tasarim_izmir
🌱Yeni Üye🌱
- Katılım
- 11 Ocak 2011
- Mesajlar
- 23
- Tepkime puanı
- 1
iş hayatını bilen yok yerine çok az demek daha doğru... gerçekten herşeyin çok farkında, piyasayı çözmüş, grafiker oldğu kadar başarılı birer girişimci ruhu taşıyan kişilerin mesajları var forumda... okumaktan zevk duyduğum... ama malesef çok az...
şimdi diyeceksiniz ki nereden çıktı bu başlık. amacım kimseyi kırmak değil yanlış anlaşımasın. yeni üyeyim ve zaman zaman dolaşıyorum forumdaki konuları. bir şey çok net dikkatimi çekti; herkes iş hayatından dolayısı ile genel olarak hayattan bezmiş durumda. bazı mesaj sahiplerinin ise depresyon tedavisine ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. kırıcı olmak için söylemiyorum. sadece gördüğüm bir durum.
genel olarak bu durum, aç insanların piyasadaki fiyatları çok fazla deforme etmesinden kaynaklanıyor. yani herkes, "işlerimizi ayağa düştü, 10 liraya logo tasarımı yapıyorlar. bu ortamda nasıl iş yapacağız" şeklinde serzenişlerde bulunuyor.
aslında yanlışta değil bu durum. ama forumdaki grafiker arkadaşlar öyle büyütmüşler ki bu konuyu mesleği bırakmayı düşündüğünü söyleyen süzlerce mesaj var. hangi işi yapacaksınız peki... bana, yaygın olarak yapılan, tek bir meslek söylermisiniz ki hiç rekabet olmasın, o mesleği yapanların hepsi emeğinin hakkını alsın... yok böyle bir meslek.
günümüzde bütün ekonomik sistemler serbest rekabet kuralına göre işler. ister grafiker olun, ister doktor... mutlaka birileri sizin rakibiniz olacak. düşük fiyata iş yapacak, belden aşağı vuracak sizi kötüleyecek, düşmanlık yapacak, sırf siz almayın diye zararına iş yapacak. piyasanın kuralı bu... bu kural sadece tasarım mesleğinde değil tüm mesleklerde böyle... ve sadece türkiye 'de değil, tüm dünya da böyle...
arkadaşlar bugün hangi mesleği yaparsanız yapın ticareti bileceksiniz. özellikle satış ve pazarlamayı çok iyi bileceksiniz. maaşla bir çalışan olarak kariyer yapsanız bile bunu bileceksiniz. hiçbir şey satmayan kişiler bile, kendisini satar. eşine, dostuna, komşusuna, patronuna, iş arkadaşlarına kendisini satmak zorundadır.
evet piyasada iş ayağa düştü. ancak bu durumu çıkmaz sokak gibi algılayıp tasarımcılığa ya da mesleğe lanet okumak yerine kendi bakış açınızı gözden geçirin. problem sizin olaylara ve piyasaya bakış açınızda. mücadeleye hazır değilseniz, kabuğunuza çekiliyorsanız, çözüm üretmeye çabalamayıp sadece şikayet ediyorsanız ister tasarımcı olun ister başka birşey, kaybetmeye mahkumsunuz.
her malın alıcısı vardır. bir grafiker asla 20 liraya logosunu tasarlatan müşterilere iş yapamaz. bu kadar ucuza iş yaptıranların sadece günümüzde mi ortaya çıktığını sanıyorsunuz. eskilere sorun. benim amcam tabela ressamı. bilgisayarın olmadığı dönemde eliyle ve yağlıboya ile yazardı mesleğini böyle adlandırırdı "tabela ressamı". yani bildiğin grafiker...ona soruyorum. 50 yıl önce de böyle ucuza iş yapanlarda mevcutmuş. ucuza iş yaptıran müşteriler asla tasarımcının müşterisi değildir. bu müşterileri neden kaçan müşteri olarak görüyorsunuz. tasarımcının müşterisi, özgün bir şeyin, sanat eseri niteliğ taşıyan bir şeyin peşindedir ve asla gidip 20 liraya logo tasarlayan birisini muhatap dahi almaz. bugün de böyle 50 sene önce de böyleydi. değişen hiçbirşey yok. yani kısaca müşteri profilinizi iyi analiz edin arkadaşlar. kimlere hitap ediyorsunuz. bu sayede zaten sizin olmayan müşterinin başkasına iş yaptırması nedeniyle, çok değerli moralinizi bozmazsınız. moral bozukluğu, yaratıcılığın en büyük düşmanıdır.
diğer bir konu;
o kızdığımız, elinde çanta ile piyasadan üç kuruşa iş toplayan kişilerle rekabet etmek adına ne yapıyorsunuz. tek yaptığınız "ben grafikerim yerse" demek ise kusura bakmayın ama kimse yemiyor. bugün bir grafiker (maaşla çalışanları kısmen dışarıda bırakıyorum) elinde çanta ile kendi müşteri portföyünü genişletemiyorsa. en azından o adamların yaptığını yapamıyorsa zerre kadar şikayet etmeye hakkı yok. ayıp mı? günah mı? "koskoca grafikerim bana yakışmaz" diye mi düşünüyorsunuz? böyle düşünüyorsanız çok yanlış düşünüyorsunuz. dibe vurmaya mahkumsunuz. satış ve pazarlama her mesleğin en az %50 sidir arkadaşlar. tasarım işinde çok daha fazlasıdır. çünkü ürününüz tamamen görsel bir şey. iyi tanıtılmalı, iyi anlatılmalı...
başarılı tasarımcılara bakın, inceleyin. görüşmeye hazırlık, satış görüşmesi, sunum, satış kapama, portföy geliştirme adına ne kadar profesyonel davranıyorlar. zamanlarının çok büyük bölümünü birebir tasarım faaliyetine ile değil. müşteri ziyaretlerine ile piyasaya harcıyorlar. akşam yemeğini rakipleri ile yiyorlar, neler yapıyorlar takip ediyorlar. sırf kahve içmek için müşterilerine uğruyorlar. ilişki geliştiriyorlar.
bu konularda detaya girilmeye kalkılırsa kitap yazılır. hatta yazılmış bile. herkese şiddetle öneriyorum şu kitabı..
"michael e. gerber - girişimcilik tutkusu"
kendini çıkmazda hisseden tasarımcıların ufkunu açacaktır. nerelerde yanlış yaptığınızı ve ne gibi çıkış noktaları olduğunu göreceksiniz.
fazla uzatmadan son bir şey söyleyeyim; tasarımcılık dünyanın en güzel mesleklerinden birisidir. mesleğe lanetler okumaktansa sadece bir kez kendinizi değerlendirin. belki de hata tasarımcılık mesleğinde değil, sizin kişiliğinizde ya da bakış açınızdadir. kim bilir.
bazı noktalar biraz sert oldu, özür dilerim. amacım kimseyi kırmak değil, tam tersine yardımcı olmaktır.
saygılar
şimdi diyeceksiniz ki nereden çıktı bu başlık. amacım kimseyi kırmak değil yanlış anlaşımasın. yeni üyeyim ve zaman zaman dolaşıyorum forumdaki konuları. bir şey çok net dikkatimi çekti; herkes iş hayatından dolayısı ile genel olarak hayattan bezmiş durumda. bazı mesaj sahiplerinin ise depresyon tedavisine ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. kırıcı olmak için söylemiyorum. sadece gördüğüm bir durum.
genel olarak bu durum, aç insanların piyasadaki fiyatları çok fazla deforme etmesinden kaynaklanıyor. yani herkes, "işlerimizi ayağa düştü, 10 liraya logo tasarımı yapıyorlar. bu ortamda nasıl iş yapacağız" şeklinde serzenişlerde bulunuyor.
aslında yanlışta değil bu durum. ama forumdaki grafiker arkadaşlar öyle büyütmüşler ki bu konuyu mesleği bırakmayı düşündüğünü söyleyen süzlerce mesaj var. hangi işi yapacaksınız peki... bana, yaygın olarak yapılan, tek bir meslek söylermisiniz ki hiç rekabet olmasın, o mesleği yapanların hepsi emeğinin hakkını alsın... yok böyle bir meslek.
günümüzde bütün ekonomik sistemler serbest rekabet kuralına göre işler. ister grafiker olun, ister doktor... mutlaka birileri sizin rakibiniz olacak. düşük fiyata iş yapacak, belden aşağı vuracak sizi kötüleyecek, düşmanlık yapacak, sırf siz almayın diye zararına iş yapacak. piyasanın kuralı bu... bu kural sadece tasarım mesleğinde değil tüm mesleklerde böyle... ve sadece türkiye 'de değil, tüm dünya da böyle...
arkadaşlar bugün hangi mesleği yaparsanız yapın ticareti bileceksiniz. özellikle satış ve pazarlamayı çok iyi bileceksiniz. maaşla bir çalışan olarak kariyer yapsanız bile bunu bileceksiniz. hiçbir şey satmayan kişiler bile, kendisini satar. eşine, dostuna, komşusuna, patronuna, iş arkadaşlarına kendisini satmak zorundadır.
evet piyasada iş ayağa düştü. ancak bu durumu çıkmaz sokak gibi algılayıp tasarımcılığa ya da mesleğe lanet okumak yerine kendi bakış açınızı gözden geçirin. problem sizin olaylara ve piyasaya bakış açınızda. mücadeleye hazır değilseniz, kabuğunuza çekiliyorsanız, çözüm üretmeye çabalamayıp sadece şikayet ediyorsanız ister tasarımcı olun ister başka birşey, kaybetmeye mahkumsunuz.
her malın alıcısı vardır. bir grafiker asla 20 liraya logosunu tasarlatan müşterilere iş yapamaz. bu kadar ucuza iş yaptıranların sadece günümüzde mi ortaya çıktığını sanıyorsunuz. eskilere sorun. benim amcam tabela ressamı. bilgisayarın olmadığı dönemde eliyle ve yağlıboya ile yazardı mesleğini böyle adlandırırdı "tabela ressamı". yani bildiğin grafiker...ona soruyorum. 50 yıl önce de böyle ucuza iş yapanlarda mevcutmuş. ucuza iş yaptıran müşteriler asla tasarımcının müşterisi değildir. bu müşterileri neden kaçan müşteri olarak görüyorsunuz. tasarımcının müşterisi, özgün bir şeyin, sanat eseri niteliğ taşıyan bir şeyin peşindedir ve asla gidip 20 liraya logo tasarlayan birisini muhatap dahi almaz. bugün de böyle 50 sene önce de böyleydi. değişen hiçbirşey yok. yani kısaca müşteri profilinizi iyi analiz edin arkadaşlar. kimlere hitap ediyorsunuz. bu sayede zaten sizin olmayan müşterinin başkasına iş yaptırması nedeniyle, çok değerli moralinizi bozmazsınız. moral bozukluğu, yaratıcılığın en büyük düşmanıdır.
diğer bir konu;
o kızdığımız, elinde çanta ile piyasadan üç kuruşa iş toplayan kişilerle rekabet etmek adına ne yapıyorsunuz. tek yaptığınız "ben grafikerim yerse" demek ise kusura bakmayın ama kimse yemiyor. bugün bir grafiker (maaşla çalışanları kısmen dışarıda bırakıyorum) elinde çanta ile kendi müşteri portföyünü genişletemiyorsa. en azından o adamların yaptığını yapamıyorsa zerre kadar şikayet etmeye hakkı yok. ayıp mı? günah mı? "koskoca grafikerim bana yakışmaz" diye mi düşünüyorsunuz? böyle düşünüyorsanız çok yanlış düşünüyorsunuz. dibe vurmaya mahkumsunuz. satış ve pazarlama her mesleğin en az %50 sidir arkadaşlar. tasarım işinde çok daha fazlasıdır. çünkü ürününüz tamamen görsel bir şey. iyi tanıtılmalı, iyi anlatılmalı...
başarılı tasarımcılara bakın, inceleyin. görüşmeye hazırlık, satış görüşmesi, sunum, satış kapama, portföy geliştirme adına ne kadar profesyonel davranıyorlar. zamanlarının çok büyük bölümünü birebir tasarım faaliyetine ile değil. müşteri ziyaretlerine ile piyasaya harcıyorlar. akşam yemeğini rakipleri ile yiyorlar, neler yapıyorlar takip ediyorlar. sırf kahve içmek için müşterilerine uğruyorlar. ilişki geliştiriyorlar.
bu konularda detaya girilmeye kalkılırsa kitap yazılır. hatta yazılmış bile. herkese şiddetle öneriyorum şu kitabı..
"michael e. gerber - girişimcilik tutkusu"
kendini çıkmazda hisseden tasarımcıların ufkunu açacaktır. nerelerde yanlış yaptığınızı ve ne gibi çıkış noktaları olduğunu göreceksiniz.
fazla uzatmadan son bir şey söyleyeyim; tasarımcılık dünyanın en güzel mesleklerinden birisidir. mesleğe lanetler okumaktansa sadece bir kez kendinizi değerlendirin. belki de hata tasarımcılık mesleğinde değil, sizin kişiliğinizde ya da bakış açınızdadir. kim bilir.
bazı noktalar biraz sert oldu, özür dilerim. amacım kimseyi kırmak değil, tam tersine yardımcı olmaktır.
saygılar
Son düzenleme: