Ne Sanırdınız

bende pınar aylinin bir şarkısı vardı,
yine öpmeli yine dokunmalı deliler gibi diyormuş
bende yine öp beni yine dokun banı (öp beni diyor ya dokun bana demesi gerekir diye mantık yürütüyordum) deliler gibi anlıyordum,
dediğin gibi bende çok kafa patlattım mantığa

okumayı yeni sökmüştüm. annem bana "Heidi" kitabını almıştı.
herkesin "heydi" diye okuduğu kitabı ben niye "heidi" diye okuyordum?
aman allahım okumayı sökememiş miydim???
bu sırrımı uzun süre sakladım...
uzun süre kitabın kapağına bakıp heceleme çalışmaları yaptım..

taa ki bir gün 5. sınıflardan bi çocuk,
"söyle bakalım burada ne yazıyor" dedi.
mahçup mahçup "heydi" dedim.
o da bana " bilemedin kiii bilemedin kiiii heidi yazıyor" dediğinde
derin bir oh çekmiştim.

işte o gün bugündür bu sırrımı ilk sizlerle paylaşıyorum.

handemir' Alıntı:

okumayı yeni sökmüştüm. annem bana "Heidi" kitabını almıştı.
herkesin "heydi" diye okuduğu kitabı ben niye "heidi" diye okuyordum?
aman allahım okumayı sökememiş miydim???
bu sırrımı uzun süre sakladım...
uzun süre kitabın kapağına bakıp heceleme çalışmaları yaptım..

taa ki bir gün 5. sınıflardan bi çocuk,
"söyle bakalım burada ne yazıyor" dedi.
mahçup mahçup "heydi" dedim.
o da bana " bilemedin kiii bilemedin kiiii heidi yazıyor" dediğinde
derin bir oh çekmiştim.

işte o gün bugündür bu sırrımı ilk sizlerle paylaşıyorum.

Genişletmek için tıkla ...

cidden iyimiş..

bende daha ilk okula başlamadığım yıllar yaş 5 yada 6 o civarlarda annem öğretmen okula onun sınıfına gittim annemle birlikte okul tam gün

sabah bütün öğrenciler günaydın diyor
öğleyin dünaydın diyor
akşam yakşanlar diyor..

ama öğle vakti dünü niye karıştırıyor yada bu yakşanlar kim? daha önceleri hiç dikkat etmemişim demekki o gün kafama takıldı en sonunda anneme sorup öğrenmiştim

bu arada annemi ve izmiri özlemişim sanki ya gözümde canlandı da..

neyse ben bi sigara arası vereyim

ampulü icad eden Edison u ben bizim sinema oyuncusu Ediz Hun sanardım cok diyil birkac sene ötesine kadar

Anakara'da ''Elmadağ'' diye bir dağ var, çocukluğum tam o dağın karşısına düşen çankaya nın yıldız semtinin sancak mahallesinde (bunu belki eski mahallemden tanıdıklar çıkabilir diye belirtiyorum) geçti... ben o dağın arkasının dünyanın sonu olduğunu ve orda yanan bir ateş ve çevresinde Yüzüklerin Efendisindeki ''canavarlar'' gibi (o zamanlar kafamda canlandırdığım canavarları yüzüklerin efendisini ilk izlediğimde şok olmuştum, çünkü aynıydılar) canavarlar olduğunu düşünür ve muhakkak oraya gitmem geretiğini söylerdim... ve gittim, o dağın arkasında benim köyüm varmış evet bala ilçesinin çatalören köyü.

sigaraya yeni baslamistim.ortaokulada yeni baslamistim her sabah sigara alirken 1.975 di ustune sakiz veriyodu.bozuk yok diyerek.bende bi keresinde param cikismadigi icin 1.950+sakiz verdim oda gulerek kabul etti.ben bana sakiz satmaya calisiyo sandim yillarca.sonra universiteden sonra biraktigimda markete geldim ve adam sakizlarim ise yaramis dedi.Ben zaten sen az sigara ic diye veriyodum dedi.Yillarca bana sakiz satiyo diye kizmistim

anıtka 1,anıtka 2 sanıyodum eskiden bı resım yapmıstım.anıtka 1 yazdım resme.hoca anıtkabiri ayır olmamıs dedi.ben yenıden yaptım resmı(resım de anıtkabırın resmı sadece)anıt ka1 yazdım goturdum.hoca gene olmamıs dedı.yenıden yaptım resmı.anıtka bir yazdım goturdum .hoca tamam bu kez olmus dedı resmımı sergıye cıkardı:S anıtkabirin yazıldıgını ogrendım(yanı kendımce ogrendım.haala anıtka bir die bılıyorm)sonra anıtka 2 nın nerde oldugunu merak etmeye basladım.sonra hıc unutmuyorum gene bı resım dersınde (artık bı ust sınıf mı baska bı donem mı onu bılmıyorum)hoca Atatürk konulu resim yapın demisti.ben de bu sefer dogdugu yerı yaptım(GÛya Selanik)sonra kapıya da anıtka iki yazdım.sonra resmı hocaya gosterıcektım.dedım belkı yanlıs yapmısımdır.hocaya soruyım once.hocam dedım normalde Atatürk'ün doğduğu yer anıtkabir olması gerekmıyo mu.hoca once guldu.sonra nıye dedi.ben de yeni bi bulus yaptım ya oole heycanlanmıstım.yahu dedim.nie öldüğü yer anıtkabir oluyo da dogduğu yer anıtka 2 oluyo dedim. hoca travma gecirdi heralde cok sinirlenmisti.bana vurdu mu bılmıyorum ama ates puskurdu sınıfa da bana da.:S

bi tane kedımız vardı.bı gun kedımle oynuyodum.o da hevesli ben oyunu bıraktıgımda hemen pesımden gelıyo.neyse bı gun boyle canımız cıkarcasına oynuyoruz.bırden bıre kedı durdu.ama o ânı hıc unutmuyorum.bana oyle ters ters baktı kı kedının yuzune bakamadım o an.sonra kedı gıttı.ben şok oldum.sonra kedılerın aslında hep ınsanları anlayabıldıgını fılan sanıyodum.kıyamette kedıler cok buyuk olucak ınsanlardan ıntıkam alıcak dıe sanıyodum.

------------------------------------------------------------------------

babanemden cok sey ogrendım.nazım hep babaneme gecerdi.bazen bıraz sımarıyodum heralde.babanemlerın evının catısı tahtadandı.babanemım cıleden cıktıgı anlarda bana hep sey derdi''bak Allah seni görüyo tahtalaan arasından bakyo sana bak bak surda''filan diye gosterıyodu bı de ben de safım tabı bı de cocugum.yiyodum karanlık ya tahtaların arası.goremıyodum.hep Allah ordan bıze bakıyomus sanıyodum.bi de babanem bana namaz kıldırırdı.ben bıraz nazlanırdım.ama hep namaz kıldırdıktan sonra biseyler almıs olurdu.yanı bıseyler alır kosede bi oda var oraya koyardı.bı de bana derdı kı namaz kıldın ya Allah yukardan attı onu derdi ben de hep oyle sanırdım.camıye gıdınce Allah nie hediye atmıyooo derdim.o da baska cocuklaa gapıyo sen gormuyon derdi

bende babamla beni 1. sınıfa kayıt ettirmeye gitmiştik nasıl dikkatle incelemişsem kaydı yapan kişiyi. bi süre sonra okula gitmekten sıkılmışve babama ben daha gitmicem demişim babamfda sildirelim seni ozaman demiş bede çocuk aklı işte dolma kalemle yazdılar silkinmezki demişim... okuldan kaydını aldıranlar için hep nasıl dolma kalemi sildiler diye düşünürdüm...

peygamberimizin ismini bir başkasında duyunca hayretler içinde kalmıştım.
sanmıştım ki başkasının ismi muhammed olamaz.

demek uzun süre muhammed isimli biriyle tanışmak nasip olmamış.

-Merhaba ben Volkan...
-Ben de Fahri ağabey (abi)...

Allah allah nasıl yani. Fahri abi diye isim mi olur. Benden küçük adama ağabey mi diyeceğim..?

