin konuda özverisiz olduğunu gösterir.
Gelelim konuşmalara.. Sözleri kesmeden ve mümkün olduğunca atlamadan sadece önemli noktaları vurgulamak amacıyla yazıyorum :
Vatandaş diyor ki :
- CV'nizde belirtmişsiniz. Burada neden bu kadar kısa sürede çalıştınız ?
Cevabım :
- Çalışmış olduğum şirkette maaşımı zamanında alamadığım için ayrıldım. Peki sizde böylesi bir durum söz konusu olur mu ?
Bahsettiğim kişinin cevabı da şu yönde :
- Biz elemanımızın hakkını, emeğini karşılıksız bırakmayız zamanında veririz.
Yeni bir soru :
- Bizim çalışma saatlerimizi (09.00 - 18.00) aksatmamanız gerekiyor.
Cevabım :
- Elbette. Ben nasıl size özverili davranıyorsam, karşılığını almak isterim.
Soruya Karşılık verilen cevap :
- Tabii ki, bundan hiç şüpheniz olmasın.
Diğer konuşmalar monoton bir mülakat konuşmaları olduğu için yazmıyorum. Bu şekilde Pazartesi günü işe başlıyorum ve herşey yolunda. Benim acemiliğimden midir yoksa ihmalkarlığımdan ya da vatandaşımızın ihmalkarlığından mıdır bilinmez ertesi gün öğle vakti geldiğinde (doğal olarak yemek saatidir) yemek bekliyorum. Fakat yok... Şaşırıyorum ve ses etmeden (üzülerek dile getiriyorum : aç bir şekilde) akşamı ediyorum. Gelir mi acaba diye ?
Ertesi günü öğlen sıralarında (12.30-13.00) vatandaşın yanına giderek izin istiyorum yemeğe çıkmak için. O sırada söylüyor bana (Arkadaşlar siz söyleyin böyle bir sorumsuzluk, böyle bir ihmalkarlık benim mi onun mu suçu? ) yemeğin ajans tarafından verilmediğini herkesin free takılacağını ve yemek saatini...
Benim açımdan gayet güzel ve işimin sadakatini karşıdaki vatandaştan da onay alarak diğer günleri geçiriyorum. Evet geliyoruz maaş zamanına.. (Yukarıda belirtmedim maaş günleri 1-5 arası diyor.) Ayın 1 i olduğu için 5 ini bekleme durumunda kalıyorum. Ayın 5' i oluyor yok. 6'sı oluyor 7,8 derken benim yavaş yavaş şarteller atmaya başlıyor. Çünkü konuştuklarımızı sık sık hatırlıyorum ve sinirleniyorum. Ayın 9'u geliyor ve konuşma yapma gereği duyuyorum artık (kredi kartları ödemelerim, kredi ödemelerim, kira ödemelerim herşey beklemede..) ve para istediğim için RESMEN suçlu oluyorum. Vatandaşın söylediği söze bakar mısınız :
- Bana 4 günün lafını mı yapıyorsun.
Konuşmalar gergin bir ortamda olduğu ve öğle saatini geçtiğimiz için konuşmalara ara vererek ve ortamı yumuşatmak adına (Saat 13:30 sularında) eve gitmek için izin istiyorum ve çıkıyorum. Evde yemeğimi yiyorum (doğal olarak sinirli olduğum için.) biraz da oyalanıyorum. Saat 16:00 gibi iş yerine gidiyorum. Ve içeriye girdiğimde karşılaştığım manzara dehşet verici...
Vatandaş içinden köpürüyor ve yüzünden anlaşılıyor. Tahmin ettiğim üzere nedeni geç kalmam (Tabiki vermiş olduğum cevapları hazmedememiş olsa gerek bana dakikaların hesabını yapacak). Tahminimde yanılmıyorum ve oradaki konuşmamız çok kısa sürüyor. Paramı istiyorum, verdiği cevap :
- Sen benden bu konuşmalardan sonra hala para mı istiyorsun ? (Sadece gülüyorum bu konuşmaya şu anda.)
Cevabım :
- Ben sizden sadaka değil emeğimi istiyorum...
Diyorum ve çıkıyorum. Aradan 3 gün geçiyor ve vatandaş beni çağırıyor. Neden? çünkü ikamet ilinde böyle bir eleman bulamayacağını biliyor. Ben de paramı kurtarmak ümidiyle karşılıklı geçen özürlerle işe tekrar başlıyorum.
Yine ayın sonuna kadar herşey normal, hatta hiçbir sıkıntı yok. İkinci ay geldiğinde bana vermiş olduğu tutar komik bir rakam. İki aylık çalıştığım ücretin üçte birini bile karşılamıyor. Artık ders aldığım için ayın birinde işe gitmiyorum. Yapmış olduğum websitelerin şifre güvenliklerini de alarak (paramı vermediği durumda siteleri kapatmak için kendimi güvene alarak) beklemeye koyuluyorum...
Karşılıklı geçen konuşmalar sonucunda Aralık ayının sonu 2009 Nisan ayı başına kadar maaşımı alamıyorum (sitelerini vicdanım el vermediği için de kapatmıyorum).
Bu ay itibariyle maaşımı aldım. Böyle bir rezillik görmedim hayatım boyunca. Sitemim iş verenlere. Neden bu kadar özverisizsiniz? Elemanın hakkını neden vermiyorsunuz? Neden hep kendi cebinizi düşünüyorsunuz? İnsan değil miyiz biz? Neden...
Galiba çalışmak için evli olmak gerekiyor. O zaman paraları tıkır tıkır ödüyorlar...
Yazdıklarımı baştan sona kadar okuyan ve başlığı gözden geçiren arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Yorumu size kalmış...
Bahsettiğim vatandaş kendisini biliyor ve şu anda sitede üye. Umarım bu yazdıklarımı okur ve İŞ HAYATI boyunca bunlardan ders çıkarmayı bilir. Cevap ve yorum hakkı da bulunuyor. KİMSEYİ TEK TARAFLI DİNLEMEMEK GEREKİR DEĞİL Mİ ?
Site yetkililerine böyle bir yer ayırdıkları için de ayrıca teşekkürü borç bilirim. İş yapan herkesin Allah Yar ve Yardımcısı olsun...
Gelelim konuşmalara.. Sözleri kesmeden ve mümkün olduğunca atlamadan sadece önemli noktaları vurgulamak amacıyla yazıyorum :
Vatandaş diyor ki :
- CV'nizde belirtmişsiniz. Burada neden bu kadar kısa sürede çalıştınız ?
Cevabım :
- Çalışmış olduğum şirkette maaşımı zamanında alamadığım için ayrıldım. Peki sizde böylesi bir durum söz konusu olur mu ?
Bahsettiğim kişinin cevabı da şu yönde :
- Biz elemanımızın hakkını, emeğini karşılıksız bırakmayız zamanında veririz.
Yeni bir soru :
- Bizim çalışma saatlerimizi (09.00 - 18.00) aksatmamanız gerekiyor.
Cevabım :
- Elbette. Ben nasıl size özverili davranıyorsam, karşılığını almak isterim.
Soruya Karşılık verilen cevap :
- Tabii ki, bundan hiç şüpheniz olmasın.
Diğer konuşmalar monoton bir mülakat konuşmaları olduğu için yazmıyorum. Bu şekilde Pazartesi günü işe başlıyorum ve herşey yolunda. Benim acemiliğimden midir yoksa ihmalkarlığımdan ya da vatandaşımızın ihmalkarlığından mıdır bilinmez ertesi gün öğle vakti geldiğinde (doğal olarak yemek saatidir) yemek bekliyorum. Fakat yok... Şaşırıyorum ve ses etmeden (üzülerek dile getiriyorum : aç bir şekilde) akşamı ediyorum. Gelir mi acaba diye ?
Ertesi günü öğlen sıralarında (12.30-13.00) vatandaşın yanına giderek izin istiyorum yemeğe çıkmak için. O sırada söylüyor bana (Arkadaşlar siz söyleyin böyle bir sorumsuzluk, böyle bir ihmalkarlık benim mi onun mu suçu? ) yemeğin ajans tarafından verilmediğini herkesin free takılacağını ve yemek saatini...
Benim açımdan gayet güzel ve işimin sadakatini karşıdaki vatandaştan da onay alarak diğer günleri geçiriyorum. Evet geliyoruz maaş zamanına.. (Yukarıda belirtmedim maaş günleri 1-5 arası diyor.) Ayın 1 i olduğu için 5 ini bekleme durumunda kalıyorum. Ayın 5' i oluyor yok. 6'sı oluyor 7,8 derken benim yavaş yavaş şarteller atmaya başlıyor. Çünkü konuştuklarımızı sık sık hatırlıyorum ve sinirleniyorum. Ayın 9'u geliyor ve konuşma yapma gereği duyuyorum artık (kredi kartları ödemelerim, kredi ödemelerim, kira ödemelerim herşey beklemede..) ve para istediğim için RESMEN suçlu oluyorum. Vatandaşın söylediği söze bakar mısınız :
- Bana 4 günün lafını mı yapıyorsun.
Konuşmalar gergin bir ortamda olduğu ve öğle saatini geçtiğimiz için konuşmalara ara vererek ve ortamı yumuşatmak adına (Saat 13:30 sularında) eve gitmek için izin istiyorum ve çıkıyorum. Evde yemeğimi yiyorum (doğal olarak sinirli olduğum için.) biraz da oyalanıyorum. Saat 16:00 gibi iş yerine gidiyorum. Ve içeriye girdiğimde karşılaştığım manzara dehşet verici...
Vatandaş içinden köpürüyor ve yüzünden anlaşılıyor. Tahmin ettiğim üzere nedeni geç kalmam (Tabiki vermiş olduğum cevapları hazmedememiş olsa gerek bana dakikaların hesabını yapacak). Tahminimde yanılmıyorum ve oradaki konuşmamız çok kısa sürüyor. Paramı istiyorum, verdiği cevap :
- Sen benden bu konuşmalardan sonra hala para mı istiyorsun ? (Sadece gülüyorum bu konuşmaya şu anda.)
Cevabım :
- Ben sizden sadaka değil emeğimi istiyorum...
Diyorum ve çıkıyorum. Aradan 3 gün geçiyor ve vatandaş beni çağırıyor. Neden? çünkü ikamet ilinde böyle bir eleman bulamayacağını biliyor. Ben de paramı kurtarmak ümidiyle karşılıklı geçen özürlerle işe tekrar başlıyorum.
Yine ayın sonuna kadar herşey normal, hatta hiçbir sıkıntı yok. İkinci ay geldiğinde bana vermiş olduğu tutar komik bir rakam. İki aylık çalıştığım ücretin üçte birini bile karşılamıyor. Artık ders aldığım için ayın birinde işe gitmiyorum. Yapmış olduğum websitelerin şifre güvenliklerini de alarak (paramı vermediği durumda siteleri kapatmak için kendimi güvene alarak) beklemeye koyuluyorum...
Karşılıklı geçen konuşmalar sonucunda Aralık ayının sonu 2009 Nisan ayı başına kadar maaşımı alamıyorum (sitelerini vicdanım el vermediği için de kapatmıyorum).
Bu ay itibariyle maaşımı aldım. Böyle bir rezillik görmedim hayatım boyunca. Sitemim iş verenlere. Neden bu kadar özverisizsiniz? Elemanın hakkını neden vermiyorsunuz? Neden hep kendi cebinizi düşünüyorsunuz? İnsan değil miyiz biz? Neden...
Galiba çalışmak için evli olmak gerekiyor. O zaman paraları tıkır tıkır ödüyorlar...
Yazdıklarımı baştan sona kadar okuyan ve başlığı gözden geçiren arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Yorumu size kalmış...
Bahsettiğim vatandaş kendisini biliyor ve şu anda sitede üye. Umarım bu yazdıklarımı okur ve İŞ HAYATI boyunca bunlardan ders çıkarmayı bilir. Cevap ve yorum hakkı da bulunuyor. KİMSEYİ TEK TARAFLI DİNLEMEMEK GEREKİR DEĞİL Mİ ?
Site yetkililerine böyle bir yer ayırdıkları için de ayrıca teşekkürü borç bilirim. İş yapan herkesin Allah Yar ve Yardımcısı olsun...