leventelpen
⭐Deneyimli Tasarımcı⭐
neptune´isimli üyeden Alıntı
...
Başka engellerin olacağını sanmıyorum aslında ama siz bazı yahoo gruplarında okuduğum kadarıyla sanırım geçen yaz bu birliğin kurulması için çalışmalar yaptınız ama bazı sorunlar nedeniyle bu birlik gerçekleşemedi.
Ben geçen sene Grafik Tasarım Dergisi'nin düzenlediği Grafik Tasarım Günleri etkinliğine gitmiştim. Seminerin son gününde Grafik Tasarım dergisi yazarları bir panel gerçekleştirmişti. Orada da bir Grafikerler Meslek Birliğinin kurulması gündeme gelmiş, malum alaylı-mektepli meselesinin uzun uzun tartışılması sonunda, bu birliğin kurulması halinde alaylıların bu meslekten men edilecekleri ima edilmişti. Yani bu birlik kurulunca GSF mezunu olmayanlar grafik tasarımcılığı yapamayacakmış. Ben mesajınız üzerine konuyu araştırmak için Google'da arama yaptım. Meslek birliğine asil üyelik için birliğin koyduğu şartlara uyum taşıma zorunluluğu olduğunu gördüm.
Turizm ve Kültür Bakanlığı'nın sitesinde "Fikir ve Sanat Eseri Sahipleri ile Bağlantılı Hak Sahipleri Meslek Birlikleri Tip Statüsü" başlığı altında bir tüzük var. Burada gördüm.
Link: ..:: T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI :: KÜTÜPHANELER VE YAYIMLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Grafikerler Meslek Birliği kurulduğunda "Fikir ve Sanat Eseri Sahipleri Meslek Birliği" kapsamında mı olacak yoksa "Tabipler Odası" gibi diplomasızların üye olamayacağı bir kuruluş mu olacak?
Eğer ikincisiyse o zaman daha önce de yazdığım gibi Grafik Tasarım eğitiminin hak eden herkese ulaştırılması yönünde çalışmalar yapılsa ve buna devlet ön ayak olsa daha iyi olur. Çünkü daha önce yazdığım gibi gerçekten yetenekli insanlar da eğitim alma imkanından mahrum kalıyorlar. Kartvizitteki adrese photoshop efekti veren takımı boşverelim ama yetenek sınavlarında ilk 30 kişinin arasına giremeyen diyelim 31. olup da kalanlar eğitim alabilmeli. Kaldı ki 3000 kişinin başvurduğu sınavda ilk 300'e girebilmek de marifettir.
Yani şöyle bir risk var: Yetkililer diyebilir ki grafiker olmanın ön koşulu eğitim olsun ama eğitimin koşulları eski tas eski hamam usulü belirlenmeye devam etsin. Gene GSF kapılarına binlerce kişi yığılsın, sınavlar fotoğraf gibi anatomi çizimi üzerinden olsun (oysa araştırdım, avrupa'da grafik tasarım okullarına giriş sınavları farklı nitelikte, fotoğraf gibi karakalem değil de verilen bir tasarım sorununun çözümü ya da hayali bir firma için logo çizilmesi vs. giriş sınavı her okulda yok belli köklü okullarda var, diğerleri portfolio sunumu üzerinden öğrenci alıyor) istenilen konuyu doğru ölçü ve oranlarda çizebilen herkes değil de sadece 20 kişi sınavı geçebilsin denilecek ve yetenekli birçok kişi dışarıda kalacak. İşte böyle bir risk var. Senelerdir sınava giren ama geçemeyen birinci aşamayı geçip ikincide kalan kişiler var. Oysa bu insanların daha okul okumadan yaptıkları tasarımlar bile birçok kişininkinden daha nitelikli ve aileleri "oğlum/kızım senin bu okulu kazanacağın yok artık bir işe gir de çalış" dedikleri için tasarım öğrenme hayallerine elveda demek zorunda kalıyorlar.
O yüzden Grafikerler Meslek Birliği kurulursa -ki çoktan kurulmalıydı aslında- giriş şartları ne olmalı bir kişinin üye olup olmayacağı nasıl belirlenmeli bunu düşünmek lazım. GSF çıkışlı olmayanlar arasından bu işe yatkın olanlar, kartvizitteki adrese efekt vermeyi akıl edenlerden nasıl ayırd edilecek?
Grafik Tasarım eğitimi sadece üniversitelerle anatomi sınavından sonra mı verilmeli? Yoksa Avrupa'da olduğu gibi üniversite olmayan ama en az iki yıllık eğitim veren ve eğitim kapsamında elbette temel sanat ve tasarım eğitimine de müfredatlarına yer veren kurumlar nihayet açılacak mı ülkemizde? (Aslında İstanbul'da böyle yerler var bir-iki tane ama fiyatları biraz yüksek) Nitekim Avrupa'da en ufak kursta bile tasarım eğitimi veriliyor, salt program öğreten kurslar zaten grafikerlik kursu diye nitelendirilmiyor, bu kurslar sadece yeni programlar öğrenmek isteyen, ya da eski versiyonlarını bildiği programların yeni versiyonlarını öğrenmek isteyen kişiler için varlar.
Usta-çırak ilişkisi de bu bağlamda tasarım eğitimini çeşitli nedenlerden alamayanlar için önemli bir alternatif. Ama bu şansa da belli yaştaki gençler sahip olabiliyor. Birkaç yıl önce bir iş yerine başvurmuştum. Yardımcı grafikerlik pozisyonuna. Orada görüştüğüm kişi bana "18 yaşında olsaydın seni yetiştirmek üzere işe alırdım ama bu yaşta alamam, az paraya çalıştırmaya gönlüm elvermez" demişti. Özel ders veren kişileri de araştırmıştım. İnternette yalnızca bir kişi bulmuştum. O da sitesine yazmış, eskiden herkese ders veriyormuş ama artık sadece GSF öğrencileri ve mezunlarına ders vermeye karar vermiş. Yeteneksiz kişilerle uğraşmak istememesini bir derece anlayabiliyorum ama üniversite öğrencileri bu kişinin vereceği tasarım eğitimini zaten okullarında öğrenmiyor mu?
Yani nette buldukları hazır templatelerle 30 milyona iş yapan "photoshop grafikçisi" diye tabir ettiğimiz kişilerden ayırt edileceğiz derken tasarım öğrenme ve yapma imkanından mahrum kalmayız inşallah.
Konu gene dönerse kopya tasarımlar üzerine de bir iki satır yazmak isterdim, yurtdışında bile nasıl kopyalar yapıldığı, ülkemizde kitaplarda bile yer verilmiş bir alışveriş merkezi logosu ile italyan bir tasarım firmasının logosu arasındaki inanılmaz benzerlikler, pixellogo gibi siteler vb.
Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın tüzük taslağı, fikir ve sanat eseri sahipleri meslek birlikleri için bir şablon olan "tip statü" taslağıdır. Bu tüzük üzerinde, herkes, kendi kuracağı alandaki meslek birliğine uyarlama yapıyor ve kendi tüzüğünü hazırlıyor.
Bu tip meslek birlikleri, eser sahipliği ve komşu hak sahipliği konuları ile yayıncılık konusunda kurulabiliyor. Eser sahipliği yönünden ise güzel sanatlar, müzik, sinema ve ilim-edebiyat alanlarında meslek birliği kurulabiliyor (yasal mevzuat ve adlandırmalar böyle, bakınız: 5846 Sayılı FSEK).
Yani, "GRAFİK diye bir fikir ve sanat alanı" yoktur!
Dolayısıyla, Grafik alanında, hele adı da "GRAFİKERLER MESLEK BİRLİĞİ" olmak üzere bir MESLEK BİRLİĞİ, KURULAMAZ!
Bu meseleyi, geçen yıl taaa ilgili oluşumun başlangıcında (31 Mayıs 2008) ilgili arkadaşlara anlattım. Grafik alanında meslek birliğinin kurulamayacağını, ancak "güzel sanatlar" alanında kurulabileceğini, bunun için de diğer güzel sanatlar alanlarından katılımlara açık olmamız gerektiğini, üstüne basa basa ifade ettim.
Fakat bazı sabit fikirliler, bunu anlamamakta inat ettiler. İlle de "grafikerler meslek birilği kurulacak ve bu mesleğin ilkelerini ve sınırlarını biz tayin edeceğiz" diye tutturdular.
Üstüne üstlük, fikir hırsızlığı yapmaya da kalktılar!
Sinema alanında, özellikle animatörlerin ağırlıkta olduğu meslek birilği çalışmalarımdan, grafikerlere uyarladığım meslek birliği tüzük taslağındaki özgün fikirlerimi içeren madde önerilerimi geri çektiğim halde, kullanılmamasını istediğim halde, ısrarla, sitelerinde yayınlamaya devam ettiler. Bu tüzüğü benim yazmadığımı, hiç katkıda bulunmadıkları halde, tüzüğü "ortaklaşa" yazdıklarını iddia ettiler.
Bu yüzden, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre, İstanbul Fikrî ve Sınaî Haklar Mahkemesi'nde dava açtım. Bu olaydan sonra, birlik için bir araya gelenler, ısrarcıları birer ikişer terk etmeye başladı.
Bu yüzden, sözümona birlik, gerçekleşmedi. Gerçekleşmesi için, yukarıda işaret ettiğim yasal şartları düzgünce anlayabilecek, emeğe saygılı, mevzuatı çorba yapmayacak nitelikli "gerçek" kişilerin bir araya gelmesi gerekiyor.
(Bu yazı, Grafikerler Meslek Birliği'nin "neden kurulamadığını" açıkça anlatmak amacıyla yazılmıştır. Başka herhangi bir amaç taşımamaktadır. Silinmemesini rica edeceğim, zira, bu konu, bir polemikten ziyade, grafik tasarımın öznel meselelerinden biri haline gelmiştir)