Dayanamadım aradan baya zaman geçtiği halde sordum.

-Ya ağabey... Yani Fahri ağabey senin ismini kim koymuş?
-Annemle babam ağabey. Ne oldu ki?
-Sade Fahri desem ben?
-İstiyorsan öyle söyle ağabey fark etmez.
-Yok yanlış anlama benden küçük birisine ağabey demek tuhafıma gidiyor ondan. Yoksa isminle bir zorum yok.
-Hönk...?
-Senin ismin Fahri ağabey ya işt...
-Dur dur dur. Ağabey benim ismim Farabi...
-Asıl hönk...
Ardından kahkaha...

annemle birlikte ilkokula kayıt yaptırmaya gittik... ablamda aynı okulda okuduğu için müdür bizi tanırdı... neyse müdür kaydımı yaptı sonra bana dönüp öğretmeninin adı şaban dedi... sevinçten havalara zıpladım - anne öğretmenim inek şaban mı dedim... müdür önce kısa bi şok geçirdi ardından gülmekten yerlere yattı... rezil olmuştum...

4 kardeş aynı ilkokulda okuyorduk..benden biyaş buyk olan ablamla ben 3.sınıfta ve aynı sınıftayız.erkek kardeşim alt katta 1.sinifa yeni baslamıs o dönem.basladıgı sene okulun maskotu oldu adeta..hocaları parmagında oynatıyordu neyse bigun bunlar matematikten sınav oluyor..kardeşim onur da hiçbişey anlamamıs ama hiç çaktırmazdı bilmediğini,bilir gibi davranır renk vermezdi...sen cocuk,sınav bitişine yakın tüm sınıf hocanın basına sınav kagıtlarını vrmek için topandıgı anda sınıftan cık,üst kata bizim sınıfa gel..kapı çalar:
onur: ögretmenim ablalarıma bişey sorabilirmiyim?
ögrt:tabi gel onur,noldu hayırdır?

onur gülerek yanımıza gelir,ders bölünür tabi
elinde sınav kagıdı,"ya bnlardan bişey anlamadım abla heemn çözün bunları bana ..sınav 4 işlemden olusyo ve bi sürü soru var..biz gülme krizi içinde çzödük hepsini,tabi sınıfta onurun elinde getirdiği şeyin sınav kagıdı oldugunu sadece ablam ben ve onur biliyoruz
çözdük soruları,bu bide cok bilmiş soruyor bize,
onur:hepsini dogru yaptınız dimi kontrol edin

ve jet hızıyla cıkar ögretmene tesekkur ederek,kapıyıda son seste carpar gümm diye..sınıfta bir gülme krizi hocayla beraber..

okul cıkısı onurun anlattıkları,
onur hocaya kagıdnı verir,bası hala kalabalık hocanın ve onurun sınıftan cıktıgını bile farketmemiş..hocanın bişeyden haberi yok.alır kagıdı ,sonucları aynı anda sınıfta okuyup notlandıryomus meger o anda,o yuzden bası kalabalıkmış

neyse aradan vakit gecer..onurun kagıdı tam not adam saskın,onur nasıl yaptın sen bunu..senin daha yasın kaç ya küçüksün sen,demiş..(onur 5 yasında) onur da,evet ama ablalarım beni hep calıstıyor demiş..sınıftaki en yuksek ve tam not onurundur

adam hala inanamıyor..bir deha var sanıyor sınıfında ogunden sonra onura özel ilgi,hassasiyet filan.hocalarla paylaşıyormuş bunu..sınıfmda harika bir ögrenci var diyerek koltuk kabartıyormus

bigün anneme anlattı kahkahalar içinde..olayı annem saskınlıkla dinledi tabi ama bizde ogune kadar anneme bişey anlatmadık sakladık onurun son sözü bu ögretmenelr nekadar salakmış koca adamı uyuttum ya hahahha diyerek gerilyor küçücük boyuyla ..annem şokkk

ertesi gun annem okula gelir,durumu ögretmene tek tek anlatır özür dileyerek,oğlum böle böle yapmıs filan...adam hönkkkkk kahkahalarla gülerler ikiside ve onuru hemen bulup yanına getirr..aralarında gecen diyalog sudur:
-onur seni tebrik ederim..30 yıllık ögretmenlik hayatımda ilk kez 5 yasında bi çocuk bni böyle kandırdı ve ben hiç anlamadım cevirdiğin dümeni..deha oldugunu sanıyordum ama sen fazlasıymışsın be cocuk..
(onurda hiç utanma yok)
-ama napim,ben nerdenbilim o soruları sizde zor zormussunuz..bide ögretmensiniz,ben sınıftan çıkyorum giryorum haberiniz yok (kıhkıhkıh)
falan filan derken annem utanctan kızarır
onurun yüzsüzlüğü adamın daha cok hoşuna gider ve ogunden sonra kanki olurlar
şimdi hala görüşyolar..adam emekli oldu onursa şimdi 23 yaşında ve sınıf ögretmeni bu olay hala anılır....

Ben küçükken canım babam her akşam işten geldikten sonra hemen trt'nin haberlerini açar, dinlerdi dikkatli dikkatli kimseyi konuşturmazdı.O dikkatli dikkatli televizyona bakarken ben de bakıyordum dinliyordum ama hiçbir şey anlamıyordum. :anlamadim:Cumhurbaşkanı, başkabakan, haberi sunan spiker hepsi bana çok garip gelirdi sanki insan değil olağan üstü varlıklar ve ben hiçbir zaman onların ne demek istediğini anlamayacağım gibi gelirdi. Ama anlattıkları çok önemliydi yoksa babam niye böyle pür dikkat dinlesin....Bu yüzden hergün babam olmasa bile bilmem kaç yaşına gelene kadar bu adamların ne dediğini anlamak için haberleri kaçırmadım.
Birgün anladım ne demek istediklerini...:::
Çocuk olmak ne garip şeymiş...

küçükken arabanın benzini bittiğinde benzinliğe girerdik. benzini alınca araba daha hızlı gidecek sanırdım çocuk işte

Ben de anlatiyim o zaman bir küçüklük sanrımı.

Dedem her zaman köpek bakardı. Bahçeli evinde hep bir köpek bulunurdu.
Ne zaman gitsem köpekleri sever, onlar da bana iyi davranırlardı...

Köpekten korkuyorum diyenleri anlamazdım, çünkü ben köpeklerle gayet iyi geçinirdim.

Taaaaaaaaa kiii; başka bir yerde manda gibi bir çoban köpeği beni kovalayana kadar.

Ondan sonra dedim ki her hayvan bir olmuyormuş.

küçükken canım babacım kaldırırdı beni ve her sabah standart kaldırma sekli yanıma yatar ve sakallarını yüzüme sürerdi "sakallarımı sürümde benim kızımdada cıksın "derdi bende hemen yataktan kalkar aynaya bakardım yok iste cıkmıyor kandırıyorsun derdim oda yarına cıkcak bekle derdi. hala ailemin yanına gittigimde babam beni öyle kaldırır ama artık kandıramıyor

birde benim gözlerim siyah oldugu için renkli gözlülerin hep dünyayı renkli gördügünü sanırdım tabi bu bahsettiklerim 5 yada 6 yaslarındaykendi

Bende

Babaannemİ Halam Sanirdim Hala Derdİm Kİmsede Bozuntua Vermezdİ Ama Artik YÜzÜme Vuruyolar

Televizyonda küçükken izlediğim filmlerde geceler gündüzler hep farklı oluyordu.

burda sabahken orda akşam oluyor, burda akşamken orda sabah oluyor insanlar ne çabuk yaşlanıyor, günler ne çabuk geçiyor ve devamı............ :ghost:

Galiba bu filmleri farklı bir gezegende çekiyorlar diye düşünürdüm. :lol:

Ve kimseye bunun nedenini hiç sormamıştım, farkındaydım bende bir tuhaflık vardı :ghost:

bende bulundugum semtten dışarı çıkınca baska ülkelere gidiliyor zannederdim(örnek şişli:Türkiye taksim:Almanya gibi) bide büyükler wc ye girmez zannederdim ..:utann::utann::utann: